Reyting uğruna değerler yıpratılıyor

heü
Televizyon programı ve dizilerle toplumsal yapının altına dinamit koyuluyor. Ahlaksızlık, aile içi gayrimeşru ilişkiler, aldatma, sapkınlık bu tarz programlarla vatandaşa normalmiş gibi gösteriliyor....

 

Türk yapısı ve gelenekleriyle uyuşmayan bu programlara ses çıkarılmaması, vatandaş tarafından normalleştirilmeye göz yumulması ise gelecek adına toplumsal yapımızın bataklığa dönüşebileceğinin sinyalini veriyor. Dizilerdeki yatak sahneleri, gündüz programlarındaki gayrimeşru ilişkilerin alenen konuşulması hiçbir oto kontrole tabi tutulmadan evlerimizin içine sokuluyor.

ALDATMA ŞİDDET VE GAYRİMEŞRU İLİŞKİ NORMALLEŞTİRİLİYOR!

Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erhan Tecim, ahlak dışı olan ve toplumun değerleriyle uyuşmayan televizyon programları ile ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu. Bir dönem evlilik programlarıyla toplumun ve aile yapısının ahlak anlayışının bozulmaya çalışıldığını, daha sonra da gündüz kuşağı programlarıyla bu uygulamanın devam ettirildiğini aktaran Tecim, bu programlarla ahlaksızlığın, gayrimeşru ilişkilerin, aldatmanın, evi terk etmenin normal bir şeymiş gibi gösterildiğini dile getirdi. Bu programlarla kamunun veya insanların değil, reklam gelirlerinin ve reytingin öncelediğinin altını çizen Tecim, şunları kaydetti: “Programların aldatmayı, evi terk etmeyi ve şiddeti normalleştirdiğini, izleyen bireyleri ise bu konulara dair duyarsılaştırıyor. Evliliğin temelinde sevgi, saygı, iyi çocuk yetiştirme ve kanaatkarlık var. O programlar; aldatmayı, şiddeti, evi terk etmeyi çok olağan şeylermiş gibi gösteriyor. Çocuklar aile anlayışını, program tarafından oluşturulan olumsuz evlilik sahneleri ile algılamaya başlıyor. Bu da gelecek adına doğrusu bizleri endişelendiriyor. Sapkın davranışların, uygulamaların ve tutumların normalleştirilmesine karşı çıkılmalıdır.”

BU PROGRAMLAR ZAMANLA İNSANLARI HUZURSUZ EDİYOR

Psikolog Ali Kültekin de şunları kaydetti: “Televizyon programları ve dizilerle devasa bir kurgu oluşturuluyor. İnsanlara çok para harcayarak, mutlu olabileceklerinin mesajı veriliyor. İnsanlar da bu programları ve dizileri izleyerek mutlu olacağını zannediyor. Belli bir süre bunlar izlenerek iyi hissedebilir insan kendini. Ancak insanlar zamanla bu programlarla kendinden uzaklaşmaya başlıyor. Kültürel kodlarla çatışma başlıyor. Değerler zayıflıyor. Banane algısı ortaya çıkıyor. Bencillik başlıyor. Toplumdan da kopuluyor. Televizyon ve telefonla toplum gözlemlenmeye başlıyor. Zamanla ciddi güvensizlik ortaya çıkıyor. Bu programlar huzursuz olmamıza sebebiyet veriyor. Toplumumuzun büyük bir kısmında aile hayatı düzgün gidiyor. O mercek yani aldatma, sapkınlık, gayrimeşru ilişkiler insanlarımızın gözüne sokulunca paranoyak düşünceler görülebiliyor.

Aile ilişkilerinde olmayan şeyler kurgulanıyor.”

EMRE ÖZGÜL

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.