Tecavüz mağduru 17 yaşındaki kız şiddet anlarını anlattı
Foto-Haber: Armağan ŞEN
Tecavüz mağduru genç kız evinin kapılarını gazetemize açarak, Avukatı nezaretinde olayın bütün detaylarını gazetemiz muhabiri Armağan Şen’e anlattı. Gerçekleştirdiğimiz bu özel röportajda yaşadıklarını gözyaşları içerisinde anlatan S.İ, annesi, hasta üvey babası ve üvey kardeşiyle birlikte yaşıyor.
Genç kız hayatı boyunca hiç kapanmayacak, üstü kabuk bağlasa da alttan alta hep kanayacak yarasını anlatırken, olayın kendisinde büyük yaralar açtığını bu olayları kendisine yaşatanların cezasını çekeceklerine inandığını söyledi.
Her Şey Nasıl Başladı
2 kişinin tecavüzüne uğrayan 17 yaşındaki S.İ. başından geçen korkunç olayları açık açık anlattı. İşte genç kızın ağlayarak anlattığı korkunç olaylar:
Hafta sonu Cumartesi günü her zamanki gibi işten çıkmış eve dönüyordum. Evimin önüne gelene kadar her şey normaldi. Eve yaklaştığım sırada arkadan bir ses bakar mısınız diye seslendi. Ne olduğunu anlamak için arkamı döndüğümde bir el ağzımı zorla kapatmaya çalıştı. Arkamdan sarılan kişinin elini ısırarak kurtulmaya çalıştım. Korku içinde anneme sesimi duyurmaya çalıştım defalarca “anne anne” diyerek bağırdım ama sesimi duyuramadım.
S.İ. o akşam komşularının bazı sesler duyduğunu fakat ne oluyor diye dışarı çıkıp bakmadıklarını ifade ediyor.
Gözlerimi Nerede Olduğunu Bilmediğim Boş Bir Arazide Açtım
S.İ. kendisine arkadan yaklaşan kişi ile boğuşurken zorla bir arabaya bindirildiğini ve aracı kullanan başka biri kendisine saldıran kişiyle araç içinde bir süre boğuştuğunu anlatıyor. Sonrasını hatırlamadığını söyleyen genç kız, daha sonra gözlerini nerede olduğunu bilmediği boş bir arazide açtığını ve tepesinde 2 kişinin kendisine tehditler savurarak, “bu olayı birilerine anlatırsan ya da polise gidersen seni öldürürüz” dediklerini anlatıyor.
S.İ. sonrasında 2 caniden birisinin yanlarından ayrılarak bir süre sonra başka bir araçla geri döndüğünü ve zorla kendisine tecavüz ettiklerini söyledi. Kelimeleri boğazında düğümlenen S.İ. kendisine tecavüz eden 2 cani beni aldıkları yere, eve bırakacaklarını söyleyerek tekrar arabaya bindirdiler. Kurtuldum ümidiyle bindiğim arabada uzun süre gezindik. Ne kadar zaman geçtiğini bilmiyorum fakat geçtiğimiz yerleri aklımda not tutuyordum. Bir ara hani beni eve bırakacaktınız diye sordum ikisinden de bir cevap alamadım. Bir süre sonra yine boş bir arazinin olduğu tarla gibi bir yere durduk. Beni tekrar zorla arabadan indirdiler.
Bir tanesi adımı, annemin adını ve babamın adını sorup duruyordu. Korku içinde cevap vermeye çalışırken bir diğeri elinde ki demir bir çubukla kafama vurdu. Aldığım darbe ile yere düştüm. Kafama vurmaya devam ediyorlardı. Gözleri öyle dönmüştü ki bir tanesi “polise gidecek misin? ” diye öfkeyle soruyordu. Gideceğim dedikçe şiddeti artırarak demir çubukla beni dövmeye devam ettiler. Aldığım darbelerle canım öylesine yanıyordu ki kendimden geçmek üzereydim. Çaresiz bir şekilde ısrarla polise gideceğimi söylüyordum. Bir süre sonra kızgınlıkları geçen caniler dalga geçercesine gülerek yine aynı soruyu sordular ‘Polise Gidecek misin?’ ‘Hayır Gitmeyeceğim. Artık Yeter’ dememe rağmen demir çubukla dövmeye devam ettiler. Gücüm tükenmişti, artık konuşmalarını hayal meyal duyuyordum.
“Boynumu Orada Kestiler”
S.İ.“ demir çubukla dövülmeye devam edildiğini sonra bağların olduğu bir yere sürüklendiğini ve o anlarda hiçbir şey yapamadığını sadece her şeyin bir an önce olup bitmesini istediğini anlatıyor. S.İ. bağların içine sürüklendiğinde boynunu bıçakla orada kestiklerini söylüyor.
“Beni Yakacaklardı!”
Boğazının kesilmesinin ardından kendisini ölüme terk ettiklerini ifade eden S.İ. “Bağların orada boğazımı kestikten sonra benim üzerime çalı, çırpı atmaya başladılar. Üzerimi kapattıktan sonra orada kendi aralarında konuşmaya başladılar. Birisi ‘Yakalım’ bunu dedi. Diğeri ise ‘Yok. Yakmayalım. Yakarsak kokar ve bulunur. Zaten burada ölür. Ve kimsede bulamaz’ diyerek cevap verdi. Seslerini duyuyordum, ama artık takatim kalmadığından hiçbir şey yapamıyordum. . Üzerimi çalılarla kapattıktan sonra yanımdan ayrıldılar.
Önce Anneme Haber Verin
S.İ. beş on dakika sonra üzerindeki çalılıklardan kurtularak ayağa kalktığını ve zorla da olsa yürümeye başladığını söylüyor. Nerede olduğunu ve nereye gideceğini bilmediğini söyleyen S.İ. “karanlıkta bir süre yürüdüm daha sonra karşı tarafta arabaların ışıklarını fark ettim. Can havliyle kendimi yola attım. Zar zor yolun kenarına kadar gittim yanımdan geçen bir araç beni fark etmedi. Son çare kurtulmak için kendimi yolun ortasına attım.
Geçmekte olan bir araca el kaldırdım. Neyse ki araç durdu. Araç içindekiler inerek bana yardımcı olmaya çalıştılar. Araçtakilere” önce anneme haber verin” dedim. Araçtan inen kişiler ambulans ve jandarmaya haber verdi. Ambulans geldi, beni aldı ve hastaneye götürdü. Sonrası malum zaten.
‘S.İ.’nin Annesi Ü.A. Yaşadıklarını Anlatıyor!’
Daha 17 yaşında 2 kişi tarafından tecavüze uğrayan ve ölüme terk edilen S.İ.’nin annesi Ü.A. ise o geceyi anlatırken, gözleri doluyor. Ü.A. o akşam kızım eve gecikince 11 yaşında ki oğluma ablasının telefonunu arattım. Telefonu kapalıydı. Kendisine ulaşamayınca işyerini aradık. İşyerinden kızımın çıktığını söylediler. Telefonu kapattıktan sonra kızımın işyerine gittim orada yoktu. Belki o civarda bulunan alışveriş merkezine gitmiştir diyerek alışveriş merkezine giderek onu aramaya başladım fakat orada da yoktu. Eve geri döndüm. Bir müddet bir haber verir, telefon açar diye, huzursuzluk içinde bekledim. Dışarıya çıkıyorum, sokağın başına bakıyorum ama yok. Baktım kimse gelmedi, bir haber de yok, torunumu arayarak eve gelmesini söyledim. Torunum eve geldiğinde S.’nin daha eve gelmediğini söyledim. O’da polise gidip gitmediğimi sordu. Sonra torunumla birlikte polise gittik. Daha sonra karakolda durumu anlatarak ifade verdik. Saat 22.00’de eve geldik. Hep birlikte ailece beklerken telefonum çaldı. Telefonda bir polis beni arayarak ‘S.İ. senin neyin olur’ dediğinde, ben de kızım olur dedim. Sonra polis bana; ‘Kızın bir saldırıya uğramış.
Devlet hastanesi Acil Servis Bölümünde’ dedi. Daha sonra ben de oğlumun evine giderek S… başına bir iş gelmiş, hastaneye kaldırmışlar, hastaneye gidebilir miyiz? Dediğimde, oğlumda hemen gidelim diyerek, ayakkabılarımızı ve elbiselerimizi giymeden arabayla hastaneye gittik. Orada bana kızımı göstermediler. Ben ısrarla kızımı görmek istedim. Saat 23.00 ile 01.00 arasına kadar bekledikten sonra, bir görevli bana kızımı göstereceğini ama içeride kesinlikle bağırmayacağımı söylediler. Daha sonra içeri girdiğimde kızımın kafasına dikiş atmışlar, boğazına ise daha dikiş atıyorlardı.
S.I.’yı o şekilde görünce ben bağırmışım, görevliler beni tutarak dışarı çıkardılar. Bana bir iğne yaptılar. Daha sonra polisler, beni eve getirerek, kızımın evin önünde kaçırıldığını söyleyerek bana evde soru sordular. Kızımın işe gidip gelirken kullandığı yolu söyledim. Bana birkaç soru daha sordular. Ama ben hiçbir şey bilmediğim için verdiğim cevap hep ‘Bilmiyorum’ oldu.”
“Dedikoduların Hepsi Asılsızdır”
17 yaşındaki S.İ. olaydan sonra hakkında çıkan dedikodulara ise tek tek cevap verdi. S.İ. muhabirimiz Armağan Şen’e verdiği bilgiler doğrultusunda olaydan sonra çıkan birçok söylentinin dedikodu olduğunu ifade ederek; “olaydan sonra ailemin ve benim kulağıma asılsız birçok söylenti geldi. Bunların hepsi sadece dedikodudan ibaret. Kimileri; ‘o kişilerden birinin benim eski nişanlım’ olduğunu söylemiş. Madem benim eski nişanlım o halde bana neden olay anında, annemin, babamın ve hatta benim ismimi sordular. Madem bu kişileri ben tanıyorum, o halde onlar neden beni evimin önünde kaçırdılar. Bu kişileri hayatımda ilk defa gördüm. Bu laflar sadece dedikodudan ibaret. Benim; ‘İntihar Ettiğim’ lafları da geldi kulağıma. Şimdi Armağan Bey, eğer ben intihar etmiş olsam sizinle bu röportajı nasıl yapabilirdim. Ben intihar falan etmedim, etmem de. Olaylardan sonra tabiî ki psikolojim bozuldu. Uykularımdan zaman zaman bağırarak uyanıyorum. Tek başıma evde kalamıyorum, dışarı çıkmaktan korkuyorum dedi.
Avukat Göktürk Tuğra Yılmaz; “İnsanlar Kapılarının Önünde Bile Güvende Değil”
S.İ.’nin avukatı Göktürk Tuğra Yılmaz ise; “Kızımız 18 yaşından küçük olması nedeniyle bu olay infial olarak oturdu. Olay sonrasında Emniyet Müdürlüğümüz yürüttüğü gayretli çalışmalar sonrasında olayı aydınlattı. Gönül isterdi ki, bu olaylar yaşanmasın. Ama burada yetkililerin de çalışmalar yapması gerekiyor. Olayın yaşandığı yer sokak aydınlatmaları çok az. Mobese kameralarının sayısının artırılması bu olayları işlemeyi planlayanlar için caydırıcı bir unsur olabilir. İnsanlar kapılarının önünden kaçırılıyor ve başlarına her iş gelebiliyorsa burada herkese büyük görevler düşmekte. İnsanlar kapılarının önünde dahi güvende değil. Biz müvekkilim ve annesi ile birlikte ifade verdikten sonra yakalanan şahıslardan birisinin, iki arkadaşı S.İ.’nin evinin hemen karşısındaki bir duvara siyah boya ile “Siz Artık Bittiniz” yazısı yazdılar. Olayı mahallelinin görmesinin ardından olay yerine polisin geldiğini ve yazının bir boya ile üzeri kapatıldı. Biz ifadeden geldikten sonra aile ile evde oturduğumuz sırada eve 3 sivil polis gelerek el fenerleri ile çevrede arama yaptılar. Daha sonra konu ile ilgili bizi bilgilendirdiler. Bu olayın ardından açılan davaya gözlemci olarak İstanbul Barosu, Aksaray Barosu, Çocuğuma Dokunma Platformu, kadına ve çocuğa yönelik platformlar gelip müdahil olarak katılacaklar” dedi. Avukat Yılmaz son olarak mahkeme sürecinin devam ettiğini ve sanıkların tutuklu olarak yargılandığını söyledi.
Anne Ü.A.; “Toplum Mağdura İnanmamayı, Mağduru Suçlamayı Tercih Ediyor”
Olayı yaşayan S.İ.’nin her zaman yanında olan annesi Ü.A. diğer annelere de mesaj gönderdi. Ü.A.; “Bu olay benim kızımın başına geldi. Ama diğer annelerde çocuklarına çok dikkat etsinler. Bu tür bir olay başlarına gelirse her zaman çocuklarının yanında ve onlara destek olsunlar. Hiçbir zaman çocuklarınızı yalnız bırakmayın ve böyle bir suçun üstünü kapatmayın dedi. Dedikodulardan ve asılsız iddialardan dolayı çok yıprandıklarını ifade eden Ü.A. toplum mağdura inanmamayı hatta mağduru suçlamayı tercih ediyor diyerek insanları duyarlı olmaya çağırdı.
aksarayportal.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.