Türkler Medine'yi 400 sene korudu
“100. Yılında Medine Müdafiî Ömer Fahreddin Paşa”yı anlatan Konya Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, “Fahreddin Paşa, Medine’yi 72 gün savunduktan sonra 13 Ocak 1919'da teslim oldu. Böylece Medine'de 400 seneden beri süren Türk hâkimiyeti de son buldu” dedi
Konya Aydınlar Ocağı’nda yeni yılın ilk Selçuklu Salı Sohbetleri’nde, “100. Yılında Medine Müdafiî Ömer Fahreddin Paşa” konuşuldu.
Seyit Kutup’un “Dünyanın gelmiş geçmiş en süper güçler içerisinde en erdemlileri Müslümanların kurduğu süper güçlerdi. Müslümanların kurduğu süper güçler içerisinde en erdemlileri yine Türklerin kurduğu süper güçlerdi. Türklerin kurduğu süper güçler içerisinde en erdemlisi de Osmanlı’ydı” sözünü hatırlatarak sohbete başlayan Konya Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, Beş bin yıllık tarihimizde Osmanlı’dan başka daha erdemli bir devletin yeryüzüne gelmediğini söyledi. Dünyanın 322 yıl rakipsiz cihan devleti olan Osmanlı sultanlarının bazı özeliklerini de dile getiren Dr. Mustafa Güçlü, Osmanlı’dan sonra süper güç olarak Fransızların 20 yıl, İngilizlerin 120 yıl dünya hakimiyetinin sürdüğünü, 1949’dan itibaren dünyanın süper gücü olan Amerika’nın ise ne zamana kadar süreceğinin ise bilinmediğini söyledi.
Osmanlı’nın içeriden közkamanlaşan, mankurtlaşan ve ganaralaşmış Türk aydın ihanetine uğradığı Sultan Abdülaziz döneminde, Bulgaristan’a yakın Rusçuk kasabasında 1868’de dünyaya gelen Ömer Fahreddin’in, anne ve baba tarafından soylu ve kahraman bir ailenin oğlu olduğunu ifade eden Dr. Güçlü, bir tren seyahatinde kalp krizinden vefat eden Fahreddin Paşa’nın 22 Kasım 1948’de İstanbul’daki Aşiyan Mezarlığına defnedildiğini, eşi Ayşe Sıdıka Hanımefendiden doğan çocuklarının da; Suphiye Türkkan, Mehmet Orhan Türkkan, Mehmed Selim Türkkan, Ayhan Türkkan, Ayşe Nermin Türkkan olduğunu söyledi.
KUTSAL EMANETLER 2 BİN ASKERLE İSTANBUL'DA
Ömer Fahreddin Paşa’nın I. Dünya Savaşı sırasında çıkan Şerif Hüseyin İsyanı'nda zor şartlar altında Medine'de yönettiği iki yıl yedi ay süren Medine Müdafaası ile tanındığını belirten Güçlü, soyadı kanunundan sonra “Türkkan” soyadını alan Fahreddin Paşa’nın "Medîne Müdâfii", "Türk Kaplanı", "Çöl Kaplanı", "Medine Kahramanı" lakaplarıyla da anıldığını ifade etti.
Dördüncü Ordu kumandanı Cemal Paşa tarafından 28 Mayıs 1916’da Medine'ye gönderilen Fahreddin Paşa’nın, İngilizlerin desteğinde isyana girişen Şerif Hüseyin’in kuvvetlerine karşı, kısıtlı imkânlara rağmen yaptığı Medine müdafaası ile büyük takdir topladığını kaydeden Güçlü, “Medine’nin etrafı isyancıların eline geçmeye başlayınca İstanbul Hükümetinin Medine'nin boşaltılması talebeni Fahreddin Paşa, “Peygamberin kabrinin bulunduğu Medine'deki Türk Bayrağını kendi elimle indiremem” diyerek kabul etmedi. Herhangi bir yağma ihtimaline karşı da tedbir olarak, Medine'deki 30 parça Kutsal Emaneti 2000 askerin koruması altında İstanbul'a gönderdi” dedi.
TÜRKLER MEDİNE’Yİ 400 SENE KORUDU
Osmanlı Devleti’nin, 30 Ekim 1918'de Mondros Mütarekesini imzalayarak I. Dünya Savaşından çekildiğinde Mütarekenin maddelerine göre Fahreddin Paşa'nın da teslim olması gerektiğini hatırlatan Güçlü, “Fahreddin Paşa, kendisine Mondros Mütarekesini tebliğ için İstanbul'dan gönderilen elçiyi bile dikkate almadı. Osmanlı devletinin teslim olmasından sonra 72 gün daha Medine’yi savundu. Peygamber sevdalısı Fahreddin Paşa yiyecek, ilaç ve cephanenin bitmesine rağmen yine teslim olmadı. Namazda iken kendi askerleri tarafından derdest edilmek suretiyle 13 Ocak 1919'da teslim oldu. Böylece Medine'de 400 seneden beri süren Türk hâkimiyeti de sona erdi.” diye konuştu.
ŞİİR OKUMALARI
Konya Halk Kütüphanesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen sohbette zaman zaman duygulanan Dr. Mustafa Güçlü, Milli Mücadele’ye katılan ve 1936'da Tümgeneral rütbesi ile Türk Silahlı Kuvvetlerinden emekliye ayrılarak 1948’de vefat eden Fahreddin Paşa’nın ruhuna Fatiha okunması talebinde bulunarak sözlerine son verdi.
Fıkıh Sohbetleri’nden sonra kürsüye çıkan şairler, birbirinden güzel kendi yazdıkları şiirlerini okuyarak salondan alkış aldılar. Şiirlerini okuyan şairler şu isimlerden oluştu: Kâzım Öztürk, Mustafa Remzi Samancı, Salih Sedat Ersöz, İbrahim Demirtaş, Hidayet Çakır ve Saliha Değirmenci Yavaş.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.