Uyarmak milli sorumluluktur!
Saadet Partisi Konya İl Teşkilatı Aralık Ayı Divan Toplantısı gerçekleştirildi. Parti il binasında gerçekleştirilen toplantıya Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Üyeleri Veysel Candan ve Hasan Hüseyin Öz, Genel İdare Kurulu Üyesi (GİK) Mehmet Şen, İl Başkanı Hasan Hüseyin Uyar, merkez ve ilçe başkanları ile çok sayıda partili katıldı. Açılış ve yoklama ile başlayan toplantının ardından söz alan İl Başkanı Hasan Hüseyin Uyar kısa bir değerlendirme konuşması yaptı. Daha sonra söz alan Saadet Partisi YİK Üyesi ve Eski Konya Milletvekili Veysel Candan yaptığı konuşmada yapılan yanlışları söylemenin kendileri için bir zorunluluk olduğunu belirterek, “Biz hükümetin yanlışlarını söylediğimiz zaman bize kızıyorlar. Bu yanlışları söylememiz üzerimizde milli bir sorumluluktur. Bir kişi kalsak dahi yanlışları söylemeye devam edeceğiz. Biz söylemezsek Allah (C.C.) yerimize birini getirir” diye konuştu.
ÇÖZÜM SÜRECİ AYRIŞTIRIYOR
Türkiye'nin pek çok noktada kötü bir sona doğru sürüklendiğini ifade eden Candan, “Bizim teşkilatlarımız mahallelerde gerçekleri anlatıyor fakat medya bu gerçekleri gizliyor. 20 kanalla ifsat yapılıyor. Öncelikle arızayı, hatayı bilmemiz, teşhis etmemiz gerekiyor. Daha sonra tedaviyi yapabiliriz. Bunları halka da anlatacağız” dedi. Toplumun kamplara ayrıldığını belirten Candan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Toplumu Alevisin, Kürtsün diye ayrıştırdılar. Pek çok tartışma başlattılar. Din adamlarımız uygun olmayan ortamlarda din konuşmaya başladı. Önce din adamlarımız sonra idarecilerimiz bozuldu. Bizler Müslümanız, ezelden beri bir aradayız. Dini birlikteliğimizden rahatsız oluyorlar. Bizleri ayrıştırmaya çalışanlara fırsat vermemeliyiz. Hükümetin barış süreci diye dillendirdiği şeyin sonu bebek katilinin hapisten çıkarılması, Güneydoğu'da bir eyalet kurulmasıdır. Hükümet yetkilileri sürecin sonuna geldik diyorlar. Birlikteliğimiz bu kadar bozulmuşken bu işin sonu nedir?” dedi. Dini değerlerin bozulduğunun altını çizen Candan, “Artık tesettür yok, baş örtüsü var. İslam bizden tesettür isterken biz bayımızı örtmek olarak çevirdik. Zina, faiz, kumar yaygınlaştı. Bakın kumar nasıl yaygınlaşıyor; Devlet kumardan elimizi çektik diyor. Milli Piyango özelleşti. Yüzde 75'i Amerikalılara yüzde 25'i ise yerli bir firmaya verildi. Eskiden kumar 8 çeşitti, bunlar 28 çeşide çıkardı. 2 milyar dolar kumar oynanırken bu rakam 8 milyar dolara çıktı. Bu milleti açıkça aldatmaktır” dedi.
HALK FAİZE ESİR EDİLDİ
Ekonominin iyiye gitmediğini söyleyen Candan, konuşmasına şöyle devam etti: “12 yılda 62 milyar dolar özelleştirme yaptılar, devletin birikimlerini sattılar. Bu satışlar için 30 milyar dolar reklam parası verdiler. Ekonomimiz uçuyor diyorlar. O baktığınız yere bakar. Hükümetin borç rakamlarına bakın durumu göreceksiniz. Kardeşim biz senin anlattıklarını bilmiyoruz diyorlar. Öğrenmezsen belayı bulacaksın. Müslümanların 10 yıldır rahat yaşadığını iddia ediyorlar. Her taraf İmam Hatip okulu oldu diyorlar. Hepsinin adını değiştirelim, elimize ne geçecek. Biz şunu biliyoruz; Tahir Büyükkörükçü Anadolu İmamhatip Lisesi 50 trilyon faizli kredi alınarak yapıldı. İdrarla abdest alınmaz. Faizle imam-hatip okulu yapılır mı, bunlar yapıyor. Konya sanayisinde yapılacak olan tramvayları dışarıdan alıyorlar. Konya'ya gelen ilk tramvaylar neredeyse bedava fiyatına getirilmişti. Şimdi çok yüksek paralara Çeklerden alınıyor, onları da su paralarının içerisinde vatandaşa ödetiyorlar. Bankalar her yıl artıyor. 46 milyon kredi kartı borçlusu vatandaş var. Vatandaşlar borç içerisinde, faize bulaşmış. Kursağına faiz girenden hayır beklenmez. Faiz artmış, zina artmış, eşcinsellik, domuz eti satışı serbest. Uyuşturucu su gibi tüketiliyor. Bu şartlar altında hala biz rahatız diyorsak itikadımızı kontrol etmemiz lazım.”
VATANDAŞIN CEBİ DÜŞÜNÜLMÜYOR
Hükümetin yaptığı işlerde israf yaptığını belirten Candan, sözlerini şöyle tamamladı: “Dev bir saray yapıyorlar. Cumhurbaşkanı kendime mi yaptım diye soruyor. Bir de kendine yapsaydın. Devletin büyüklüğü saraydan değil, politikasından anlaşılır. Diyanet işleri başkanı lüks arabayla geziyor. O arabanın vergisiyle aileler geçiniyor, yazıktır. 12 yılda 7 bin 500 kilise hükümetin kasasından restore edildi, açıldı. Derdimiz neydi de bu kadar kiliseyi açtık. Açılan kiliseler, ücra köşelerde ve cemaati yok. Açıyorlar, ayin yaptırıyorlar. Ben bunlara verilen parayı hakkımı helal etmiyorum. Her sene bütçe açık veriyor, bu açığı da halkın sırtına yüklüyorlar. Dünyada petrol fiyatları yüzde 50 ucuzluyor. Bizde yüzde 10 düşüyor. Hemen bir vergi ekleyip aradaki farkı kapatıyorlar. Hani petrol fiyatlarına müdahale etmiyordunuz? Neden her yerde ucuzlarken bizde ucuzlamıyor?” Konuşmaların ardından ilçe raporları divan başkanlığı tarafından alınarak yeni dönem hedefleri hakkında bilgi verildi.
HÂLİD ŞEN
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.