Yeraltı sularına sayaç takma zorunluluğu erteleniyor
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, zaten maliyet sorunuyla karşı karşıya olan, üretim planlaması olmadığı için bir türlü istikrarlı bir gelir elde edemeyen, finansman sıkıntısındaki üreticilerin, sulama kuyularına sayaç takma maliyetini karşılamasının mümkün olmadığını bildirdi. Bayraktar, “Konya Kapalı, Meriç-Ergene havzalarıyla Sakarya Irmağı Yunak-Ilgın-Sarayönü alt havzasında kuyu, galeri ve benzerlerine ölçüm sistemi kurmak isteyenler için 1 Mart 2014 tarihinde sona erecek sayaç takma zorunluluğu uygulaması ertelenmeli” dedi. Şemsi Bayraktar, yaptığı açıklamada, 25 Şubat 2013 tarihinde sonra eren yeraltı sularına sayaç takma zorunluluğunun, girişimleri sayesinde, 1 Mart 2013’te Resmi Gazete’de yayımlanan kanunla ertelendiğini belirtti. Söz konusu kanunla, kuyu, galeri ve benzerlerine ölçüm sisteminin, bir yıl içinde belge sahibince kurulmasının öngörüldüğünü bildiren Bayraktar, “Bu süre içinde ölçüm sistemi kurmayanların talepleri halinde, bedeli yüzde 10 fazlası tahsil edilmek üzere, 1 Mart 2016 tarihine kadar Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü tarafından kurulacak veya kurdurulacak” dedi.-“Sayaç sistemi ek yük getirecek”-Zor şartlar altında bin bir güçlükle tarımsal üretimde sürdürülebilirliği sağlayan üreticilere, otomatik sayaç okuma sistemi kurmasının ek bir yük getireceğini vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti: “Türkiye genelini kapsayan sayaç takma zorunluluğu, ‘Ölçüm Sistemi Kurulmasına Lüzumlu Kılınacak Yeraltı Suları Hakkında” Bakanlar Kurulu kararıyla sadece Konya Kapalı havzasında Konya-Çumra-Karapınar, Karaman-Ayrancı, Ereğli-Bor, Aksaray-Sultanhanı-Obruk, Altınekin, Cihanbeyli-Yeniceoba-Kulu, Meriç-Ergene havzasında Çorlu, Vize, Lüleburgaz ve Babaeski, Sakarya Irmağı havzasında Yunak-Ilgın-Sarayönü alt havzalarına getirildi. Söz konusu havzalardan, Konya’da 21 bin 355 ve Edirne’de 732 olmak üzere toplamda 22 bin 87 adet sulama amaçlı kuyu bulunuyor. Tarım işletmelerimiz çok sayıda parselden oluşuyor. Bir kuyu birden fazla komşu parseller tarafından ortaklaşa kullanılıyor. Bu da ayrı bir sorun. Üreticilerimiz bu maliyetin altından kalkmakta güçlük çekecektir. Mevcut su potansiyelimize olan talebin gün geçtikçe artış gösterdiği günümüzde, sınırlı miktardaki ve stratejik bir meta haline gelen su potansiyelinden, daha uzun yıllar faydalanabilmek için bir dizi önlemin alınmasını TZOB olarak her zaman destekliyoruz. Fakat alınan tedbirler üreticilerimizi zor duruma düşürmemelidir.”-“Tarımsal üretimi azaltmayacak şekilde saptanmalı”-Kararın, DSİ’nin tarımsal üretimi azaltmayacak şekilde, belgede belirtilen miktarda yer altı suyunun çekilmesini saptaması gerektiğini de belirten Bayraktar, “Yeraltı sularını korumayı amaçlayan tedbirler, altyapısı oluşturulmadan uygulanmaya başlanınca üretimiz zor durumda kalır” dedi. Türkiye’nin su zengini olmadığı gerçeği göz önüne alındığında mevcut su kaynaklarının korunması ve etkin kullanımının öneminin ortaya çıktığına dikkati çeken Bayraktar, şöyle devam etti: “Ülkemizde yıllık çekilebilir yeraltı su miktarı 14 milyar metreküp kadar. Günümüzde su kaynaklarının kapasite ve kalitesinde yaşanan sıkıntılar, su kaynaklarından optimum düzeyde yararlanmamız gerektiğini ve bunun kaçınılmaz olduğunu bize gösteriyor. Sulu tarımda aşırı su kullanımına yol açan sulama yöntemleri yerine yağmurlama ve damla sulama gibi su tasarrufu sağlayan basınçlı sulama sistemlerine geçilmesi için üretici teşvik edilmelidir.” Bayraktar, su sıkıntısı çeken, çölleşme riski olan bölgelerde, yöreye uygun, kuraklığa dayanıklı kültür bitkilerine verilen ürün bazlı desteklerin artırılması ve su ihtiyacı az kültür bitkilerinin teşvik edilmesi gerektiğini de vurguladı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.