6514 Sayılı Tam Gün Yasasının Düşündürdükleri
Doktorların özel muayenehanelerinin kapatılması uygulaması 5947 sayılı yasa ile getirilmiştir. Bu yasa nedeniyle hem idari yargıda davalar açılmış hem de Anayasa mahkemesinde iptal davası açılmıştır. Ya kamuda ya da özel sektörde çalışılması uygulaması (5947 sayılı kanun) üniversite öğretim üyeleri açısından Anayasa mahkemesi tarafından bozulmuştur.
Yapılan düzenleme ve yargı kararları paralelinde devlet hastanelerinde çalışan doktorlar özel muayenehanelerini kapatmak zorunda kalmıştır. Üniversite hocaları ise özel muayene açtıkları taktirde veya vakıf vb diğer sağlık kuruluşlarında çalıştıkları taktirde, üniversite de muayene ve ameliyat yapamamakta, sadece öğrencilere ders anlatmaktadır.
Devlet hastanelerinde tam gün çalışmasından sonra hekimlerin alacağı ücret maaş ve döner sermaye ödemesinden oluşduğundan ne kadar fazla hasta bakılırsa alınacak ücret ona göre arttığı için doktorlar mümkün mertebe fazla hasta bakma çabası içinde olmaktadır. Bu yüzden hasta başına ayrılan zaman çok azalmakta, doktor kısa sürede hastayı göndermeye bakmaktadır. Muayene ve teşhis için gerekli süre kısalmakta, anemnez alınmamakta, hastanın şikayetleri yeteri kadar dinlenmemektedir. Bu uygulama üretim işletmelerinde uygulanan akort ücret uylaması ile özdeşmektedir. Bu ücret sisteminde, işçinin yaptığı üretim başına ücret ödendiğinden ne kadar fazla üretim yapılırsa o kadar fazla ücret ödenmektedir. Bu ücret sisteminin sakıncası ise işçi fazla ücret almak için üretimi artırırken, kaliteyi düşürmekte ve hatalı üretim artmakta, dolayısıyla işletmenin üretimi , hammaddesi, ödediği işçilik, enerji ve üretime katılan diğer direkt ve endirekt işçilik ve malzeme için katlandığı maliyet boşa gitmekte, neticede ; işçi fazla ücret alacağım derken, çalıştığı kurumu zarara sokmaktadır. Sağlıktaki uygulama da da doktor fazla ücret alayım derken , vatandaşın sağlığı zarar görmekte, tedavi edilmeyen rahatsızlığının teşhis durumu ötelenmektedir. Dolayısıyla, tedavi süreci uzamakta, kullanılan ilaç miktarı artarak, sağlık masrafları artarak devam etmektedir. Hastanın gereksiz yere aldığı ilaçların bünyesinde oluşturacağı olumsuzluklar ve hastalığı ilerleyerek akut halden kronik hale dönüşmesi ya da tedavisi olmayan rahatsızlıklara dönüşmesi de için bir başka veçhesini oluşturmaktadır.
6514 sayılı yasa ile belirli şartlarda üniversite hocalarının üniversite dışında çalışma sistemi getirilmekle birlikte, hocaların daha çok üniversitede çalışmasını sağlamaya yönelik yeni hükümler getirildiğini, hocalara yaptıkları muayene vs. den pay verilmesi gibi yenilikler de bulunmaktadır. Esasen özellikle büyükşehirlerde bulunan üniversitelerdeki hocaların önemli bir kısmı ya kamudan ayrılmışlar yada fakülte hastanesinde muayene ve ameliyat yapmadıkları için sağlıkta yetişen doktorların ve ihtisas yapan asistanların eğitim seviyesi haliyle düşmüştür. Öğrenciler ve asistanlar hocalar yerine kıdemli asistanlardan eğitim alma sonucunu doğurmuştur. Sağlıkta tehlike çanları çalmaya başlamıştı. Yasa bu haliyle söz konusu sakıncanın hiç olmazsa bir kısmını bertaraf edecektir. Ancak, yasa genel hali ile üniversite hocalarını tatmin etmemektedir. Nitekim, yasanın resmi gazetede yayımlanmasının hemen akabinde, Akdeniz Üniversitesinde organ nakli yaparak ünlenen hoca yasaya tepki göstererek üniversiteden ayrılma sinyali vermiştir. Üniversiteden ayrılan hocaları yasa bu haliyle tekrar eski kurumlarına döndürmeye sağlaması biraz şüpheli görülmektedir.
Anladığımız kadarı ile esas sorun doktorların özlük hakları ile aldıkları ücret konusunda tatminsizliğinden kaynaklanmaktadır. ¼ derece de 30 sene çalışan bir uzman doktor, kendisinin çalışma süresinin yarısı kadar hizmeti olmayan hakimin (döner sermaye sayılmazsa) aldığı ücretin takriben yarısını almaktadır. Ayrıca, 30 sene çalışan bir uzman doktor emekli olduğunda 3600 ek göstergenin karşılığı olan 1800-1900 TL gibi bir emekli ücreti alırken, aynı süre hizmet veren bir hakim 7600 ek gösterge( bakanlık müsteşarı kadar) üzerinden 5000 TL den daha fazla emekli maaşı alabilmektedir. Keza; bu emekli ücretini , profesörün de alması söz konusu değildir. Tıp eğitimi, kazanılması kadar okuması da bir o kadar zordur. İhtisas kazanmak tıp fakültesini kazanmaktan, ihtisası tamamlamak bunların tamamından çok daha zordur. Bunu yaşamayan insanın anlaması mümkün değildir.
Bütün dünya da gelişmiş ülkelerde meslekler sıralamasında genel olarak tıp eğitimi, ondan sonra hukuk, teknik eğitim vb gelmektedir. Benim anladığım, doktorlar ben zor şartlarda yetişmiş bir değerim, bana hak ettiğimin karşılığı verilmemektedir demektedir. İktisatta genel bir kural vardır. Bir şeye talep çoksa ve arz da az sa yani talep edilen şey kıt sa onun değeri yüksektir. Bu değer görülmediği, algılanmadığı sürece sağlıkta yaşanan sorunlar devam edecektir.
Ramazan MUTLU
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.