Aile içi görev ve sorumluluklar 3
İncir çekirdeğini bile doldurmayacak sorunlarla aile ve çocuklarımızı tedirgin ve huzursuz etmemeliyiz. Bu da ancak hevâ ve hevesleri, yani gururumuzu bir kenara bırakıp Kur’ân ve sünnet ölçüleri doğrultusunda haraket etmekle mümkün olur. İşte sorunları bu ölçülerle çözmeye çalışanlar Allah’ın yardımını kendi üzerlerinde göreceklerdir.
3. Aile içi geçimsizliklerin bir kısmı, aile sırlarının başkalarına anlatılmasından doğar. Aile sırları, başkalarına anlatılırsa eşler arasında güven ortadan kalkar, bu nedenle ailede huzur denilen hiçbir şey kalmaz ve yuva yıkılır.
Aile içi sırların gizli kalması, saklanması mutlaka yerine getirilmesi gereken büyük bir fazilettir. Cenâb-ı Hak Kur’ân-ı Kerim’de şöyle buyurmuştur: “Kadınlar sizin için, siz de onlar için birer elbisesiniz.” ( Bakara Sûresi, 2/ 187) Yani günahtan koruma, ayıp ve kusurları gizleme hususunda birbirinizin örtüsünüz demektir.
Bu hususta Ebu Sa'id (r.anh) Şu hadis-i şerifi naklediyor: Resûlüllah (a.s.) buyurdular ki: "Şüphesiz ki kıyamet günü, Allah'ın en çok ehemmiyet vereceği emânet, kadın-koca arasındaki emânettir. Kadınla koca birbiriyle içli dışlı olduktan sonra, kadının sırrını erkeğin ifşa etmesi, o gün en büyük ihanet olarak değerlendirilecektir." Müslim, Nikâh 123, (1437); Ebu Dâvud, Edeb 37, (4870).
Bu hususta Hz. Ali (r.a.) der ki: “Sırrın senin esirindir; sırrını söylersen sen onun esiri olursun.” Sır sende iken sırdır. İkinci şahsa söylenince sırlıktan çıkar.
Yine sır saklamakla ilgili olarak; Amr b. el-Âs (r.a.)’da şu hikmetli sözleri söylemiştir; “Kalpler sırların saklandığı yerlerdir. Dudaklar o yerlerin kilidi, diller de anahtarıdır. Şu hâlde her insan sırrının anahtarlarını saklamalıdır".
Sır saklamada önemli bir husus da bize emânet edilen sırları saklamaktır. Bunlar şahıs veya devlet sırrı olabilir. Peygamber Efendimiz ve ashabı, kendilerine söylenen sırları muhafaza eder ve kimseye açıklamazlardı. Özellikle aile sırlarının korunması çok önemlidir. Sırların korunmaması Münâfıklık âlâmetlerindendir. Aile sırlarını yayanların, Kıyâmette en kötü kişiler arasında sayılacağını Peygamber Efendimiz haber vermiştir” (Müslim, Nikâh. 123-124)
Sır saklamak, nasıl güzel bir davranışsa bunun aksini yapmak da o ölçüde kötü bir iştir. Başkalarının sırlarını araştırıp ortaya çıkarmak, sonra da onları ifşa etmek İslâm ahlâkına sığmayan bir davranıştır. Enes b. Malik'in aşağıdaki sözleri Ashab-ı Kiram'ın sır saklamak konusunda ne kadar titiz davrandıklarını göstermektedir. Enes (r.a.) şöyle demiştir: “Resul-i Ekrem (s.a.v) ben çocuklarla oynarken yanıma geldi ve bize selâm verdi. Beni bir işe yolladı. Bu yüzden annemin yanına vaktinde gelemedim. Annem, neden geç kaldın diye sordu. Peygamber aleyhisselam beni bir işe yollamıştı, dedim, o iş ne idi deyince, o sırdır dedim. Bunun üzerine annem, "Peygamber aleyhisselamın sırrını hiç kimseye söyleme" dedi (Riyâzüs-Salihîn, II, 103).) İslâm'ın ve Müslümanların sırlarını başkalarına ve özellikle de kâfir ve Münâfıklara karşı korumak mü'minler için önemli bir görevdir.
· Eşler arasında sıkıntıya yol açan önemli konulardan biri de borçlu olarak evlilik hayatına başlamalarıdır. Kimi zaman geleneklerden kimi zaman da gelin ya da damadın ailelerinin anlayışsızlıkları yüzünden imkânların üstünde zorlanarak alınan eşyalar, yeni çiftin hayata mutsuz, kaygılı başlamalarına yol açar. Oysa Allah Teâlâ Hazretlerinin, iyi niyetli olarak düğün için borçlanana, ev yapana, ödünç para alana yardım edeceği hadislerde bildirilmektedir.
Bu hususta İbni Amr İbni’l- As (r.a.) anlatıyor: Resûlüllah (s.a.v.) buyurdular ki: “İki haslet vardır, bunlar kimde bulunursa Allah onu şükredici ve sabrediciler arasına kaydeder: Dinde kendinden üstün olana bakıp ona uymak. Dünyalıkta kendinden aşağı olana bakıp Allah’ın kendine vermiş olduğu üstünlüğe hamd etmek. Kim de dinde kendinden aşağı olana bakar, dünyalıkta da kendinden üstün olana bakar ve elde edemediğine üzülürse Allah onu şükredici ve sabredici olarak yazmaz.” (K. SitteTerc ve Şerhi. C. 16, Sh, 268. H, No: 22; (Tirmizi, Kıyamet 59, (2514)1)
Şair ne güzel söylemiş
Dünya için gül benzini soldurma,
Dertten anlamayana derdin bildirme,
Tabip olmayana yaran sardırma,
Bir gün yarayı azdırırsın ey gönül. devam edecek...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.