ASALA'yı Abdullah Çatlı bitirdi
Konya Aydınlar Ocağı’nın bu haftaki Selçuklu Salı Sohbetleri’nde, “Susurluk Kazasının 20. Yıldönümü” münasebetiyle Abdullah Çatlı dile geldi.
Abisi Abdullah Çatlı’nın hayatını bütün yönleriyle ele alarak anlatan Zeki Çatlı, Abdullah Çatlı’nın bilinmeyen yönlerini, ASALA’ya yapılan operasyonlar ile Susurluk kazasının perde arkasını da açıkladı. İl Halk Kütüphanesi’nde gerçekleştirilen sohbete, bugüne kadar gelmiş geçmiş bütün şehitler ve Abdullah Çatlı’nın ruhuna Fatiha gönderilerek başlandı.
Yakın Türk tarihine ve geçmişe ışık tutmak için Konya’ya geldiğini ifade eden Zeki Çatlı, “Abim Abdullah Çatlı, nüfusta 1 Haziran görünmesine rağmen 1956 yılının Nisan’ın 27’sinde doğmuştur. Bizim aile yapımız Osmanlı geleneklerine uygun Türkmen bir ailedir” diyerek abisinin özelliklerinden bahsetti. Genç yaşta evlenen ve genç yaşta Ankara Ülkü Ocakları Başkanı olduktan sonra 1977’de Muhsin Yazıcıoğlu’nun genel başkanlığını yaptığı Ülkü Ocakları’nda abisinin de başkan yardımcısı olduğu kaydeden Zeki Çatlı, abisinin özelliklerini de şöyle sıraladı: “Korumacı bir yapısı vardı. Vatanseverlikten hiç taviz vermedi. ‘Reis’lik unvanı da mahkeme kayıtlarında “Büyük Reis” diye tescilliydi. Anadolu’nun temiz, yiğit ve yağız delikanlısı idi. Ketumdu. Bana “iki kişinin bildiği sır değildir” derdi. Ketumluk en büyük özelliğiydi, geveze değildi ve geveze olanları da yanında tutmazdı. Zaafı olanı hiç sevmez ve kendisinden de uzak tutardı. Parayı hiç sevmezdi. Parayı seveni de sevmez ve yanında tutmaz, gönderirdi. Kendi sıfır (0) zaaf yaşayan insandı. Önemli bir diğer özelliği de çok vefalı olmasıydı. Kendisi için bir şey istemez, devamla arkadaşlarını korur ve kollardı. Asala operasyonunu da, kendisi kırmızı bültenle aranmasına rağmen kendisi için bir şey istemeyerek Türkeş’in cezaevinden salıverilmesi ve ülkücülerin idamlarının durdurulması şartıyla kabul etmişti” dedi.
ASALA’YI ABİM BİTİRDİ
Asala tarafından, 1973’lü yıllardan başlamak kaydıyla 1983’e kadar yurtdışında şimdiye kadar 42 Türk Büyükelçi ile diplomatımızın şehit edilmesi üzerine devletin, milli refleksinin harekete geçirilerek Asala’yı bitirmek üzere Abdullah Çatlı’ya görev verildiğini kaydeden Zeki Çatlı, şunları söyledi: “Abim bu teklifi, o zaman cezaevinde bulunan Alpaslan Türkeş’in salıverilmesi, ülkücülerin idamlarının durdurulması şartıyla kabul etmişti.
Operasyonun adı; Marsilya Operasyonu idi. Bu operasyonu yürüten ekibin başındaki kişinin Kod Adı: Ufuk = Abdullah Çatlı.
Fransa’nın Marsilya şehrinde 5 bin Ermeni’nin yaşadığı ve KİN ANITI’nın bulunduğu bir meydan vardı. İlk operasyon Marsilya’daki 1915 olaylarından dolayı Türkiye’yi kınayan Kin Anıtı’nı bombalayarak başladı. Mete Bey’in yönetiminde gerçekleştirildi bütün bu eylemler. Mete Bey, anılarında; “Abdullah Çatlı çok gözü kara birisiydi” diyor. Daha sonra Asala’nın Fransa’daki büroları bombalandı, para muslukları kesildi. İleri gelenleri vuruldu ve en son olarak da liderleri ve beyni olan Ara Toranyan, Fransa sokaklarında tabancayla vurularak öldürüldü. Ermenistan devleti ve Fransa tarafından korunan ve kollanan Asala örgütü bitirildi.”
SUSURLUK KAZA DEĞİL SUİKAST
Susurluk kazasıyla ilgili olarak önemli açıklamalar da yapan Zeki Çatlı, abisinin 6,5 yıl cezaevinde yattığını ve Fransa’da 4,5 yıl tutuklu kaldığını belirterek 1990’ın Nisan’ında Türkiye’ye geldikten sonra 1994’den itibaren PKK’yla mücadeleye başladığını söyledi.
Çatlı’nın şahsı için kimseyi öldürmediğini belirten Zeki Çatlı, “Abim PKK ile mücadele ederken bildiğiniz gibi Susurluk’ta bir kaza meydana geldi. PKK’ya finans sağlayan eroin satıp silah alan kelli felli adamları devre dışı bırakıyorlar. APO’ya ulaşacakları sırada CIA-MOSSAD işbirliğiyle kendisine suikast yapıldı” dedi.
Refahyol koalisyon Hükümetinin kurulmasında abisinin de dahli olduğunu kaydeden Çatlı, Türkeş, Yazıcıoğlu ve Çatlı’nın kaderlerinin aynı olduğuna dikkati çekerek sözlerine son verdi. haberfark.net
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.