CHP "Kemalizm gömleği"ni değiştirir mi?

CHP "Kemalizm gömleği"ni değiştirir mi?
CHP'nin bundan sonraki yürüyüşü açısından İstanbul il kongresi bir dönüm noktasıydı. Sönük geçmesine rağmen İstanbul il kongresi iki gerçeği açığa çıkardı.

Mahmut Övür-Sabah

CHP "Kemalizm gömleği"ni değiştirir mi?

CHP'nin bundan sonraki yürüyüşü açısından İstanbul il kongresi bir dönüm noktasıydı. Sönük geçmesine rağmen İstanbul il kongresi iki gerçeği açığa çıkardı.
Bir: Siyaset üretmeyen parti içi muhalefete taban prim vermedi.
İki:
Siyaset üretmediği halde parti içi iktidarı "delege sayısı" üzerinden ele geçirmeye de izin vermedi.
Bu belki de CHP içindeki eski yeni "muhalif" siyasi aktörlerin son şansıydı.
Eski il başkanlarından Ali Özcan bir anlamda Kemal Kılıçdaroğlu ve çevresine karşı çıkan bütün muhalif güçlerin adayı oldu.
Bu güçler için İstanbul'u almak genel siyasette söz sahibi olmak için son fırsattı.
Gürsel Tekin'in istifası da bu yaklaşımın bir parçasıydı. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Delegelerin çoğunluğu yenilenmişti ve parti tabanı her ihtimalde "bir kez daha" Kılıçdaroğlu'na destek verilmesi gerektiğini düşünüyordu.
Tabanın verdiği bu mesajı ne yazık ki Gürsel Tekin dahil "muhalif" siyasi aktörlerin hiçbiri görmedi ve hesapları altüst oldu.
Aslında Tekin, seçime çok kısa bir zaman kala bunu fark edip ince bir manevrayla "denge" siyaseti izledi ama yara almaktan kurtulamadı.
Şimdi ortada siyaset üretemeyen ve delegenin de yüz vermediği "yaralı" bir muhalefet var. Tam aksi olsaydı ve Ali Özcan kazansaydı bugün muhalefetin sesinin yüksek çıktığı bir CHP'yi konuşacaktık.
Siyaset üretilmeden kazanılacak böyle bir zafer, uzun soluklu olmasa da CHP'de taşları yerinden oynatmaya yetecekti.
Bu sonuç, kurultaya giden Kemal Kılıçdaroğlu'nu rahatlattı ama CHP'yi rahatlatacak mı o belli değil. Çünkü muhalefete ilişkin söylediklerimiz CHP yönetimi için de geçerli.
CHP "Yeni" Türkiye'yi anlayacak, umut yaratacak bir siyaset geliştirmediği sürece kan kaybetmeye devam edecek. Artık mazeret de kalmadı.
Parti içinde rahatlasa bile önümüzdeki kurultay ve sonrası Kemal Kılıçdaroğlu'nu daha zor günler bekliyor.
Yeni anayasadan Kürt sorununa, çözüm bekleyen bir yığın sorun var. Partinin siyasi rotasıyla oy deposu kentli tabanı arasında "güven" sorunu giderek büyüyor. Bu noktada CHP'nin ne söyleyeceği, Kılıçdaroğlu'nun "lider" olarak süreci nasıl yöneteceği partiyi hızla aşağı da çekebilir, yukarı da...
Bu kaygı ve belirsizlik daha şimdiden CHP dışında bazı güçleri yeni siyasi arayışlara itti.
Bir süre önce CHP'ye destek veren bir işadamı şöyle diyordu: "CHP'nin değişmesi zor görünüyor. Bu durumda yeni bir sağ parti daha çok oy almaz mı?"
Bunun formülü de hazır: Merkez'de "Yeni demokrat" bir parti.
Görünen o ki, üçüncü iktidar döneminde bile yükselen bir AK Parti karşısında CHP'nin kapattığı ana muhalefet alanında arayışlar bitmiyor.
Peki, buradan çıkış yolu sağcılaşmak mı yoksa sağcısı, solcusu, dindarı, Kürdü herkesin sorununu çözecek sosyal demokrat bir siyaset üretmek mi?
AK Parti'nin "Milli Görüş gömleği"ni değiştirdiği gibi CHP aklı da "Kemalizm gömleğini değiştirir mi?" bilmem ama daha çok özgürlük ve demokrasi talep edecek, temel sorunlarda çözüm üretecek bir muhalefet için, sosyal demokrat bir siyasete ihtiyaç var.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.