Dr. Katlandur: "Şeker hastalarının kalp hastası olduğu ancak muayenede ortaya çıkıyor"

Dr. Katlandur: "Şeker hastalarının kalp hastası olduğu ancak muayenede ortaya çıkıyor"
Kardiyoloji Uzmanı Dr. Hüseyin Katlandur, şeker hastalarının kalp krizlerini sessiz bir şekilde geçirebildiklerini ifade ederek, "Şeker hastalarının kalp...

Kardiyoloji Uzmanı Dr. Hüseyin Katlandur, şeker hastalarının kalp krizlerini sessiz bir şekilde geçirebildiklerini ifade ederek, "Şeker hastalarının kalp hastası olduğu ancak muayenede ortaya çıkıyor" dedi.

Şeker hastalığının Türkiye'de sıklığı gittikçe artan bir hastalık olduğunu belirten Konya Hospital Kardiyoloji Uzmanı Dr. Hüseyin Katlandur, "Özellikle genç popülasyonda sıklığı giderek artıyor. Şeker hastalığını tanımlamak gerekirse, şeker hastalığı vücuttaki kan şekerinin düzenlenmesini sağlayan hormonun yeterli miktarda salgılanmaması gibi bir hastalık. İki türü var bir, insüline bağlı olan türü, bu daha çok çocuk yaşlarında ortaya çıkıyor. Bir diğer türü de daha çok ileri yaşlarda meydana geliyor. İleri yaşta meydana gelen türü daha sık gözüküyor ve toplumsal sağlığımızı tehdit etmeye devam ediyor. En sık ilişkili olduğu durum tabii ki ailesel yatkınlık. Özellikle ailesinde, anne, babasında ve kardeşinde diyabet olan kişilerde daha sık görüyoruz. Özellikle diyabetin obeziteyle yani şişmanlıkla çok ciddi bir şekilde alakası var ve diyabet sıklığı şişmanlıkta daha da artıyor. Maalesef son günlerde sıklığı giderek artan yapay tatlandırıcıların, özellikle koruma içeren gıdaların artışıyla da diyabetin arttığını görüyoruz" şeklinde konuştu.

"Şeker hastalığının en çok rahatsızlık verdiği organ kalp"

Şeker hastalığının en çok rahatsızlık verdiği organın kalp olduğunu söyleyen Uzman Dr. Katlandur, şekerin kalp damarlarının giderek hızlı bir şekilde tıkanmasına yol açtığını ifade etti. Genç yaşta kalp krizlerinin en önemli sebeplerinden bir tanesinin kalpteki damar tıkanıklığı olduğuna dikkat çeken Dr. Katlandur, "Tabi bunun yanında bir de ailesel yatkınlığı, sigarayı ve tansiyonu da koyduğumuz zaman riskin katlandığını görüyoruz. Bize düşen görev de şu; açıkçası birincisi tabii ki riskli olan popülasyonu, riskli olan kişilerin tespit edilmesi, erkenden tespit edilmesi. Bunun ileri dönemde oluşabilecek komplikasyonlara karşı sık bir şekilde kontrol edilerek hastaların tedavisinin yapılması ve özellikle kalp açısından yani diyabeti olan kişilerin en az yılda bir defa kontrole gelmeleri, bu kontrolün özellikle kalp damar sağlığı, böbrek sağlığı ve genel olarak göğüs sağlığı şeklinde yapılmasını öneriyoruz" dedi.

Şeker hastalığı tedavisinde ilaçların çok sık olarak kullanıldığını kaydeden Dr. Katlandur, bunun yanında beslenme düzeninin de çok büyük önem arz ettiğini dile getirdi. Özellikle hastaların glikojik indeksleri yüksek olan gıdaların tüketimini azaltmalarının gerektiğini vurgulayan Dr. Katlandur, "Özellikle, direkt vücuda çok yüksek miktarda şeker olarak giren un, undan üretilen ürünlerin ve pirincin azaltılması gerekiyor. Bunun yerine özellikle bakliyat ürünlerini öneriyoruz. Bunun yerine özellikle içlerinde folik asit barındıran sebzeleri öneriyoruz. Bunun yerine özellikle kepekli ya da şeker oranı azaltılmış olan unlu mamuller öneriyoruz. Mutlaka günlük mümkünse 5 kilometre yaklaşık 10 bin adım şeklinde tanımlıyoruz egzersizin yapılması, bu egzersizin yeterli olduğunu düşünüyoruz" diye konuştu.

"Şeker hastalarının kalp hastası olduğu ancak muayenede ortaya çıkıyor"

Şeker hastalarının bir kısmının göğüs ağrısı şikayeti duymadıklarını söyleyen Kardiyoloji Uzmanı Hüseyin Katlandur, "Şeker hastaları maalesef kalp krizlerini sessiz bir şekilde geçirebiliyorlar. Peki buradan ne sonuç çıkaracağız? Şeker hastalarının kalp hastası olduğu ancak muayenede ortaya çıkıyor. Mesela şeker hastalığı olan bir kişi karnında bir bulantı gibi, sırtında böyle hafif bir ağrı gibi, kollarında uyuşma gibi, yürürken nefesinde bir daralma gibi şikayeti olursa mutlaka doktora gelsin. İlla dört dörtlük bir göğüs ağrısı olmuyor maalesef. Dört dörtlük göğüs ağrısı beklemiyoruz ve bu özellikle farkına varılmadığı zaman maalesef doku kaybına, kalpte doku kaybı da kalpte güç kaybına, kalpte güç kaybı da kalp yetersizliği gibi çok önemli toplumsal sağlık problemine yol açıyor. Maalesef kalp yetersizliği gelişen bir hastanın hem devletimize hem de topluma olan yükü çok ağır. Bunun tedavisi, bunun bakımı, bunun hayata tutunması gerçekten çok zor oluyor. Bu yüzden şeker hastası olan bireylerin özellikle efor kapasitelerinde, yürüme kapasitelerinde azalma, özellikle anormal şikayetler, özellikle karın bölgesinde ağrı, kollarda uyuşma, sırt bölgesinde ağrı, çenesinde hatta dişlerde uyuşma, bazı hastalarımız dişlerinde uyuşma şikayetiyle bize geliyorlar mesela. Bu tarz şikayetleri varsa mutlaka kardiyak muayene için doktora başvurmasını tavsiye ediyoruz" ifadelerini kullandı.

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.