Dünya sevgide buluştu
Hz. Mevlana’nın 738. Vuslat Yıldönümü etkinlikleri Şeb-i Arus ile son buldu. Gecede Hz. Mevlana’nın insanlığa yaydığı evrensel mesajlara dikkat çekilerek, huzurun tesisi için insanların sevgi ve hoşgörüde bir araya gelmesi gerektiği vurgulandı
Hz. Mevlana'nın 738. Vuslat Yıldönümü etkinlikleri, son gece düzenlenen Şeb-i Arus töreniyle sona erdi. Mevlana Kültür Merkezi'nde düzenlenen törene Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Bülent Arınç, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Bekir Bozdağ, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Devlet Bakanı Egemen Bağış, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Ürdün Başbakanı Awn Khasawneh, Vali Aydın Nezih Doğan, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, 60’a yakın ülkenin dışişleri bakanı, milletvekilleri, bürokratlar ve dünyanın dört bir yanından gelen Mevlana dostları katıldı. Program Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu Türk Tasavvuf Müziği Korosu eşliğinde Koro Şefi Ahmet Özhan'ın Türk Tasavvuf Müziği'nden eserler seslendirmesiyle başladı.
Şeb-i Arus töreninde konuşan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, sözlerine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın selamlarını sunarak başladı. Dünyanın ve Türkiye’nin dört bir köşesinden insanların 8 asır öncesinden tutuşan bir kandilin ışığında buluşmak için bir araya geldiklerini belirten Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Hep birlikte Kabe-i Muazzama’ya yönelmek için, Medine-i Münevvere’nin mübarek kokusunu duymak için geldik. Hz. Mevlana’nın bize miras bıraktığı temiz aynadan suretimize bakacağız. Allah’a kavuştuğu günü düğün gecesi ilan eden bir alimin düğün gecesi için bir araya geldik. Mevlana’yı anmak, onun nasıl bir kul olduğunu ve bize nasıl örnek olduğunu anlamaktır” dedi.
SEVGİSİZLİK VE NEFRETE İZİN VERMEYECEĞİZ
“Burada sekiz asırdır insanlığa aşk ve muhabbetle nasıl kul olunacağını gösteren büyük mürşidin önünde başımız eğiktir. Hz. Mevlana’nın ön adı Muhammet’tir. Onun muhabbetinin dili evrenseldir” diyen Bülent Arınç, “Bu memleket baştan sona bu muhabbetle yoğrulmuştur. Aramıza sevgisizliğin ve nefretin girmesine izin vermeyeceğiz. Onun için burada sevgiyle yoğrulmuş bu zikir meclisinde hepimiz aynı duygular içindeyiz. Allah’a kulluk yaparak yükümüzü hafifleteceğiz. Kul olmak beşer olmaktan insan olma aşamasına çıkmaktır. Bu topraklarda yüzyıllardır kurulu olan bu meclisin bize verdiği mesaj budur. Bugün birey olarak, toplum olarak, insanlık olarak büyük sınavlardan geçiyoruz. Birbirimizin kalbini kırıyor, üstünlük taslıyoruz. Modern dünyanın bütün gelişmelerine rağmen, çatışma ve rekabet duygusu kontrol altına alınamıyor. Mevlana, susuz insanın suyu aradığı gibi suyun da insanı aradığını belirterek, bizi çeşmenin başına çağırmaktadır. Allah’a çağırmaktadır. Ne var ki, şeytan da boş durmamakta bizim yolumuzu çevirmektedir. Buna uymamamız gerekmektedir. Bütün mesele kalbin imarı, gönlün inşasıdır. Biz insanlar zaaflarla doluyuz. Şeytanın en çok saldırdığı tuzak kurduğu yer kalbimizdir, gönlümüzdür. Bizim yolumuz doğru yol üzere olmalıdır” diye konuştu.
İNSANLIK ÖZELEŞTİRİ YAPMALI
Hz. Mevlana’nın davet ettiği kutlu düğün gecesinde insanların kendilerini özeleştiriye tabi tutması gerektiğine işaret eden Arınç, “Şehitlerin ve velilerin diyarı bu toprakların hakkını veremiyor, yeni nesillerimize sahip çıkmakta güçlük çekiyoruz. Onları çeken karanlıkları bertaraf etmekte zorlanıyoruz. Başarmak için bütün gücümüzü toplamalı ve kalbimizi, ruhumuzu yeniden keşfetmeliyiz. Tarihimizle ve ecdadımızla övünmek yeterli gelmiyor. Bugün dünyanın İslam’ın evrensel mesajlarına ihtiyacı var. İslam nezdinde bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir. Öyleyse İslam beldeleri neden acı altındadır. Materyalist felsefe insan insanın kurdudur diyor. Buna karşılık İslam, insanın fitneden uzak durması gerektiğini belirterek tüm insanlığın hukukunu savunuyor. Allah’a hamd olsun ki talih ve tarih yeniden gülmeye başladı. Yeniden kanatlanacağız, kurulan tuzaklara düşmeyeceğiz. Gönül kazanmayı daima en büyük ideal olarak göreceğiz. Birbirimizi anlamaya daha çok gayret edeceğiz. Kardeşliğimizi daima yücelteceğiz. Çatışmacı, kavgacı yol ve yöntemlere asla yer vermeyeceğiz. Bütün imkanlarımızı paylaşacağız. Güç ve kuvvete boyun eğmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
İnsanlığa, ruhlarını terk ederlerse özgürleşeceklerini vaat edenlerin olduğunu kaydeden Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Oysa tanrıdan koparılan insanı kim özgürleştirebilir. Bu dünyada cennet vaat eden uygarlık büyük bedeller ödedi. Kibrin, gururun faturası iki cihan harbi ve dünyanın iki kutba ayrılması oldu. Bizden koparılan o kardeş ülkelerde bugün halen aynı acılar yaşanıyor. Biz de bütün gayretimizle insanlığın yaralarını sarmaya çalışıyoruz. Kin ve nefret üretmek, çatışma bir uygarlık göstergesi olamaz. Bizim kitabımızın mutlak emri yeryüzünde bozgun çıkararak karışıklık oluşturulmamasıdır. Bunun için biz de medeniyet kavramının çatışmalardan arındırılması gerektiğini belirtiyoruz. Biz güç ve kuvveti değil, hak ve adaleti ele alıyoruz. Biz bu anlayışı Şems-i Tebrizi’den, Hz. Mevlana’dan, Yunus Emre’den, Hacı Bayram-ı Veli’den aldık. Tecrübelerimizden yeni dersler çıkararak yolumuza devam edeceğiz. Muhatabını dinlemeyen insanlardan olmayacağız. Yolumuz aşk ve muhabbet yolu olacaktır. Kardeşliğimizi kimse yaralayamayacaktır. İnsanın gasp edilmiş haklarını savunarak, bütün insanlığa yüreğimize açarak yolumuza devam edeceğiz. Sadece insanın değil, bütün mahlukatın hakkını savunmaktır idealimizdir” dedi.
KILIÇDAROĞLU: MEVLANA ETE KEMİĞE BÜRÜNMÜŞ SEVGİDİR
Konya’nın şanı ve şerefi yüksek bir şehir olduğunu söyleyerek sözlerine başlayan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da, “Sadece bizim için değil, tüm insanlık için değeri olan Hz. Mevlana burada yatıyor. Mevlana’nın ruhaniyeti Konya’nın maneviyatını yüceltmeye devam etmektedir. Mevlana gibi değerler dünyaya ancak bin yılda gelir. Ne mutlu Konyalı kardeşlerimize ki onlar Hz. Mevlana’nın hemşerisi ve komşusudurlar. Ölüm gününe düğün gecesi derken Mevlana insanlığa nasıl bir mesaj veriyor. Günümüz insanı için bu kadar soğuk ve ürkütücü olan ölüm nasıl oluyor da Mevlana’da düğün gecesi haline geliyor. Bunu söyleyen, hayatı seven, dünyayı güzelleştirmek için elinden geleni yapmış, hiç ölmeyecek gibi dünya için çalışmış bir insandan söz ediyoruz. Bu kavram, Mevlana’nın bütün söylediklerinin hülasasıdır. Mesele sevmektir. Mevlana ‘Dünyada sevgiye dair ne varsa ben orada varım, savaşa dair ne varsa ben orada yokum’ diyor. Mesele sevmektir, kainat sevgi üzerine yaratılmıştır. Yüce Allah, ‘Ey Habibim sen olmasaydın alemleri yaratmazdım’ diyor. Yani Allah her şeyi severek yaratmıştır” dedi. Mevlana’nın düşüncelerini besleyen asıl kaynağın da sevgi olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, “Mevlana’nın hayat bulduğu kadar, hayatın bütün külfetiyle ve ölümle barışık olmasının sebebi de sevgidir. Sevgi olmazsa barış da olmaz. Mevlana ete kemiğe bürünmüş sevgidir, barıştır, aşktır. Mevlana İslam’dır, onu hakikate götüren yol, Peygamberin yoludur, Kur’an’ın yoludur. Mevlana’yı evrensel yapan, onun mesajlarını evrensel kılan beslediği kaynaktır, yani İslam’dır. O aynı zamanda bir dehadır. Öyle olmasaydı, ilahi hakikati bu denli sanat ve estetikle aşılayamazdı” dedi.
KONYA İNANÇ VE MANEVİYAT ŞEHRİDİR
Konya’nın Hz. Mevlana’nın şereflendirdiği inanç ve maneviyat şehri olduğunu söyleyerek sözlerine başlayan Dışişleri Bakanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu ise, “İnsanlar vardır onların eserlerine hayat akışına, zihin dünyasına, hele de gönül dünyasına girdiğiniz zaman aslında bütün insanlığın ortak aklına, vicdanına ve gönlüne girmiş olursunuz. Onlar kendilerinden gelen bütün referanslara anlam kazandırır, gelecek nesiller de buradan anlam kazanır. Hz. Mevlana’yı büyük kılan da budur. Bütün insanlığın ilgilendiği kadim soruları kendisine soran, onlarla yüzleşen, tefekkür eden ve sonra insanoğlunun varoluşuna yepyeni bir anlam kazandıran insandı Hz. Mevlana. Onun için Hz. Mevlana’nın eserlerinde bir karşılık bulursunuz. Hz. Mevlana bütün insanlığı tek başına temsil edercesine o ateşte yandı, olgunlaştı ve o ilahi aşkı gelecek nesillere devretti” diye konuştu. Bakan Davutoğlu, “Hz. Mevlana asırlar aşan bir şahsiyettir. 13. yüzyılı bütün yönleriyle yaşamış bir insandır. O yıllardaki bütün insanlar Hz. Mevlana ile temasa kesinlikle geçmiştir. Pers medeniyeti ve Mezopotamya medeniyetinin içinden geçerek Roma medeniyetinin kalbi olan Anadolu’ya gelmiş ve bu medeniyetlerin hepsini yeniden anlamlandıran bir medeniyet inşa etmiştir Konya” ifadelerini kullandı.
Vali Aydın Nezih Doğan da, “Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki bir yandan teknoloji, bilim algısında baş döndürücü gelişmeler yaşanıyor, diğer yandan da paylaşımdaki sorunlardan kaynaklanan istikrarsızlıklar insan insanın kurdudur sözünü haklı çıkaracak icraatlar yapıyor. Şüphesiz ki tüm insanlık adına ortak bir çıkar oluşturacak zemin oluşturmamız gerekiyor. İnsanlık Hz. Pir’in tarif ettiği yol ayrımındadır. Ya üzerine düşen sorumluluğu yerine getirecek, ya da acı çekecek. Hz. Mevlana zihinlerin sevgiden aydınlanacağını söylüyor. Aşk olsun, aşkınız cemal olsun, cemaliniz nur olsun, nurunuz ay olsun diye selamlıyor dostlarını. Tüm misafirlerimizi bu dua ile selamlıyorum” dedi.
Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek ise, 10 gün süresince 144 programla 10 binlerce misafiri Konya’da ağırladıklarını belirterek, 7 yılda Konya’ya gelen turist sayısının 1 milyonu aştığını belirtti. Protokol konuşmalarının ardından Mesnevi ile ilgili davetlilere bilgi verildi. Mesnevi sohbetinin ardından ise Kültür ve Turizm Bakanlığı Türk Tasavvuf Müziği Sema Grubu tarafından sema töreni icra edildi. 8 bölümden oluşan sema töreni, postnişinin duasının ardından sona erdi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.