İranla ortak paydamız çok fazla

İranla ortak paydamız çok fazla
Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fars Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali TEMİZEL “İran Tarihi ve Türkiye-İran İlişkileri “hakkında slayt eşliğinde dernek üyelerine bilgi verdi.

HİSDER (Hikmet İlim ve Sanat Derneği)'in Konya Muharip Gaziler Derneği binasında  düzenlediği “Pazartesi Toplantıları gerçekleştirildi. Çok yönlü stratejik komşumuz İran‘ın  coğrafi konumu  üzerinde duran TEMİZEL Türk-Fars ilişkilerinin tarihi sürecinin 220-650 yılları arasında Sasaniler döneminde Göktürkler, Hazarlar, Eftalitler gibi çeşitli Türk devletleri ile başladığını belirtti:  “Türkiye ve İran arasındaki ilişkiler zaman zaman iniş çıkış gösterse de Türkiye ve İran bölgenin en önemli devletleridir.Hüsrev Nûşirevân (531-579) ve Göktürk Yabgusu İstemi Han, kızlarıyla karşılıklı olarak evlenmeyi öngören bir anlaşma yapıp çevredeki düşman ülkelere karşı işbirliği yapmışlardır.”

İRAN COĞRAFYASINDAKİ TÜRK TOPLULUKLARI

Fars asıllı olmayan etnik gruplar ülkenin merkezine uzak, daha çok sınır bölgelerinde yaşadığı İran İslam Cumhuriyeti’nde  88 milyon nüfusun % 35'i Türkçe konuşmaktadır. Iran’da yaşayan 19 Türk topluluğunu TEMİZEL şu şekilde sıraladı: “1. Azerbaycan Türkleri:, 2. Horasan Türkleri ve Türkmenler 3. Kaşkay Türkleri: 4. Fars eyaletinin doğu tarafında yaşayan Hamse Türkleri 5. Huzistan Türkleri  6. Afşar ve Bıçakcı  boylarından Kirman Türkleri  7. Bayat Türkleri  8. Horsani ve Boçağçiler .9. Karayiler 10.Sungur Türkleri 11. Kazak Türkleri 12. Afşar Türkleri 1736’da Safevi hanedanını yıkıp tahta çıkan Nadir Şah, Avşar Türklerindendir. 13. Karapapaklar 14. Halaçlar 15. Bayatlar 16. Kaçarlar 17. Şahseven Türkleri  18. Şahayağı Türkleri 19. Karaçorlular’dır.” TEMİZEL çeşitli vesilerle İran’da bulunduğunu, Tahran’ın en fazla Türkçe konuşulan başkent olduğuna dikkat çekti.

 

TEMİZEL,Türklerin 1040 tarihinden başlayarak yirminci yüzyılın başına kadar bin  yıl süreyle, İran’da egemen güç olarak kaldığını söyledi : “Selçuklular, İlhanlılar, Celayirliler, Timurlular, Karakoyunlular, Akkoyunlular, Safeviler, Afşarlar ve Kaçarlar yönetimde bulundular. Şah Pehlevî zamanında Türkmen Sahra adı verilmiştir.  Aslında Şah Pehlevî’nin 1925 yılında İran’da Meşrutiyeti yıkarak yönetimi ele geçirmesinden iki yıl önce  1923-1924 yıllarında Osman Ahund’un öncülüğünde iki yıl yaşayan bağımsız bir Türkmen Cumhuriyeti Devleti kurulmuştur. Sovyetler Birliği ve İran hükümetlerinin karşılıklı saldırıları sonucunda bölgeyi yöneten Türkmen liderler öldürülmüş ve bu yenilgiyle Türkmen Sahra bölgesinin yönetimi resmen İran Hükümetinin eline geçmiştir.”

TÜRKMEN EDEBİYATININ BABASI FİRAGİ

Türkmen Sahra’da: Hemzisti,Mahtumguli Firagî Konuş dergileriyle ayakta duran Türkmenler için Mahtumguli Firagî’nin önemini üzerinde durdu: “Türkmen Sahra’ da yaklaşık 250 yıldır, Türkmenler için  bir abide şahsiyettir.Türkmenlerin bugüne kadar kendi dilini, kültürünü korumasında  en büyük etken Mahtumguli Firagî olmuştur.’Türkmen Edebiyatının Babası’  olarak nitelendirilen Mahtumguli Firagî’nin Divânı Farsça, İngilizce, Almanca, Rusça ve Azerbaycan Türkçesi gibi dillere tercüme edilip yayınlanmıştır.” dedi.

a-3.jpg

KAŞKAY TÜRKLERİ

Azerbaycan Türklerinden sonra İran'daki en kalabalık Türk grubu Kaşkayları tanıtan TEMİZEL 22 Ekim 2022 tarihinde vefat eden dil bilimci, folklorcu Esedullah Rahimi Merdani’nin çalışmalarını tanıttı : “Eğer insanlar, milletler veya kavimler kendi şahsi kimliklerinden, millî ve yerel hüviyetlerinden, geçmiş sosyal özelliklerinden haberdar olurlarsa ve dolayısıyla yeni dünyanın değişimlerini anlarlarsa, kendi atalarının ve ecdadının dil, edebiyat, gelenek ve kültürlerini koruma hususunda çaba gösterirler. İran’da Türklerin oturduğu obaları, kabileleri, aşiretleri, köyleri, şehirleri ve eyaletleri dolaştım ve bazı kitapları, Türkçe ve Farsça çeşitli sözlükleri, eski el yazması eserleri okuyarak Kaşkay Türkçesinin kelimelerini toplayabildim.”

İRAN’LA ORTAK PAYDALARIMIZ FAZLA

1639 yılında imzalanan Kasr-ı Şirin Anlaşması’yla çizilen 560 km’lik sınırla ilişkileri sürdürdüğümüz İran’la Sâdâbâd Paktı, Bağdat Paktı , CENTO, Kalkınma İçin Bölgesel İşbirliği (RCD , “Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (ECO)”, “İslam İşbirliği Teşkilatı” ve  Gelişmekte Olan Sekiz Ülke (D-8) örgütleriyle yakın işbirliği içinde bulunduğumuzu ifade eden TEMİZEL, “Ankara’dan kalkan tren Kotur Köprüsü yoluyla İran’a ulaşıyor.  Nevruz bölgenin ortak değeridir. İranlılar sokaklarda Amerika’ya ölüm sloganları atarken Beyaz Saray’a Nevruz’la girmişlerdir.   Müslüman coğrafyası her gün Kerbela’dır. Biz büyük düşünmek zorundayız.Mevlâna, Ali Şir Nevâi, Mahtumguli Firâgî, Muhammed Hüseyin Şehriyar, Muhammed Fuzûlî gibi  kişilerle iki ülkeyi yakınlaştırmalıyız. Pandemi döneminde . gönderdiğimiz yardım kolilerinin üzerinde  Hz. Mevlânâ’nın  ‘Ümitsizliğin ardından nice ümitler vardır. Karanlığın ardından nice güneşler vardır.’ sözünü yazmıştır.”

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.