Karacaer, "Kadınlarımıza Yönelik Yeni Politikalar Geliştirmeliyiz"
Evinde anne, işyerinde çalışan, toplumda saygın bir fert olan kadınlarımızın ülkemizin toplumsal birliği ve dirliği için hayati rolleri olduğu ortadadır. Ancak son yıllarda kadınlarımızın en önemli sorunlarından birisi kadına yönelik şiddet vakalarıdır. Kadına yönelik şiddet, cinsiyete dayanan, kadını inciten, ona zarar veren, fiziksel, cinsel, ruhsal hasarla sonuçlanma olasılığı bulunan, toplum içerisinde ya da özel yaşamında ona baskı uygulanması ve özgürlüklerinin keyfi olarak kısıtlanmasına neden olan her türlü davranıştır.
Kadın olmak şiddete maruz kalma açısından başlı başına bir risk faktörüdür. Özellikle ilk 30 yaşta, kadınlar şiddete daha sık maruz kalmaktadır. Eşlerinden ayrı yaşayan kadınlar; henüz boşanmış olanlardan 3 kat, hala evli olanlardansa 25 kat daha fazla şiddete maruz kalma riskine sahiptir. Ayrıca yoksulluk, kötü sosyo-ekonomik durum, düşük gelir düzeyi, erkeğin alkol-madde bağımlılığı olması, ruhsal hastalık varlığı ve çocukken şiddete maruz kalmış olmaları da şiddet riskini arttıran durumlardır.
T.C. Başbakanlık Aile Araştırma Kurumunun aile içi şiddetle ilgili olarak yaptığı bir çalışmada her 100 ailenin 34'ünde kadına yönelik fiziksel şiddet ve % 53'ünde de fiziksel-sözel şiddetin var olduğu ortaya konmuştur. Türkiye genelinde 56 ilden 1800 evli kadınla yapılmış Kadına Yönelik Şiddet çalışmasında; eşinden en az bir kez fiziksel şiddet gören kadınların oranı % 35 saptanmıştır. Bu istatistik bilgilerden durumun vahameti anlaşılmaktadır. Bu nedenle; Türk toplumunda kadına verilen değeri tekrardan gözden geçirip kadını daha güçlü kılmak için politikalar geliştirmek hem ilimiz ölçeğinde hem de ülke genelinde en önemli konu başlıklarından birisi olmalıdır.
Çünkü kadına şiddet olgusu son yıllarda ülke geneliyle paralel olarak ilimizde de gittikçe artmaktadır ve kadınlarımız kendisini yalnız, çaresiz hissetmektedir. Kadınlarımız çözüm bulamamakta ve kadın sığınma evlerine gitseler bile sürekli bir ölüm korkusu yaşamaktadır. Şiddet gören kadının şiddet gördüğü yere dönmeye mecbur kalması başlı başına bir sorundur. Aksaray gibi küçük şehirlerde merkezi yönetime bile gerek kalmadan bu sorunla baş etmek ve bunun için gerçekçi ve çözüm odaklı projeler üretmek hiç de zor değildir. Ancak bunun için ortaya bir irade konmalıdır. Sadece sözde kalan kadına yönelik pozitif ayrımcılık gibi içi boş politikalarla üstesinden gelinebilecek bir sorun değildir.
Bu duygu ve düşüncelerle her şeyin en güzeline layık olan Türk kadınının Dünya Kadınlar Gününü kutluyor, bütün hanımefendilerin bu anlamlı gününü tebrik ediyorum. haberfark.net
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.