Karne hediyesini abartmayın
Ancak “karnedeki zayıflar” nedeniyle kriz ortamı yaratılması veya tam aksine “çok başarılı” notlar alındığında da abartılı sevinç gösterilmesi çocukta istenmeyen sonuçların gelişmesine neden olabiliyor. Psikolog Sena Sivri, fiziksel veya psikolojik şiddetin çocukta özgüven gelişiminin kalıcı bir şekilde hasara uğramasına neden olabileceği uyarısında bulunarak, karne sonrasında anne babanın, çocuklarının her durumda yanında olacaklarını hissettirmelerinin çok önemli olduğunu ifade ediyor. Bunun aksine karnesi oldukça başarılı olan çocuklarda da ödüllerin abartılması durumunda çocukta başarı algısının yanlış şekillenmesine sebep olabileceğini vurgulayan Psikolog Sena Sivri, “Dolayısıyla maddi ödüller yerine sözel ödüller tercih edilmeli” diyor.
Cezalandırmak psikolojisinde derin izler bırakabiliyor
İyi notlarla gelen çocuğa ödül, kırık notlarla gelen çocuğa da ceza verme sistemi anne babaların sıkça kullandıkları metotlardan. Peki ama bu doğru bir yaklaşım mı? Psikolog Sena Sivri her anne babanın merak ettiği bu soruya şöyle yanıt veriyor:
"Karnesi başarılı olmayan çocukları cezalandırmak, özellikle de bedensel cezalar vermek çocuğun psikolojisinde, özgüven ve benlik algısında derin izler bırakabiliyor. Örneğin çocukta otoriteden korkma, geri çekilme, altına kaçırma gibi erken dönem yaşlarına ait davranışların ortaya çıkması gibi problemler gelişebiliyor. Bunun sonucunda çocuğun özgüveni zarar görüyor ve sosyal iletişim becerileri ile başarıya dair algısı ile karar verme yeteneği olumsuz etkileniyor. Ergenlerde ise bu durum daha da tehlikeli boyutlara ulaşabiliyor; çocuk evden kaçabiliyor veya kendisine zarar vermek gibi hayatını riske atan davranışlarla tepki verebiliyor. Bu nedenle karnesi başarılı olamayan çocuğa ceza vermek yerine çocukla düşük notların sebebini belirlemek, iyileştirmeye yönelik planlama yapmak daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Ayrıca karnede düşük notlar anne-baba ile çocuk arasında konuşulmalı; karnesindeki kötü notların nedeninin neler olabileceği araştırılmalı ve bunun çözüm yollarına gidilmeli.
Her koşulda yanında olacağınızı hissettirin
Sena Sivri, dikkat edilmesi gereken bir başka noktanın da, çocuğun her zaman yanında olunacağının ve karne notları ne olursa olsun değerli olduğunun ona hissettirilmesi olduğunu belirterek sözlerine şöyle devam ediyor: “Örneğin eğitim hayatındaki başarısını artırmak için çocuğa ‘bizim yapabileceğimiz bir şey var mı?’ diye sorulmalı. Karne çocuğun sadece ders başarısını göstermez. Ders çalışma alışkanlıkları, okuldaki sosyal ilişkileri, ilgi alanları, öğrenmeye yönelik tutumu ve ailenin çocuğun eğitim hayatıyla, ilgi ve yetenekleriyle ne kadar ilgili ve bilgili olduğunu da gösteriyor. Aslında karne sırf çocuğun değil, ebeveynlerin de karnesidir.”
Maddi ödüller yerine sözel ödülleri tercih edin
Peki ya karnesi baştan aşağı ‘çok iyi’ ile olan, eve teşekkür veya takdir belgesiyle gelen çocuklara sağlıklı bir yaklaşım nasıl olmalı? Psikolog Sena Sivri, “Çocuğun başarısı düştüğünde aşağılama, suçlama ve şiddetten kaçınma ne kadar önemli ise başarısındaki artışta da “abartılı sevinç gösterisinde bulunmamak da o denli önem taşıyor” diyerek bunun nedenini şöyle açıklıyor:
"Ailelerin sevinçlerini abartmaları çocuğun başarı algısını yanlış etkiliyor. Sorumluluk bilincinin hatalı oluşmasına ve karne notu düşük olan çocuk kötüdür, başarısızdır algısına kapılıp kendini ve arkadaşlarını bu bakış açısıyla hatalı değerlendirmesine yol açıyor. Ayrıca çocuğun gelecekte karnesindeki olası başarı düşmelerinden daha fazla kaygı duymasına neden olabiliyor.” Psikolog Sena Sivri çocuğun karnesinin çok iyi notlardan oluşmasının da olağan karşılanması gerektiğinin altını çizerek şu önerilerde bulunuyor: “Çocukları büyük ve pahalı hediyelere boğmak, her istediğini yapmak olumsuz sonuçlara yol açabiliyor. Örneğin çocuğun notları “çok iyi” diye ona daha üst model bir cep telefonu veya tablet gibi pahalı hediyeler almak doğru bir yaklaşım değil. Bu yaklaşımla çocukta “iyi şeyleri ancak çok daha başarılı olunca hak ediyorum. Değerim başarı ile doğru orantılı” diye düşünmesine sebep oluyor. Dolayısıyla maddi ödüller yerine daha çok sözel ödülleri tercih edilmeli. Örneğin çocuğa “aferin” demek, onu sevdiği bir filme götürmek veya mutlu olacağı, keyif alacağı etkinliklere katılmasını sağlamak onun için daha anlamlı olabiliyor.”
Bu cümleleri asla kurmayın!
“Bak arkadaşın Ali’nin karnesi ne kadar iyi”: Çocuğunuzu asla başkaları ile kıyaslamayın. Diğer akranları ve kendi çocukluğunuzla kıyaslama yapmanız onun yetersizlik duygularını pekiştirir. Özgüveni, şevki kırılır ve geri çekilmesine sebep olur.
“Sen tembelsin, yaramazsın, aklın beş karış havada!”: Başarısızlık geçicidir. Çocuk bir alanda başarısızsa ilgi alanları değerlendirilip iyişeltirmeye yönelik ne yapılacağına bakılması gerekir. Bu tip cümleler çocukta “ben hiçbir işe yaramıyorum, hep başarısızım ve öyle kalacağım” algısına neden olabiliyor.
“Notlarını düzeltmezsen seni o okuldan alırım, yazın sana tatil yok, görürsün sen”: gibi tehdit içerikli ceza cümleleri çocuğun derslerinden iyice kaçmasına, ebeveynleriyle ilişkisinin bozulmasına ve içine kapanıp uzaklaşmasına yol açabiliyor. haberfark.net
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.