Kerpiç yapılar yok ediliyor

Kerpiç yapılar yok ediliyor
KONYA'da Hilton Garden İnn Otel’de gerçekleşen Kerpiç Sempozyumu’nda Anadolu’da egemen yapı anlayışı içinde geleneksel yapıların yok edildiği vurgusu yapıldı.

 

 Önemli bir kültürel mimari özelliği taşıyan kerpicin konuşulduğu, Kerpiç Sempozyumu’na yerel yöneticilerin veya onları temsilen yetkililerin katılmaması eleştiri konusu olurken Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek ise sadece Genel Sekreter Yardımcısı Şenol Aydın’ı göndermekle yetindi.
 İlgi çekici konuların işlendiği sempozyumda, geleneksel yapıların yıkılıp TOKİ modeli, estetikten yoksun, betonarme binaların yapılması ve yapı mevzuatında kerpice değinilmesi konuşmacılar tarafından geleneksel kültüre vurulan bir darbe olarak ele alındı.
 
Mimarlar Odası Konya Şube Başkanı M. Serdar Işık

Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Mimarlar Odası Konya Şube Başkanı M. Serdar Işık, kerpiç sempozyumuyla amaçlarının eskiye öykünmek olmadığını belirterek, “Ama on binlerce yıldır varlığını sürdüren kerpicin ve çamurun bu denli aşağılanmasına, depremler neticesi ortaya çıkan felaket görüntülerinin de tek müsebbibi olarak gösterilmesine razı gelmedi vicdanımız, bilgimiz ve de tecrübemiz, daha doğrusu Anadolu coğrafyasının binlerce yıllık tecrübemiz” dedi. Her olumsuzluğun ardından bu olumsuzluğa yol açan etkenlerin kolayca bulunduğuna dikkat çeken M. Serdar Işık, şunları kaydetti: “Yer seçiminden imar kararlarına, planlama sürecinden kat artırımına, ihale sisteminden kontrol teşkilatına kadar ne varsa sorgulamak aklımızdan bile geçmez. Varsa yoksa çürük kerpiç binalar denilerek üzerimizden yük atılır, işin siyasi sorumluluğu göz ardı edilir.”
Konya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Şenol Aydın ise belediye olarak geçmiş yapılara önem verdiklerini belirterek bu anlamda Çatalhöyük’te kerpiçten bir müze ve sosyal tesis inşa edeceklerini kaydetti. Ancak kerpiç binaların çeşitli yapım ve tesisat işlerinde fen işlerinin zorluklar yaşadığını aktararak, “Mevzuata uygun işlerde sıkıntılar oluyor. Fakat bu konuda da yapı mevzuatında önümüzü açacak düzenlemelerin çıkmasını bekliyoruz. Bu düzenleme yapıldığında kerpiç binalara yönelik çalışmalarımız daha da artacaktır” dedi.


Eyüp Muhcu
 
Mimarlar Odası Genel Başkanı Eyüp Muhcu da sözlerine sempozyuma ilgi göstermeyen yerel yönetimleri eleştirerek başladı. Yerel yönetimlerin Anadolu’nun binlerce yıllık kerpiç yapılanmasına karşı ilgisiz kalmasını anlayamadıkları ve egemen yapı olduğu sürece de anlayamayacaklarını aktaran Eyüp Muhcu, “Kerpiç Anadolu’nun en özgü yapı kültürüdür. Fakat her depremin ardından suç kerpiç yapılara atıldı. Talihsiz bir şekilde kerpice karşı saldırı başladı. Depremler bahane edilerek kerpiç yapılar kentsel dönüşümlere kurban edildi. TOKİ modelliyle estetikten yoksun, tek tip, betonarme yapılar inşa edildi. Fakat her coğrafyanın kendine özgü bir yapı kültürü vardır. Karadeniz’e giderseniz ahşap, İç Anadolu’ya gelirseniz kerpiç, Ege’ye giderseniz karma yapıları görürsünüz. Avrupa Birliği raporunda şehirler kültürel kavşaklar olarak belirtiliyor. Fakat her şeyin pazara sürüldüğü ve şehir kültürünün bir meta gibi satıldığı günümüzde Anadolu’daki şehirler kültürel kavşak vazifesini yerine getirebilir mi? Geçmiş mimarini kaybetmiş kasabalar, köyler nasıl olur da kültürel mirası taşıma görevi üstlenebilir? Onun için binlerce yıllık kültürümüze sahip çıkmalıyız. Kentsel dönüşüm adı altında kültürü yıkmayı bırakıp aynı mantıkla kültürümüzü geleceğe taşıyıp Anadolu’yu kültürel kavşak görevini sürdürmesine katkı da bulunulmalı” dedi.


Yüksek Mimar-Yazar Cengiz Bektaş

Kerpiç yapılaşmayla ilgili önemli bilgiler veren Yüksek Mimar-Yazar Cengiz Bektaş da Türkiye’de nüfusun yüzde 44’ünün kerpiç yapılarda yaşadığına dikkat çekti. Buna rağmen kerpiç yapıların mevzuata alınmadığına ve inşaat malzemesi olarak sayılmadığının altını çizen Cengiz Bektaş, şu değerlendirmelerde bulundu: “Van’da deprem oluyor suçlu olarak kerpiç yapılar gösteriliyor. Çünkü kerpiç yapılara karşı tepeden bakan bir egemen anlayış var. Bina yıkılıyor suçlu kim? Kerpiç yapılar. Anlayış bu. 21. yüzyılda halen kerpiç yapıyı konuşuyorsak bu bizim kültürümüzü gösterir. 75 Milyonun yüzde 44’ünün kerpiç yapılarda yaşadığı bir gerçek. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Almanya’da evlerin yüzde 45’i kerpiçten yapıldı. Bugün ekolojik mimarlık konuşuluyor. Biz geçmişten itibaren doğaya uygun binalar yapıyoruz ki buna en iyi örnek kerpiç yapılardır. Çünkü kerpiç nemi tuttuğu için insan sağlığı için faydalıdır ve doğaya da zararı yoktur. Oysa bugün mantolama adı altında şehirlerdeki binaların dış yüzü kaplanıyor. Tam bir rezalet yaşanıyor. Bu uygulamayla hem insan hem de bina yapıları çürütülüyor. Böyle bir bilim düşünülemez. Çünkü kapladıkları o yalıtım ıslansa bile koruma özeliliğini kaybetmiyor böyle olunca da içerideki nemi dışarıya vermesini engelliyor ve insan sağlığı tehdit ediliyor, binanın çürümesi hızlandırılıyor. Oya mantolamayla duvara arsına mermer gibi bir kaplama konulursa binanın hava alması sağlanabilir” dedi. Kerpiç yapıların insan sağlığı için önemli bir yapı olduğunu onun için de on binlerce yıldır bir kültür olarak yapımının devam ettiğini fakat nedense bu kültürün yıkılmaya çalışıldığını dile getiren Bektaş, şu uyarılarda bulundu: “Modern yapı içinde geleneksel kültürü korumanın vakti gelmiştir. Artık bu milletin at üstünde göçebe yaşamadığının farkında olması gerekiyor. Bunun farkında olmadığı için de Fransa ve Almanya Türkiye’yi belli tasarılarla tehdit edebiliyor. Onun için güçlü olmak için önce geçmişe sahip çıkmalıyız” dedi. Söz konusu Kerpiç Sempozyumu 23-25 Aralık 2011 tarihleri arasında düzenlenmeye devam edecek. merhaba

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.