Mısır piyasasında oluşan fiyat, maliyetin altında kalmıştır

Mısır piyasasında oluşan fiyat, maliyetin altında kalmıştır
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar yaptığı yazılı açıklamada, çiftçinin sorunları anlattı. Bayraktar'ın açıklaması şu şekilde:

Eylül ayı sonu itibarıyla çoğu üründe hasat tamamlandı. Ekim ayı itibarıyla yeni bir üretim sezonuna girdik.

Biz de hasatlara katıldık.

19 Eylül’de Şanlıurfa’da,

23 Eylül’de Edirne’de çiftçilerimizle bir aradaydık.

Çiftçimizin durumunu net bir şekilde gördük.

Şunu söylemeliyim, çiftçimizin sıkıntıları var.

Geçtiğimiz üretim sezonunda, çiftçimiz bir taraftan afetlerle mücadele etti, diğer taraftan da artan girdi masraflarının yükünü çekti.

Gecesini gündüzüne katarak çalıştı ama tarlasından, bahçesinden beklediği geliri elde edemedi.

Yeterli geliri sağlayamadığı için borcunu da ödeyemiyor, yeni üretim sezonunun masraflarını da karşılayamıyor.

Çiftçimiz rahatlatılmalı.

Üreticimizin bu sezonki kredi borcunun yanı sıra geçen yıldan ertelenen borcu da bulunmaktadır.

Tüm borçların bir hasat sezonunda ödenebilmesi mümkün değildir.

 

Dün söyledik bugün de söylemeye devam ediyoruz.

Hasat sonrası bekleyen kredi taksitlerinin ödeme zamanı gelmiş, çoğu çiftçimizin ise kredi vadeleri geçmiştir.

Çiftçilerimize, alacaklı kurumlar uyarı yazıları göndermektedir.

Kefiller ile asıl borçlular arasında sorunlar her geçen gün artmaktadır.

Çitçilerimiz dört gözle borç erteleme kararını ve kredi borçlarının yeniden yapılandırılmasını beklemektedir.

Bu konuda talep çok fazladır.

Acilen çiftçilerimizin borçları faizsiz olarak ertelenmeli ve yeniden yapılandırılmalıdır.

 

Değerli basın mensupları,

Artan girdi fiyatları üretimi tehdit eder hale gelmiştir.

Üretimin sürdürülebilirliği ve verimliliğin sağlaması için başta elektrik, sulama, ilaç, gübre, mazot, yem olmak üzere girdi maliyetleri acilen düşürülmelidir.

Özellikle elektrik fiyatları son zamanlarda çiftçimizi çok fazla zorlar hale gelmiştir.

En son 1 Ekim tarihinden geçerli olmak üzere üreticilerimizin kullandığı elektriğin fiyatı yüzde 14,9 artmıştır.

Tarımda elektriğin kilowattsaat fiyatı 70,2 kuruştan 80,6 kuruşa çıkmıştır.

Oysa bu rakam konutlarda 69,3 kuruştur.

Çiftçimiz, bu elektrik fiyatıyla, 82 milyon nüfusu, 5 milyon aşkın sığınmacı, mülteci ve yabancıyı, 45 milyon turisti doyurmaya çalışmaktadır.

Zaman geçirilmeden tarım ve hayvancılıkta,

elektrik üzerindeki yüzde 18’lik KDV sıfırlanmalıdır.

Yüzde 1 Enerji Fonu ve yüzde 2 TRT payı kaldırılmalıdır.

Çiftçimizin her ay elektrik parası ödemesinin imkanı yoktur.

Elektrik tahsilatı hasat dönemlerinde yapılmalıdır.

Mısır üreten çiftçilerimizin de sorunları var.

Piyasada oluşan fiyat, maliyetin altında kalmıştır.

Yüzde 30 rutubetli mısır fiyatları serbest piyasada kesintiler düşüldükten sonra 730 liraya kadar gerilemiştir.

Bu fiyatlarla üreticimizin tarlada kalması mümkün değildir.

Girdi fiyatlarındaki artışa rağmen fiyatın bu seviyelere inmesi üreticimizi mısır üretiminden uzaklaştıracaktır.

Piyasa fiyatlarının gerilememesi için mısır hasadı devam ederken, ithalat yapılmasının da önüne geçilmelidir.

Fiyat istikrarsızlıkları sebebiyle oluşan üretici zararı mısır prim destekleri artırılarak telafi edilmelidir.

Girişimlerimiz üzerine TMO üreticiden gelen mısırın tamamını alacağını üreticiyi mağdur etmeyeceğini iletmiştir.

Üreticilerimiz fiyatlar daha da düşecek diye panik içinde hasat yapmamalıdır.

Üretici ürününü lisanslı depolara koymalıdır. Lisanslı depolar, kurutma maliyetini özel sektör seviyesine çekmelidir. Lisanslı depoya götürülen ürün daha yüksek fiyattan alıcı bulacaktır. Fiyat da lisanslı depolarda sabit olacağı için düşüşlerden etkilenmeyecektir.

Sütte ve besi hayvancılığında sorunlar devam etmektedir.

En son 23 Eylül’de Tekirdağ’da Ziraat Odaları Başkanları ve Süt Birliği Başkanlarıyla bir araya geldik, çiftçimizin sorunlarını ele aldık.

Buradan bir kez daha dile getirmek istiyorum. Üreticimiz sürdürülebilir bir gelir elde edemiyor. Sektörde kazan kazan yok.

Sanayici kazanmaya devam ederken, süt üreticimiz geçimini sağlayamıyor.

Üretici de kazanırsa sistem yürür.

Halen çiftçimizin eline çiğ sütte litre başına ortalama 1 lira 83 kuruş geçiyor.

Bu fiyatın çok daha altında süt satan üreticilerimiz de var.

Sadece biz değil, uzmanlar da söylüyor.

Süt/yem paritesi 1,5 olmalıdır diyorlar.

Yani üreticimiz 1 kilogram sütle 1,5 kilogram yemi rahatlıkla alabilmelidir.

Bugün alamıyor.

Parite 1,1 civarında seyrediyor.

Süt yemi fiyatı halen 1 lira 67 kuruş civarında.

1,5 paritenin tutturulabilmesi için çiğ sütün litre fiyatı 2 lira 51 kuruşa yükseltilmelidir.

Önümüzdeki aylarda maliyetler daha da artacak.

Süt hayvancılığımız için zorlu bir dönem başlayacak. Hayvanların kesime gitmemesi için acilen tedbir alınmalıdır.

Sadece süt hayvancılığında değil besi hayvancılığında da ciddi sorunlar yaşanıyor.

Piyasa da hayvan alım satımları durağan vaziyette. Hayvan fiyatlarında geçen yıla göre düşüş var.

Besilik hayvanını satmak isteyen de kesime gelip hayvanını kestirmek isteyen de memnun değil.

Üreticilerimiz, devletin bu duruma el atmasını bekliyor.

Bazı yerlerde yağsız karkas kilogram fiyatı 28-28,5 liraya kadar düştü.

Et ve Süt Kurumu yerli hayvanı 32 liraya, ithal hayvanı ise 31 liraya kesiyor ama kesim için çok az hayvan kabul ediyor.

Konya ilinde günde 80 hayvanı ancak kesiyor, 56-57 gün de vade yapıyor.

Özel sektörde de durum pek farklı değil.

Kasaplar hayvanı 28,5 liraya, 1 ay vadeli hem de nazlanarak kesiyorlar.

En az 33-34 lira olması gereken fiyatlar, 28 liraya kadar düşmüş vaziyette.

Üretici Eylül ayı itibariyle 1 kilogram karkas et sattığında; 2016 yılında 29,18 kilogram yem alabiliyordu.

Bu rakam, 2019 yılında 19,11 kilograma geriledi.

Görüldüğü üzere üreticinin alım gücü her geçen gün azalmıştır ve azalmaya da devam etmektedir.

Önünü göremeyen, ahırına bağladığı hayvanı kesim zamanında kaça satacağını bilemeyen, yem fiyatlarının besi boyunca ne kadar artacağını kestiremeyen üretici, ahırına yeni mal koymakta tereddüt etmektedir.

Üreticilerimiz;

Kısa, orta ve uzun vadede ithalatı bitirecek politikalar uygulanmasını,

Yem piyasasına müdahale edilmesini,

Ahırlarına koydukları hayvanlar için kendilerine besi sonunda üretimi sürdürebilecekleri fiyatın garanti edilmesini (destekler+piyasa müdahalesi ile),

Kredi borçlarının faizsiz uzun süreye yayılmasını talep etmektedirler.

 

Destek, maliyetlerin bu kadar arttığı bir ortamda çiftçimiz için vazgeçilmez bir unsurdur.

Bilindiği gibi Tarım Kanunu’nda “bütçeden ayrılacak kaynak gayri safi milli hasılanın yüzde 1’inden az olamaz” hükmü bulunmasına rağmen, desteklerin milli gelire oranı yüzde 0,4’e gerilemiştir.

Her fırsatta birçok üründe desteğin yetersiz kaldığını dile getiriyoruz.

Çiftçimiz de hükümetimizden daha fazla destek bekliyor.

2019 yılı destekleriyle ilgili kararname henüz yayınlanmadı.

Hükümetimizden tarıma verilen desteğin azaltılmamasını, hatta üretimi destekleyecek düzeye çıkarılmasını talep ediyoruz.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.