Sait Çamlıca

Sait Çamlıca

Niyet, amelin tohumudur

Niyet, amelin tohumudur

Emniyet müdür yardımcısı “Boşver Hocam! Biz kendi programlarımızı yapalım!” dedi. Bende şaşırmışım. Sonuçta niyetim, o il ve ilçelerde geçireceğim zamanı değerlendirip, daha fazla insana ulaşabilmekti.

Konferans için gittikten sonra, ilk fırsatta, Emniyet Müdür yardımcısına, ‘neden diğer kurum müdürleriyle de program yapmadığımızı’ sordum. Bana verdiği cevap, makama oturmak ile makamın hakkını vermek arasında ki farkı daha rahat görmemi sağladı.

“Hocam, İl Milli Eğitim Müdürü, eğitim işleriyle pek uğraşmaz. Milletvekilleriyle birlikte, ihale takip etmekten başka bir işe kafasını yormuyor! Diğer müdürlerin bir kısmı, sadece makam odasında evrak imzalıyor, gelenlere çay ikram ediyor” dedi.

Üç gün boyunca, ilçe ilçe konferanslar verdim Emniyet müdürlüğü ile birlikte. İstanbul’a geri dönerken, Emniyet müdür yardımcısının bana söyledikleri aklıma geldi. İl ve ilçelerin eğitiminden sorumlu olan İl Milli Eğitim Müdürünün, oturduğu makamı şahsi menfaati için nasıl kullandığını düşündüm.

Bazı Milletvekilleri, atanmasını istedikleri müdürleri, niyetlerine göre atıyorlar.  Makamlar, o makamlara oturan insanların niyetlerine göre şekilleniyor.

Niyet, amelin tohumudur!

Niyet, hangi yola gideceğine karar vermektir. Niyet deyip geçmeyin… Çünkü niyetle atılan ilk adım, sonraki adımların ve yolun sonunun habercisidir… Niyet etmeden namaza bile duramazsınız. Her namazda niyet ederiz.

Hangi yolda yürüdüğünüzden çok daha önemlidir, hangi niyetle yola çıktığınız. Niyet doğru değilse, yol doğru görünse bile, sonu kötü biter.

Niyet, amelin tohumudur… Neye niyet ederseniz, onun tohumunu toprağa ekmişsiniz demektir… Ter ve gözyaşlarıyla sulanan her tohumu büyütmek, toprağın namus borcudur…

Bir makama talip olurken, niyetiniz, makama gelince yapabileceklerinizin yönünü belirler. O makamın hakkını vermek, o makam vesilesiyle insanlara faydalı olmak gibi bir niyetle yola çıkan insanın elde edeceği sonuç ile makamı şahsı menfaati veya egosu için talep eden kişinin elde edeceği sonuç, birbirinden çok farklı olacaktır.

Dil ve kalbin niyeti.

Dilinizle ifade ettiğiniz niyeti, insanlar bilir ve duyar. Ancak kalbinizdeki niyetleri Allah bilir. Dilinizdeki niyet ile kalbinizdeki niyet aynı ise, Allah yolunuzu açık etsin.

Dilinizdeki niyet namaz kılmak, kalbinizdeki niyet namaz kılanların gözüne girmek ise, kıldığınız namaz, yüzünüze çarpılır. Kış aylarında buz gibi havalarda abdest almış bile olsanız, namazınız, yanlış niyetiniz yüzünden suratınıza çarpılır.

Niyet, yardımcı kuvvet çağırmaktır. 

Bir belediye başkanı düşünün. Yöneteceği şehirdeki insanlara hizmet etmek niyetiyle o koltuğa oturmuşsa, halka hizmet etmek, yeni projeler geliştirmek, sorunları çözmek için birçok yol ve yöntem gelir aklına. Niyet hizmet olunca, Allah o insanın ufkunu açar. Niyet hayır ise akıbette hayırlı olur. “Ne güzel hizmetler yapmış!” dediğimiz insan, çok güzel niyetlerle yola çıkmış insandır aynı zamanda. Halka hizmet etmek isteyene, hak yardım eder.   

Niyet değişince sonuçta değişir. Belli bir makama oturup, kendini ve çevresini nasıl zengin edebileceğini düşünerek yola çıkarsa bir insan, yolsuzluk yapmanın birçok yöntemini geliştirir zihninde. Şeytanın aklına gelmeyecek kurnazlıklar, şeytana pabucunu ters giydirecek şeytanlıklar yapan insanlara, niyetleri doğrultusunda şeytan yardım ediyor. Kötü niyet, şeytana davetiye göndermektir.

İyi niyetle yola çıktığı halde, yolda niyeti değişen, bozulan insanların sayısı da az değildir. İnsan, makama gelme niyetini unutmamalı.

Niyet, yardım çığlığı atmaktır. İyi niyetle makama talip olmak, makamda otururken şeytanın vesveseleriyle mücadele ederken, niyetini bozmamaya çalışmak “Yarabbi bana yardım et!” çığlığıdır.

“Yarabbi bana kaldıramayacağım yükü yükleme!” duasıyla yola çıkan insanın yükünü, Allah hafifletir. Allah yardımcı kuvvetler (kafası çalışan yardımcılar) gönderir.

Makam fani, ahret bakidir.

Milletvekili olmak isteyenlerin niyeti, vekilliğin nimetlerinden istifade etmekse, millete hizmet edemezler. Niyetleri, o makamın gücüyle millete hizmet etmekse, Allah onlara yardım eder. Bir makama talip olan herkese, önce niyeti sorulmalı.

Makamlarda en büyük savaş, niyetin bozulma savaşıdır. İyi niyetin kötü niyete dönüşmemesi için süren bir savaş… “Kaybettiğin tek savaş, uğrunda savaşmaktan vazgeçtiğindir!” diyor bir düşünür. Asıl savaş, makama oturunca başlıyor.

Yarabbi, makama gelince bozulacaksam, bana o makamı nasip etme!

Yarabbi, iyi niyetle çıktığım yolda beni yalnız bırakma!

Yarabbi, şeytanın hilelerine karşı elimi bırakma!

Yarabbi, yoldaki tuzakları görecek feraset ver!

Yarabbi, milletin destekleriyle geldiğim bu makamı, millete hizmet etmek için kullanabilen kullarından eyle!

Bu duayı, Milletvekilliği dahil, tüm makamlara gelecek olanların dillerinden düşürmemesi gerekiyor. Çünkü makamlar fani, cennet ve cehennem ebedi bir yurttur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sait Çamlıca Arşivi