Nöroloji uzmanları Alzaymır tehlikesine dikkat çekti
Nöroloji uzmanları, Türkiye'de 85 yaşın üzerinde her 2-3 kişiden birinin Alzaymır tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirterek, vatandaşları kolesterolden uzak durulması, bol yürüyüş yapılması, sebze meyve ağırlıklı beslenilmesi ve depresyondan uzak durulması gerektiği konusunda uyardı.
Medicana Konya Hastanesi Nöroloji Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Büyükgöl, unutkanlık şikayetinin toplumda çok fazla görülen bir şikayet olduğunu söyledi. Yrd. Doç Dr. Büyükgöl, "Polikliniğe de bu şikayetle başvuran hasta sayısı oldukça fazladır. Her yaş grubundan hasta bu şikayetle başvurmakta. Yani 20'li yaşlarda da hasta ben unutuyorum diye gelebiliyor, 60'lı, 70'li yaşlarda da hasta ya da hasta yakını ben unutuyorum ya da bu hasta unutuyor diye bu şikayetle gelebilmekte. Tabii unutkanlığın bir çok sebebi vardır ama bu unutkanlığı sorgulamak gerekiyor. Hangi yaş grubunda olduğu, neleri unutup unutmadığı, şikayetlerinin ilerleyip ilerlemediği ve bu unutkanlığın günlük yaşamını etkileyip etkilemediği dikkatle sorgulanması gerekiyor. Bazı unutkanlıklar bazı vitaminlerin eksikliğinden, troid ya da fonksiyon testlerindeki bozukluktan da kaynaklanabiliyor. Ya da B12 eksikliği gibi bazı vitamin eksikliğinden de kaynaklanabilmekte. Aynı zamanda günlük yaşamın koşuşturmacası, yoğunluk, yeterince konsantre olamamak, bazen bu durum da hastalarda unutkanlık gibi algılanabilir, unutkanlık şikayeti diye bize aks ettirebiliyorlar. Unutkanlığın yaşı ve diğer bulgularla birlikte değerlendirilmesi önemli" dedi.
Kişinin Alzaymır olduğunun anlaşılması için poliklinik şartlarında uygulanan bazı testler olduğunu kaydeden Doç. Dr. Büyükgöl, "Basit unutkanlık dediğimiz daha çok günlük koşuşturmaca da yaşanan dikkat dağınıklığı, konsantrasyon eksikliğinden olan hastalarda daha çok bu testlerde bir sorun yaşamıyoruz. Ama diğer Alzaymır dediğimiz unutkanlığın en önemli sebeplerinden biri olan hastalıklarda ise bu testlerde yavaş yavaş bozulmalar başlıyor. Her unutkanlık Alzaymır anlamına gelmiyor. Unutkanlığı sorgulamak gerekiyor. Ne zaman başladı, ne şekilde ilerledi ve günlük yaşamı etkileyip etkilemediği ve hastanın yaşı bizim için önemli ipuçları vermekte" şeklinde konuştu.
İleri yaşlarda Alzaymır hastalığın görülme sıklığının arttığını vurgulayan Doç. Dr. Büyükgöl, "65 yaş üzerinde her 100 kişiden 10'unda bu hastalık görülürken, 85 yaşın üzerinde neredeyse her 2-3 hastadan birinde Alzaymır görülebilmekte, bu oran katlanarak artmakta. Bazen hasta yakınlarıyla birlikte geliyor unutkanlık şikayetini belirtmek için. Bu süreçte tabii ki tanımızı netleştirdikten sonra ilaç tedavilerine başlıyoruz. İlaç tedavisiyle o unutkanlık sürecini geciktirmeye çalışıyoruz ama Alzaymırın kesin bir tedavi şekli yok. Yaptığımız tedavi ise süreci biraz durdurmakta" ifadelerini kullandı.
"Bu unutkanlığı daha çok hasta yakınları fark eder"
Nöroloji Uzmanı Dr. Faik İlik ise hastalığın belirtilerinden bahsetti. Uzm. Dr. İlik, ilk başlangıç belirtilerinde hastaların daha önceden rutin yaptığı şeyleri yapamaz olduğunu ifade ederek, "Öğrenmede güçlük çekerler. Günlük hayatta bazı basit işleri yaparken bazı zorluklarla karşılaşırlar. Eskiden kolayca yapabildiği şeyleri artık daha zor yaparlar. Eskiden kolayca öğrenebildiği bir çok olayı, bir çok kendisi için günlük yaşamına etki eden durumu eskisi gibi öğrenemez duruma gelirler. Bir de bu hastalarda unutkanlık meydana gelir. Buradaki unutkanlık, şundan dolayı önemlidir, daha çok hasta yakınları fark eder bu unutkanlığı. Çevresinde yaşadığı, eşi, çocukları, bunlar hastaların unutkan olduğunun daha çok farkına varırlar" diye konuştu.
Hastalığın tedavi sürecinden de bahseden Uzm. Dr. İlik, "Alzaymırda aslında tedavi şekli, multidisiplinerdir. Bu şu demek, öncelikle Alzaymır hastalığına özgü ilaçlar var. Bunların belirli bir dozda, hastanın klinik bulgusuna göre, hastalığın evresine göre tedavisi düzenlidir. Bu ilaçlar aslında hastalığı tedavi edici demek yanlış olur. Kötüye gidişi engellemeye yönelik tedavilerdir bunlar. Diğer tedavi şekilleri, mesela bazen bu hastalarda davranış bozuklukları, bazen kişilik bozuklukları şeklinde şikayetler de olabilir. Bunlara yönelik de uygun ilaç tedavileri verilmelidir. Hastalar, mesela 4 çocuğu varsa hepsinde 1 ay, 1 ay kalıyor. Bu aslında önerdiğimiz bir şey değil" ifadelerini kullandı.
Nöroloji Uzmanı Dr. Faik İlik, Alzaymırın başladıktan sonra ilerleyici bir hastalık olduğunu belirtti. Uzm. Dr. İlik, kolesterolden uzak durulması, bol yürüyüş yapılması, sebze meyve ağırlıklı beslenilmesi ve depresyondan uzak durulması gerektiğini, bunlara dikkat edilmesinin, ileride Alzaymır olmamak açısından önemli olduğunu söyledi.
Hastalığın ilerlemesi halinde ise yutma güçlüğünün ortaya çıkabileceğini vurgulayan Uzm. Dr. Faik İlik, "Bu hastaların beslenmesi artık önemli bir durum oluyor. Çünkü boğazından akciğerine bu yiyeceklerin kaçması, akciğer enfeksiyonu yapıp bu hastaların ölümüne sebep olabiliyor. Hatta Alzaymır hastalarında en sık ölüm sebebi akciğer enfeksiyonu. O yüzden bu hastaların beslenmesi belirli bir evreden sonra çok önem arz ediyor" diye konuştu.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.