ÖSYM Başkanı Ömer Demir, gurur duyuyor musun kendinle?
Türkiye genelinde YGS sınavına binlerce öğrenci giremedi. Sabah saat 10.00’da başlayan sınav salonlarına öğrenciler 09.45’ten sonra saniye de geçse alınmadı.
ÖSYM Başkanı Prof.Dr. Ömer Demir’in talimatı böyleymiş. Günler öncesinden öğrenciler uyarılmış. Erken yola düşmeleri sorunu çözermiş. Bir sürü gerekçe sıralanabilir. Diğer tarafta yıllarca bugünü bekleyen öğrencilerin bir dakika gecikmesinin vebalini kimin omzuna saracağız.
Kim kural koyuyor, ÖSYM Başkanı ve birkaç yönetim kurulu üyesi. Bırakın 09.45’te gelmeyi saat 10.00’an sonra gelen öğrencilerin birkaç dakikalık gecikmesine bile tolerans tanınması gerekmez mi?
Karşınızda insan var, sizin saçma sapan kendinizle kaim kurallarınız yerin dibine batsın. Kaç ailenin bedduasını aldınız, kaç öğrencinin hıçkırıklarla boğulmasına sebep oldunuz, işin aslı biraz vicdanınız, biraz onurunuz varsa istifa edersiniz. Siyasi iradenin de bu konuda mağdurdan yana irade göstermesi gerekiyor.
Konya’da yüzlerce öğrenci birkaç dakika geciktiği için sınava alınmadı. Bu gecikme saat 10.00’dan önce olan bir gecikme de değil, 09.45’i bir dakika geçirtmek yetti sınav salonlarına öğrencilerin alınmaması için.
Elinize yüzünüze bulaştırıyorsunuz her şeyi. Meram’da oturan öğrenciyi Selçuk Üniversitesi Kampüsü’ne vermek kadar beceriksizlik, iş bilmezlik olamaz. Bazı aileler ikizlerini, üçüzlerini ayrı ayrı okullara yetiştirmek zorunda kalıyor. Şehrin bir köşesindeki öğrenciyi diğer köşeye, başka bir köşesindeki öğrenciyi başka bir köşeye göndermenin hangi akla hizmet ettiğini beceriksiz konum belirleyicilerin kendilerine sormasını beklemiyoruz. Bu kafa düzenleme yapma zahmetine girmez, sadece kural koyar.
Şehirlerde koordinasyon da sıfır. Yol güzergahlarında trafik felç oluyor, emniyetle ortak bir çalışmanın bir gün öncesinden planı da yapılmıyor.
Öğrencilerin ev adresleri belli, okudukları okullar belli, sistem üzerinden en yakın okullarda sınav yerlerinin belirlenmesi kadar kolay bir şey olamaz. ÖSYM en azından bu kadarını yapabilecek bir programa sahip olabilmelidir.
Son sınıf öğrencileri, geçen yıl istediği bölümleri kazanamadığı için bir yıl daha sınava hazırlanan öğrenciler, onların yaşadıkları, ailelerin beklentileri birkaç insanın koyduğu kurala kurban veriliyor.
Her yeni yönetici kendi varlığını göstermek için yeni projeler geliştirmek yerine kurallar koyuyor. Ne vicdan var, ne duygu var, ne insanlık. Trafik sıkışmış, hava muhalefeti olabilirmiş beylerin umurunda mı?
Kimsiniz siz, kimin aklıyla kendi kendinize gereksiz kurallar koyuyorsunuz. Tek bir öğrencinin gözyaşlarında boğulacak bir insanlığınız kalmamışsa, terkedin o koltukları!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.