Projeksiyon cihazlı cuma namazı kılıyorlar,,,
Samsun'da bir camide projeksiyon sistemiyle cuma namazı kılınıyor.
Samsun'un İlkadım ilçesinde bulunan iki katlı Kurşunlu Cami'nin alt katına imam tarafından yaptırılan projeksiyon sistemiyle imamın görüntüsü alt kata yansıtılarak cuma namazı kılınıyor. Cuma günleri imam caminin üst katında namaz kıldırırken, görüntüsü projeksiyon sistemiyle alt kattaki duvara yansıtılıyor. Alt katta bulunan cemaat de duvara yansıyan imamın görüntüsüne uyarak cuma namazı kılıyor.
"CAİZ DEĞİL, DOĞRU DA DEĞİL"
Konu hakkında İHA muhabirinin sorularını cevaplandıran Samsun İl Müftüsü Yard. Doç. Dr. Hayrettin Öztürk, namazı, ekrana yansıtılmış bir şeye uyarak kılmanın doğru olmadığını söyledi. Öztürk, "Ekranın orada olması namaz kılanların dikkatini dağıtacağı için o ekranın orada olmaması gerekir ve uygun değildir. Televizyondan da namaz kılınmaz. O zaman Kabe'de kılınan namaza buradaki vatandaşların uyması da söz konusu olurdu. Burada esas olan cemaatin imamı görmesi, imamı göreni görmesi ya da sesi duyması gerekir. Ya da aynı mahalde olmaları gerekir. Alt katta, üst katta, sağda solda fark etmez, olabilir. Çok uzaktaki ya da ekrana yansıtılmış bir şeyin arkasında namaz kılmak doğru değildir ve caiz de değildir" dedi.
Cuma namazı sonrası projeksiyon sistemiyle namaz kılan cami cemaati ise söz konusu projeksiyon sisteminin ilgilerini çektiğini belirttiler.
Bu çirkin bid'atle alakalı gazetemizde çıkan iki yazı aşağıdadır
(03.12.2012-M. Ali Demirbaş)
Televizyonla namaz
Sual: Merkezî sistemle ezan okunduğu gibi, bazı camilerde cemaat imamı görsün diye, duvarlara televizyon ekranı konmaya başlandı. Bu da bid'at değil midir?
CEVAP: Buna benzer uygulamalar Hindistan'da da başlamıştı. Bu, Hindistan'da olduğu gibi, sanki küçük camilerdeki imamları kaldırıp merkezî camilerdeki imamlara uymaya hazırlık yapıldığı hissini veriyor.
Hindistan'da, bazı camilerde, Vehhabilerin imamsız olarak cemaatle namaz kıldıkları haberini aldık. Bu camilerin, büyük camiye bağlı olduğu, oradaki imamın sesini hoparlörle işiterek, o imama uyulduğu bildirildi. Hoparlör sesiyle ve televizyondaki imama uyarak kılanların namazlarının sahih olmadığı, Hindistan âlimlerinin Kerala'da çıkardıkları El-Muallim mecmuasının Rebiul-evvel 1406 ve Aralık 1985 tarihli sayısında uzun yazılıdır. 1981'de Pakistan'da çıkan Süyuf-ullahil-ecille kitabında da, hoparlörle namaz kıldıran imama uymanın caiz olmadığı yazılıdır. (S. Ebediyye)
Pakistan'da Camia-i Habibiyye üniversitesi dekanı, müderris Habib-ür-rahman, 1981'de hacca gidince, Vehhabi imamın hoparlörle namaz kıldırdığını görüp, namazlarını ayrı kıldığı için, ellerine kelepçe takılarak hapsedilmiş, hac yapmasına mani olunarak, geri gönderilmiştir. (İslam Ahlakı)
TV veya hoparlörle namaz
Sual: Bazı ülkelerde, bir camiden diğer camilere TV ile irtibat kuruluyor, diğer camidekiler, büyük camideki imama uydukları gibi, camiye gitmeyen de evinden, TV'deki imama uyup namaz kılıyormuş. Bunun mahzuru var mıdır?
CEVAP: Öğrenmek niyetiyle TV'den Kur'an-ı kerim dinlemek caizdir. Teypten dinlemek de caizdir. Okunan Kur'an-ı kerimi kasete alıp, mezara gidince, teybi açarak kaseti dinlemekle bizzat Kur'an-ı kerim okunmuş olmaz. Bunun gibi, bir kimse, namaz kılarken kendi filmini çekse, sonra her namaz vakti gelince, video ile bu filmi oynatsa, namaz kılmış olmaz. Namaz kılmak, ezan okumak vakitli ibadetlerdir. Bunları teyple, video ile yapmak, bid'at olup, büyük günahtır.
TV ve video iyi bir eğitim vasıtasıdır. Mesela namazın nasıl kılınacağını tatbiki olarak göstermek çok iyi olur. Fakat namaz kılan imamın filmini alıp, imam yerine ekrandaki bu görüntüye uymak caiz olmaz. Bunun gibi, ezan okuyan müezzinin filmini videoya alıp, vakit gelince videodan ezan okutturmak da caiz olmaz. Çünkü TV ekranındaki resim, müezzinin kendisi değil, görüntüsüdür. TV'deki ses de, müezzinin bizzat kendi sesi değil, benzeridir.
İki ayrı şey, birbirine çok benzese de, aynı değildir. Mesela Ali ile ikiz kardeşi Veli, birbirine ayırt edilmeyecek derecede benzese de, ayrıdır. Biri Ali, öteki Veli'dir.
Bir insanın resmi, kendisinin tam benzeridir, aynısı değildir. Resmin gözü yırtılsa, sahibinin gözüne bir zarar gelmez. Bir kimse aynaya baksa, aynadaki görüntü, bakan kimsenin resmidir. Bu resim sahibinin bizzat kendisi değil, benzeridir, görüntüsüdür. Aynayı kırsak, görüntü kaybolursa da sahibine bir şey olmaz.
TV, teyp ve radyodaki sesler de, sahibinin benzer sesidir, aynısı değildir. Aynen bunlar gibi imamın sesi, hoparlöre verilince, elektrik ve mıknatısın hasıl ettiği bir ses haline dönüşüyor. Bizim duyduğumuz ses, imamın sesi değil, elektrik ve mıknatısın hasıl ettiği sestir. Yani hoparlörden çıkan ses, elektrik tesiriyle hasıl olan mıknatıs kuvvetlerinin titreyerek demir levhanın husule getirdiği bir sestir. Bu ses, imamın sesine, ne kadar benzerse benzesin, benzeridir, aynısı değildir.
TV'deki görüntüye imam diye uymakla, hoparlörden çıkan sese imamın sesi diye uymak aynıdır. Görüntü bizzat imam olmadığı gibi, ses de bizzat imamın sesi değildir. Onun için görüntüye ve cihazdan çıkan sese uymakla imama uyulmuş olmaz.
TV'deki sesler yankı da değildir. Yankıya da uymak caiz olmaz.
Namaz kılarken görüntüsü videoya alınmış imama uymak caiz olmadığı gibi, TV'nin naklen yayınında, imamı da görsek, böyle bir imama da uymak caiz olmaz. Yahut hoparlör veya radyo vasıtasıyla gelen ses de imamın sesi olmadığı için, bu ses ile hareket ederek ibadet etmek de caiz olmaz.
Cemaatle namaz
Cemaat ile kılınan namazın sevabı, yalnız kılınan namaz sevabından pek çoktur. Cemaatin bu kadar büyük fazileti, imamın namazının sahih olduğu takdirdedir.
Eskiden İslamiyet kuvvetli olduğu zamanlarda, imamlara ve her müslümana hüsn-i zan edilirdi. Fakat şimdi, müslümanım diyenlerin ve imam olmak isteyenlerin bazısının, dinden, imandan haberi olmayan cahiller olduğu söz, hâl ve hareketlerinden anlaşılıyor.
O halde, bugün Ehl-i sünnet itikadına karşı olduğu belli olmayan ve guslünü, abdestini ve namazını doğru yapabilen ve haram işlemekten sakınan imam bulup ona uymak lazımdır. Aksi takdirde cemaat sevabı değil, namazımız da elden kaçar. Fâsık imamın arkasında kılınan namaz, Maliki'de sahih değildir. (Halebi)
TÜRKİYEGAZETESİ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.