Şair Abdürrahim Karakoç anıldı

Şair Abdürrahim Karakoç anıldı
Halk şâiri Abdürrahim Karakoç, vefatının 3. Yılında Konya Aydınlar Ocağı’nda anıldı.

Şâir Abdürrahim Karakoç,  vefatının 3. Sene-i devriyesi münasebetiyle Konya Aydınlar Ocağı’nın Salı Sohbetleri’nde yâd edildi. Konya İl Halk Kütüphanesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen sohbette, halk şiirine getirdiği yeniliklerle tutulan ve Mihriban şiiriyle Türk halkı tarafından sevilen bir şâir-yazar olan Abdürrahim Karakaç’un hayatını, şiire ve insanlara bakış açısını doğumundan ölümüne kadar anlatan Konya Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, şâir Karakoç’un bilinmeyen yönleriyle yaşadığı hatıralarını dinleyicilerle paylaştı. Abdürrahim Karakoç’un Kahramanmaraş’ın Elbistan İlçesine bağlı Cela (Ekinözü) köyünde 7 Nisan 1932’de doğduğunu ve fıtraten okumaya pek meraklı birisi olduğu için küçük yaşlardan itibaren gazete, dergi, kitap ne bulduysa onu okuduğunu ifade eden Konya Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, “16 yaşında Daskapital’i okuyan Karakoç, daha ilkokulda iken arkadaşlarını eleştiren hiçiz şiirleri yazmaya başlıyor. Bilgiye ve kelimelere çok meraklı olduğundan bilmediği kelimelerin peşine koşarak küçük yaşlardan itibaren müthiş bir kelime dağarcığına sahip oluyor. 1953 yılında askere gidiyor. Askerden geldikten sonra köyüne dönüyor ve 1958’de köyleri belediyelik olarak Ekinözü adını alıyor. Bu belediyeye imtihanla mesul muhasibi olarak memuriyet hayatından 1981’de emekli oluyor” dedi.

HASANÂ MEKTUPLAR 20 BİN BASKI YAPTI

Karakoç’un 26 yaşına kadar yazdığı şiirlerinin hepsini “hamlık dönemim” diyerek yaktığını kaydeden Dr. Mustafa Güçlü, “Diğer şâirlerin yaptığı gibi keşke o şiirlerini imha etmeseydi daha iyi olurdu. Şiire başlayanlar hiç olmazsa o şiirlerini okuyarak başlarlardı” diyerek 1958’den yazdığı ve “Hasan’a Mektuplar” adı altında Fedai dergisinde çıkan şiirlerini 1965 yılında 10 bin adet bastırarak çok kısa zamanda tükendiğini ve 2. baskısının da on bin adet olduğunu sözlerine ekledi. Karakoç’un “Hak Yol İslam Yazacağı” başlıklı şiirinin o dönemin milliyetçi ve muhafazakâr gençliği arasında çok tutulduğunu ve hatta; Milli Nizam Partisi kurulduktan sonra her okunduğunda, “Milli nizam yazacağız” şeklinde okunduğunu da hatırlatan Dr. Güçlü, bu şiirinden dolayı hakkında davâ açılarak yargılandığını ve beraat ettiğini söyledi. Güçlü, siyasetçi Necmettin Erbakan Hocayla tanıştıktan sonra MSP’nin bir sinema salonunda gerçekleştirilen kuruluş toplantısına da katılan Karakoç’un, uzun sürmeyen bir siyasi hayatı olduğunu ve 1984’de Ankara’nın Sincan ilçesine taşındıktan sonra bir gazetede yazarlığa başlayarak dörtlükler halinde kaleme aldığı hiciv şiirlerinin de pek tutulduğuna dikkati çekti. 

MİHRİBAN GÖNLÜNDE SEVDİĞİ KIZ

Gönlünde sevip sakladığını 1960’da yazdığı “Mihriban” şiirinde dile getiren Karakoç’un bu şiirini Selda Bağcan’ın izin almadan bestelemesi ve Abdürrahim Karakoç’a ait olmayıp “anonim” olduğunu iddia etmesi üzerine mahkemede; Mihriban şiirinin kendisine ait olduğunu ispat ederek yüklüce tazminatta kazandığını hatırlatan Dr. Güçlü, ciğerlerindeki enfeksiyondan dolayı rahatsızlanarak 2012’de Konya’ya geldiğini ve Selçuk Tıp Fakültesi Hastanesi’nde iyileştikten sonra tekrar Ankara’da düşüp kalça kemiğini kırdığını ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi hastanesinde yoğun bakımda iken 7 Haziran 2012 tarihinde vefat ederek Keçiören’deki Bağlum Kapristanı’na; Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in kıldırdığı cenaze namazından sonra  devlet ricalinin de katılımıyla defnedildiğini söyledi. 

haberfark.net

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.