Şenlik sırası mı?

Şenlik sırası mı?
Türkiye, Zonguldak’tan gelen acı haberle üzüntüye boğulurken, Selçuk Üniversitesi’nin bu yasa sessiz kalarak, Bahar Şenlikleri’ne ara vermeyip eğlenceyi sürdürmesi büyük tepkiyle karşılandı

ÜÇ GÜNLÜK UMUTLU BEKLEYİŞ KÖTÜ HABERLE YASA DÖNÜŞTÜ
Zonguldak’ta meydana gelen grizu patlaması sonucu 30 madenci göçük altında kalmıştı. Başbakan ve Bakanların da gittiği bölgede 3 gündür madencilere ulaşılması için büyük çaba harcandı. Gözü yaşlı ailelerle birlikte tüm Türkiye umutlu bir bekleyiş içindeydi. Ancak dün sabah acı haber geldi; madencilerin cesetlerine ulaşıldığı açıklandı.
TÜM ÜLKE YASTA, SELÇUK’TA EĞLENCEYE DEVAM
Başta hayatını kaybedenlerin yakınları olmak üzere tüm Türkiye’de yas havası oluştu. Toplumsal duyarlılığın devreye girdiği ve üzüntülerin paylaşıldığı bu ortamda Selçuk başta olmak üzere bazı üniversitelerde düzenlenen şenliklere ara verilmedi. Patlamanın olduğu günden itibaren arama çalışmaları ve acı haberin gelmesine rağmen şenlikler devam ettirildi.
ÜNİVERSİTE GENÇLİĞİNİN İÇİNDE BULUNDUĞU ACI GERÇEK
Başta Selçuk Üniversitesi olmak üzere bilim çevrelerinin bu duyarsızlığın nedenlerini ve üniversitelerin varoluş amaçlarını sorgulaması gerekiyor. Biz bu konuların sorgulanıp tartışılmasına bir kapı aralamak için Selçuk Üniversitesi’ndeki eğitim ortamını ve sosyal hayatı kamuoyunun önüne seriyoruz.

Millete saygı duyun!
Tüm Türkiye Zonguldak’tan gelen acı haberle yas tutarken, yozlaşmanın en üst düzeye çıktığı Selçuk Üniversitesi Bahar Şenliklerine devam edilmesi üzüntüyle karşılandı
Türkiye, Zonguldak’tan gelen acı haberle üzüntüye boğulurken, aralarında Selçuk’un da bulunduğu bazı üniversitelerin bu yasa sessiz kalarak, Bahar Şenlikleri’ne ara verilmeyip eğlenceyi sürdürülmesi büyük tepkiyle karşılandı
TÜM ÜLKE YASTA, ÜNİVERSİTELERDE EĞLENCEYE DEVAM
Zonguldak’ta meydana gelen grizu patlaması sonucu 30 madenci göçük altında kalmıştı. Başbakan ve Bakanların da gittiği bölgede 3 gündür madencilere ulaşılması için büyük çaba harcandı. Gözü yaşlı ailelerle birlikte tüm Türkiye umutlu bir bekleyiş içindeydi. Ancak dün sabah acı haber geldi; madencilerin cesetlerine ulaşıldığı açıklandı.
Başta hayatını kaybedenlerin yakınları olmak üzere tüm Türkiye’de yas havası oluştu. Toplumsal duyarlılığın devreye girdiği ve üzüntülerin paylaşıldığı bu ortamda Selçuk başta olmak üzere bazı üniversitelerde düzenlenen şenliklere, patlamanın olduğu günden itibaren arama çalışmaları ve acı haberin gelmesine rağmen ara verilmedi. Ekonomik kriz ortamında toplumsal dayanışmanın daha da fazla hissettirilmesi gereken bu süreçte üniversitelerdeki duyarsızlık, bilim yuvası olarak bilinen bu kurumların amacından saptığını ve içinde bulunduğu topluma ne kadar yabancılaştığını gözler önüne sermeye yetti. Oysa toplum, evlatlarını okuyup ülkesine faydalı olsun diye gönderdiği bu bilim yuvalarının, ülkeyi yasa boğan acıya sessiz kalmamasını bekliyordu.
ÜNİVERSİTE GENÇLİĞİNİN İÇİNDE BULUNDUĞU ACI GERÇEK
Şimdi başta Selçuk Üniversitesi olmak üzere bilim çevrelerinin bu duyarsızlığın nedenlerini ve üniversitelerin varoluş amaçlarını sorgulaması gerekiyor. Çünkü üniversitelerde yaşananlar olması gerekenlerle çelişiyor. Biz bu konuların sorgulanıp tartışılmasına bir kapı aralamak için Selçuk Üniversitesi’ndeki eğitim ortamını ve sosyal hayatı kamuoyunun önüne seriyoruz.
İşte üniversitelerde verilen eğitimle ilgili birkaç çarpıcı örnek:
1- Üniversitede eğitim başladığında ilk iki hafta ders yapılmıyor. Adaptasyon ve daha değişik nedenlerle üretilen gerekçeler, üniversite yönetimi ve hocaların esnek davranışlarıyla birleşince ilerisi için önü alınamaz sorunlara yol açıyor. Ayrıca üniversiteler öğrencilere yetiştirilecek birer insan olarak değil 4 yıllık müşteri olarak baktığı ve bütün şartları buna göre düzenlediği için öğrenci ister istemez bu yolda devam ediyor.
2- İlk iki hafta okula uğramayan öğrenci, ailesinden uzak özgür bir ortamda bulunduğu hissiyle kötü alışkanlıklara açık hale geliyor. Önemli bir bölümü taşradan olan bu öğrenciler, ders çalışmak, okumak ve araştırma yapmak yerine kolaycılığa kaçarak kendilerine empoze edilen, sosyal yönü ağır basan üniversite hayatını tercih ediyor.
3- Vize ve finallerden bir hafta önce ve sonrasında ders yapmak yıllardır yadırganıyor. Sınavlardan önce hiç derse gitmeyen öğrenci sınavlara çalışmak için hocalardan ders yapmamasını istiyor. Sınavlardan sonra da stres atmak ya da memleketine gitmek için talepte bulunuyor. Bu zaman aralığı sınavlarla birleşince ve resmi tatiller de buna eklenince ders yapılan süreyi tahmin etmek daha da kolaylaşıyor.
4- Ön lisans ya da lisans eğitimini bir şekilde okula gitmeden, tamamen gezip tozarak, eğlenerek geçiren öğrenci diplomasını aldığında ne kadar yetişmiş bir insan olarak mezun oluyor? Bu sorunun cevabı bizleri, Türkiye’deki işsizlerin çoğunluğunun üniversite mezunu olduğu gerçeğine götürüyor. Ve sonrası KPSS’ye çalışmak için kursları dolduran üniversite mezunu işsizler ordusu.
EĞİTİM VER ONDAN SONRA EĞLENDİR
Geleneksel hale getirdiği ve sanatçı olduğu bile tartışılacak, içinde bulundukları topluma ters düşen isimlere her yıl milyonlarca lira vererek ‘şenlik’ adı altında eğlence programları düzenleyen Selçuk Üniversitesi’ni bu gerçeklerle yüzleşmeye davet ediyor, ülkenin geleceğini inşa edecek gençleri milli ve manevi değerlerine bağlı, okuyan, araştıran, üreten ve yeri geldiğinde adam gibi eğlenen bir nesil için duyarlı olmaya çağırıyoruz. 


Merhaba

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.