“Silleli Rumlar; Yunan değil, hıristiyan Türk”

“Silleli Rumlar; Yunan değil, hıristiyan Türk”
Aydınlar Ocağı’nda konuşan Hasan Basri Sayı: “Mübadele ile Yunanistan’a gönderilen Silleli Rumlar, Yunanlılar tarafından ‘Türk dölü olarak ‘siz yoğurtlu vaftizlisiniz’” diye itham edilmişler.”

“Silleli Rumların, bizim anladığımız anlamda Yunanlı olmadıkları, bunların Peçenek, Uz, Avar gibi Selçuklular’ın Anadolu’yu fethinden önce Anadolu’ya giriş yapan ve hıristiyanlaşmış Türk kavimleri oldukları ortaya çıkıyor.”

 

 

Konya Aydınlar Ocağı’nın Salı Sohbetleri’nde, Sille’nin sosyal hayatıyla ilgili ilginç ve çarpıcı bilgiler veren Konya Sakatlar Derneği eski Başkanı Hasan Basri Sayı, Sille’de bir dönem yaşayan gayrimüslim Rumların Yunan değil, hıristiyanlaşmış Türkler olduklarını söyledi.

Sille Kültür Evi’nde “Sille’de Müslim-Gayrimüslim İlişkileri” konulu sohbetinde, mübadelede Yunanistan’a gönderilen Silleli Rumların, Yunanlılar tarafından “Siz Türk dölüsünüz. Sizler ‘yoğurtlu vaftizlersiniz’” diyerek ikinci sınıf insan muamelesine tabi tutulduklarını ifade eden araştırmacı - tarihçi Hasan Basri Sayı, Silleli Rumların Kril alfabesini kullandıklarını ve Karamanlıca konuştuklarını belirtti. Buna örnek olarak Rumların zengin eşrafından Kostaki’nin kızını gösteren ve aynı zamanda Müslüman olduğunu kaydeden Sayı, “Kostaki’nin kızı Müslüman’dı. Sille’de isim belirtmeden 34 yıl gizlice yaşadı ve burada vefat etti. Çok güzel İngilizce bilen ve İngiltere’ye iki sefer giden Ekmekçi Hayık da 1980’de Müslüman olarak öldü” dedi.

1313-27 Su Dirhemi Maliye Esas Defterlerindeki kayıtlarda geçen bilgileri dinleyicilerle paylaşan H. Basri Sayı, o dönemde Rumlara ait 16 mahallede 1626 hane kaydın ortaya çıktığını ve bunlara kayıt dışı 230 hanenin daha eklenmesiyle toplam 1856 hane kaydın olduğunu hatırlatarak şu bilgilere yer verdi:

“Böylece Sille’deki ev ve aile ortamı 1327’ye tekabül ediyor. Geriye kalan 300 kayıt ticarethane olarak geçiyor. Sille’de bu ticarethanelerin içinde 1 adet fotoğrafçı da var. Kilise Mahallesi’nde fotocu Nikola varmış. Burada asker taburu varmış. Ben bu kayıtları okuduğum zaman 1907 yılında Sille’de neden her taraftan fotoğraf çıktığını şimdi anlıyorum.

Kilise Mahallesinde 1 adet meyhane. Eviya isminde çok meşhur meyhaneci bir kadın varmış. Bizim Müslümanlar da ara sıra buraya kaçarlarmış. Hatta şöyle bir

darbı mesel anlatıyorlar. Kaçkın gencin biri o zamanın parasıyla 20 para borcunu vermiyor. Eviya diyor ki mahkemeye gidelim. Genç de Büyük Mustafa Hoca’ya gidelim diyor. Gidiyorlar. Büyük Hoca, şiddetle kızıyor ve çabuk meyhanecinin parasını öde diyor. Arkasından da diyor ki; Hiç meram etme cehenneme giderken bu para sana çok lâzım olacak, diyor. Kayıtlarda o dönemde Sille’de 43 çeşme, 7 çamaşırhane, 9 cami, 2 hamam, 2 han, 17 kilise, 1 hükümet binası, 2 medrese, 7 mektep, 26 misafirhane, 1 adet mescid, 1 minare (Çay Camii), 2 mezarlık, 1 şadırvan, 2 şırahane.”

 

SİLLE BİR RUM KÖYÜ MÜ?

Dinleyicilere, Sille ile ilgili bir panorama çizen Sayı, konuşmasına şöyle devam etti: “Sille bir Rum Köyü mü derken, biz bundan bahsediyoruz. Eğer bunlar Rumsa, Yunanlıysa bu kadar iç içelik nasıl savunulabilir? Yeni bilgiler bize gösteriyor ki; bu Rumların, bizim anladığımız anlamda Yunanlı olmadıklarını, bunların Peçenek, Uz, Avar gibi Selçuklular’ın Anadolu’yu fethinden önce Anadolu’ya giriş yapan ve hıristiyanlaşmış olan Türk kavimleri oldukları anlaşılmaktadır. Bu konuda bana en önemli bilgiyi verenlerden bir tanesi Sevgi Erenerol’dür. Karaköy’deki Partalya Klisesi’nde bir görüşme yapmıştık. Dedesi Papa Eftim ile ilgili bir vesika getirmişti. Papa Eftim, 1923’de mübadele kararı alındığı zaman özellikle diyor ki; Akşehir, Konya, Kayseri, Sivas bölgesinde bulunan hıristiyanlar, Rum ve Yunanlı değil. Bunlar özbe öz Türk’tür. Bunları mübadeleye esas tutmayın diye çok girişimde bulunduğunu anlatıyor.Ve bunun belgelerini gösterdiler bana. Ben de bunların Rum olmadıklarına bugün daha çok inanıyorum.”

Hece Andon’un yazdığı “Hacı Ustalar” isimli kitapta adı geçen ve1986’da görüştüğü Silleli Rum Hıristaf’ın, kendisine söylediklerini de aktaran Sayı, “Hıristaf  bana şunları söylemişti: Buradan giden gayrimüslimlerin Türk olduklarını, Yunanistan’da çok eziyet çektiklerini, bunlara özellikle siz Türk dölüsünüz. Özellikle gönderildiniz dediklerini anlatmıştı. Bu konuda Ayhan Yücel isminde tarih öğretmeni bir arkadaşım var. Yüksek Lisans çalışmasında “Mübadele” konusunu almıştı. Onun yaptığı çalışmada da buradan Sille menşeli olarak giden gayrimüslimlerin “Türk dölü olarak ‘siz yoğurtlu vaftizlisiniz’” diye itham edildiklerini yazmıştı. Ben de onların bugünkü anlamda Rum olmadıklarına inanıyorum. Rumî anlamda da Anadolu’nun eski halklarından olduklarını düşünüyorum. Onun için Rumlar, Müslümanlar ile iç içe yaşayabiliyorlardı” dedi. 

 

SİLLE’DEN HÜZÜNLÜ AYRILIŞ

Sille’de Müslümanlar ile gayrimüslimlerin komşulukların o dönemde çok iyi olduğunu belirterek buna örnek olarak iki-üç olay anlatan araştırmacı-yazar Hasan Basri Sayı, “Mübadele sırasında gayrimüslimlerin Sille’den gidişleri çok hüzünlü olmuştur. Müslümanlaşan aileler var. Müslümanlıkta insanların geçmişleri silindiği için onlar bugün aramızda yaşamaktadırlar.

Sille’ye geldiklerinde özellikle bize tuzlu balık yeyip yemediğimizi soruyorlar” diye konuştu.

 

SİLLE’NİN ANLAMI

Sayı ayrıca, sohbetin sonunda yer alan soru-cevap bölümünde, Sille’nin ne anlama geldiği ile ilgili bir soruya şu cevabı verdi. Sille’nin “silen” kökünden geldiğini biliyoruz. Bir de Sibele’den esinlendiğini söyleyenler var. Hasan Özönder ise; Siella’dan si (su) ella (Allah) Allah’ın suyu anlamında bir anlam yüklendiğini söylüyor. Elimizde kesin bir bilgi yok.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.