‘Teoman Koman bana darbe yapacağız dedi’
Deniz GÜÇER / ANKARA
Güzel, Jandarma Genel Komutanı Teoman Koman'ın o süreçte kendisini çağırdığını, "Darbe yapacağız. Aklımızda başbakan olarak iki isim var; Biri sen, birisi Mesut Yılmaz" dediğini ileri sürdü. Güzel, “28 Şubat tankıyla, topuyla, generaliyle bal gibi darbedir. Gerçek sorumlusu Demirel'dir, Demirel o süreçte darbeci şapkasını giymiştir" dedi.
MGK’nın 28 Şubat’ta darbe cuntası olarak kullanıldığını savunan Güzel, “REFAYOL iktidarının özellikle RP kanadına zorlamalar yapılmıştır. Erbakan şeytan kovalamaktan abdest almaya fırsat bulamadı. Ne yazık ki o da ürkekti. Defalarca nacizane tavsiyede bulunmama rağmen o hep bekledi, yanlış hesap yaptı” ifadesini kullandı.
İLK DEFA AÇIKLIYORUM: KOMAN ‘DARBE YAPACAĞIZ’ DEDİ
"İlk kez burada açıklıyorum" diye söze başlayan Güzel, 28 Şubat darbesini dönemin Jandarma Genel Komutanı Teoman Koman’ın kendisine bizzat söylediğini ileri sürdü. Hasan Celal Güzel, “Teoman Koman paşayı tanır ve severdim. Sonra darbeci oldu. Jandarma Genel Komutanlığı'ndaki mescitleri kapattı diye kendisini arayıp tebrik etmedim. 'Beni aramadın' diyerek davet etti, saatlerce konuştuk. Darbe yapacaklarını, Başbakan olarak da beni ya da Mesut Yılmaz’ı düşündüklerini söyledi. Ayağa fırladığımı hatırlıyorum; 'Beni nasıl düşünürsünüz? Ben bu kadar alçak mıyım? Mesut Yılmaz uygun, onu kullanabilirsiniz dedim” diye konuştu. Koman’la yaptığı bu konuşmayı hemen Erbakan’a ve Demirel’e de aktardığını anlatan Güzel, “Cumhurbaşkanı’na 'Dikkat edin bu defa da cumhurbaşkanlığından gidebilirsiniz. Bunların niyeti bozuk' dedim. Ama bu Cumhurbaşkanının işine yaradı. Orada nasıl kalabileceğini planlaması için zaman kazandı. Ona mani olayım derken yardımcı oldum ne yazık ki” ifadesini kullandı.
BÇG BELGELERİNİ KOMİSYONA SUNDU
BÇG’nin faaliyetleriyle ilgili bazı belgeleri de okuyan Güzel, Batı Çalışma Grubu’nun Nisan ayı başından itibaren teşkilatlanmaya başladığını belirtti. Güzel, Çevik Bir’in imzasını taşıyan ‘Batı Çalışma Konsepti’ ile yine Çetin Doğan’ın “Camilere gidin, Cuma hutbelerini dinleyin, laiklik karşıtı çalışmaların önlenmesinin yararlı olacağı”na yönelik 5 Mayıs 1997 tarihli yazısını okudu. Güzel, Çevik Bir’in imzasını taşıyan ‘Batı Çalışma Konsepti’ belgesiyle ilgili “Herkesin okumasını tavsiye ederim, bu kadar darbeci zihniyeti ortaya koyan başka bir belge yok. İttihat Terakki'den beri başımıza neler geldiğini çok rahatlıkla görebilirsiniz” dedi. 28 Şubat'la ilgili belgeleri Savcı Nuh Mete Yüksel'e verdiğini, ancak soruşturma açılmadığını belirten Güzel “28 Şubat bal gibi darbedir, tank da vardır top da vardır cunta da vardır” dedi.
MEDYADAKİ SORUMLULAR CEZALANDIRILMALI
Balyoz, Ergenekon ve diğer davaların hepsinin başlangıcının 28 Şubat olduğunu söyleyen Güzel “28 Şubat gerçekten sürpriz bir şekilde hazırlanmış bir darbedir. 28 Şubat aylar öncesinden medyayla elbirliğiyle hazırlanmıştır. Burada konuşan medya mensuplarının ifadelerini okurken irkildim. Bu insanlar suç işlemiştir. Anayasayı ezberlemişsem ben bunu iddia ederim. İsmini anmaya değmez kişiler buraya gelip üzüldüklerini belirtmiş, timsah gözyaşı dökmüşlerdir. Bu onların suçunu affettirmez. Bunun komisyon ve savcılıkça tespit edilmesi lazım. Medyadaki sorumluları cezalandırılmalı” dedi. Medyanın 28 Şubat sürecindeki tutumunu da sert bir dille eleştiren Güzel, “Ergenekon’u Silivri’de aramayın, Bab-ı Ali’dedir” ifadesini kullandı. Genelkurmay arşivlerinin de gözden geçirilmesini isteyen Güzel, MGK’nın 28 Şubat’ta yetkisini aştığını, Demirel’in parlamento içi oyunlarla, kıvraklıkla, cuntaya koltuk değneyi olarak hükümeti düşürdüğünü, DYP’yi ikiye böldüğünü savundu.
28 ŞUBAT'TA CHP'NİN DAMGASI VARDIR
CHP Milletvekili Şeker'in, "Buraya gelen herkes doğru yapmış Sayın Güzel. Yanlış yapan komisyon üyeleri var sadece" demesi üzerine Başkan Nimet Baş devreye girdi ve gülerek, "Sayın Baykal da hatalı bir iş yaptığımızı söyleyerek son noktayı koydu" dedi. Güzel bunun üzerine, “Baykal’ın öyle söylemesi normaldi, istihbaratların arasında o dönemde Baykal’ın sık sık Çevik Bir’le konuştuğu da var. Açıkçası 28 Şubat’ta CHP’nin damgası vardır” diye konuştu. Güzel’in bu sözlerine CHP’li üye Mehmet Şeker tepki gösterdi. Bunun üzerine Güzel, “Deniz Baykal’ın Antalya’da nasıl görüştüğünü falan biliyorum. 28 Şubat’ı açıkça desteklemişlerdir, aynı 27 Nisan’ı destekledikleri gibi. Aynı il başkanının ‘cumhuriyeti sizin yerinize biz koruyoruz’ dediği gibi. CHP jakobenliğin bayraktarlığını yapmıştır” dedi.
KARADAYI HAKKINDA DAVA AÇILMALI
Güzel, dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı hakkında da dava açılması gerektiğini savunarak, "Haksız yere hapis yatırıldığım için intikam duygusuyla konuşmuyorum” dedi. Güzel 27 Nisan’da sürecin Başbakan ve hükümetin karşı dikilmesiyle tersine dönmeye başladığını ve darbe sürecinin kapanmaya başladığını ifade etti.
CHP'Lİ ÜYEYLE GERGİNLİK
Komisyonun CHP’li üyesi Mehmet Şeker, Güzel’in CHP’ye yönelik sözlerine karşı çıkarken, “12 Eylül’de bizi niye cezaevine koydular da sizi Başbakanlık müsteşarı yaptılar?” dedi. Güzel kendisinin müsteşar yapılmadığını belirterek, “Oralara kadar giderseniz CHP olarak hiç işin içinden çıkamazsınız. Bu zihniyeti değiştirmezseniz, yüzde 25’ten fazla oy alamazsınız. Askere gelin dememeniz lazım” karşılığını verdi.
Şeker, "Benim derdim bu ülkeye nasıl demokmrasi gelir, alabildiğine özgürlük olması. Asker bana işkence yaptı, askeri desteklemem" dedi. Güzel bunun üzerine İstanbul İl Başkanı Salcı'nın sözlerini hatırlattı ve "İl Başkanın söylüyor" dedi.
YARGI 50 YILDIR CHP'NİN YANINDAYDI
Şeker, "12 Eylül'de 5.5 milyon insan işkenceden geçti. Tıp doktoruydum ben, tayinimi yapmadılar. Sizin partiniz iktidardaydı. Demokrasiyi yerleştirmenin tek yolu tek vücut olmak. En az kimse onun yanında olacağız. Biz bu ülkede bunu yapmadık. 28 Şubat'ta 'irticacı bunlar' dedik. 12 Eylül'de 'olsun komünist' dedik. 27 Mayıs'ta öyle... . Onun için bu ülke buraya geldi" diye konuştu. Yargının bugün de iktidarın yanında olduğunu söyleyen Şeker'e, Güzel itiraz etti ve "Yargı 50 yıl CHP'nin yanındaydı" dedi. Şeker bunun üzerine, yargının güçlünün yanında yer aldığını belirterek, "İlk İstiklal Mahkemesi gücün yanındaki mahkeme değil midir? Yargı bugün de gücün yanında" dedi.
Bir soru üzerine Güzel, BÇG ile ilgili “gayrimeşru, piç bir organizasyon” ifadesini kullanarak, hukuksuz olarak kurulduğunu söyledi.
“HASAN CEMAL'E MURAT KARAYILAN İNANIR”
Hasan Celal Güzel, Şeker’in, Hasan Cemal’in “12 Eylül’ün bir numarası Turgut Özal’dı, Evren değildi” iddiasını hatırlatması üzerine, “Hasan Cemal benim sınıf arkadaşım. Gitsin de bu lafları dağdaki dostu Murat Karayılan’a anlatsın. Ondan başkası bu saçma iddialara inanmaz” dedi.
Güzel, Demirel’in "Biz olmasaydık kanlı darbe olurdu" sözlerinin sorulması üzerine de, "Demirel Türkiye’yi verip kurtarmıştır, hiçbir şekilde normal kurtarmamıştır” dedi.
SABAHA KADAR BENİ ÖPTÜLER
Güzel, 28 Şubat döneminde tanıdığı istihbaratçılar nedeniyle istihbari anlamda devamlı bilgi aldığını söyledi. Kaynağını açıklamayan Güzel, "O zaman BÇG cuntasını adım adım izleyebildim. Neticede 28 Temmuz 1997 günü elimde 5 klasör dosyla DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel'e gittim. 28 Şubat darbe cuntasının emrinde bulunan Yüksel'e götürüp evrakları verdim. Takipsizlik kararı verdi. Genelkurmay Başkanlığı, kuvvet komutanları antetli yazılardı ve hepsi suç unsuru teşiklediyordu. Bir darbe ihbarında bulunduk. Tüm YAŞ üyelerine gönderdik. Tepki şu oldu; İhbar edilene birşey yapılmadı, ben genel başkanlık makamından alınarak, TİM tarafından Yüksel’in emriyle sorgulamaya götürüldüm. Gözaltında sorgulanmadım enteresandır. Ankara'da ne kadar polis varsa hepsi geldiler. Yarım ton kadar baklava börek getirdiler. Beni kucaklayıp öptüler. Sabaha kadar sorgulama yerinde öpüldüm. Sabahleyin emniyetin mescidine çağırdılar. Çok iyi bilmem bu işleri dememe rağmen zorla imam yapıldım ve namaz kıldırdım sorguculara. Türk milleti böyle bir millettir ve darbeciler bu nedenle amaçlarına ulaşamayacaklardır" diye konuştu.
Hakkında yüzlerce dava açıldığını, Ecevit affından yararlandığını belirten Güzel, "Sağolsun Rahşan Ecevit imdadıma yetişti. Birçoklarından beraat ettim. Ama Ankara 1 nolu DGM Kayseri'de başörtülü kızların haklarını koruduğum için 5 ay verdi. Ayaş'ta yattım. Hayatımın en şerefli işidir" dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.