TUBA DUMAN- KADERİME HOŞ GELDİN (ÖZEL RÖPORTAJ)

TUBA DUMAN- KADERİME HOŞ GELDİN (ÖZEL RÖPORTAJ)
Konya'nın son zamanlarda yetiştirdiği genç yazarlardan Tuba DUMAN ile yaptığımız özel röportajda ilk kitabı Kaderime Hoş Geldin , yakın zamanda sizlerle olacak ikinci kitabı Tanrı Beni Affetmez ve yazarlık hakkındaki geleceğini konuştuk...

MÜCAHİT OLGUNÇELİK 

-Kİtap yazmaya ne zaman ve nasıl karar verdiniz ?

 Çocukluktan beri sürekli yazı işleriyle uğraştım.Okul dergilerine ve gazetelerine yazdım.Konya'da bir yarışmada birinci oldum ve babam çok duygulandı.İşte o gün dedim yazacaksam eğer babam benimle gurur duysun diye yazarım dedim. Aynı zamanda benim en büyük korkum öldükten sonra unutulmaktı.Hayata bir imza atmak istiyordum unutulmak bana göre değil.O yüzden yazmaya karar verdim.

-Yazmak için hangi zaman dilimini kullandınız ?

 Genelde akşamdan sonra daha rahat yazılıyor gündüz yazılandan daha verimli oluyor. 

- Kaderime Hoş Geldin kitabı ne kadar sürede yayına hazır hale geldi ? 

 Aslında daha kısa bir sürede bitirebilirdim ama çok talihsizlik yaşadım 6 ay gibi bir sürede bitirdim.

-İlk kitap hakkında biraz ayrıntılı bilgi verirmisiniz? 

 Başına buyruk bir kızın (Zeynep) "Asla olmaz onun gibi biriyle. Ondan nefret ediyorum " dediği ve abi dediği komşu oğluna aşık olmasıyla başlar. Bir kere büyük konuşmuştur. Artık onu herşeyi unutacak kadar sevecek ve yapmam dediği herşeyi aşkı için yapacaktır. Sonundada Zeynep'in hiç ummadığı bir son olur.(Allah hepimize o sonlardan nasip etsin)

-ilk kitaba beklediğiniz ilgiyi gördünüz mü ? 

Beklediğimden daha çok ilgi gördüm. Bazı okuyucularım bana "kitabınızın her satırını ağlayarak okudum , neredeyse bitmesin diye yalvardım " dediklerinde işte dedim ben iyi bişeyler yaptım.

-Tanrı Beni Affetmez kitabı ne zaman yayınlanacak ? 

 Çalışmam hala devam ediyor. Kışın ortalarında çıkacak diye umuyorum.

-Tanrı Beni Affetmez kitabı bize neler anlatacak , konu ne olacak ?

Hristian olan Bertina'nın İstanbul'da konferans veren Yusuf adında bir gence aşık olması ve ondan teker teker herşeyini çalmaya başlaması ilginçtir. Medrese sahibinin oğlu Yusuf bir ay , bir güneş kadar güzel olan ve kliselerden çıkmayan Bertina'ya evlenme teklifi ettiğinde çok şaşıracağı bir cevap alıyor. "Seninle evlenirsem tanrı beni affetmez ."

-Sence sanat sanat için mi toplum için mi ? 

Tabikide sanat sanat içindir. İnsan birisi görsün diye değil kendisi için yazar. Toplum için yapılan sanat sanat değil tüccarlıktır bence.

-Örnek aldığın bir yazar varmı ?

 Ben Canan Tan'ın kitaplarını okuduktan sonra daha çok yazmak istedim. Şimdilerde ise Fatih Murat Arsal var ikisinede hayranım. Rubai ustası Ömer Hayyam ve Nazım Hikmetide unutamamak lazım.

-En büyük hedefiniz ne ? 

 Hayal dünyam aşırı geniş ve şuan taslağı hazır olan bir çok kitabım var. Allah ömür verdikce sayısını hatırlayamayacak kadr çok ve kaliteli kitaplar çıkarmak istiyorum.

-Çevrenizdeki insanların tepkisi nasıl oldu ? 

 Çevremdekiler hiç şaşırmadılar kitaplarımı duyunca. Çünkü çocukluğumdan beri hiç doğru düzgün konuşamadım elimde kalem oldu hep. Hiç kimsede bunları nasıl başardın diye sormadı bugüne kadar. Çünkü herkes "senden daha fazlasını bekliyorum" dedi.

-Yazar olmak için yola çıktığınıza pişmanmısınız ? Yoksa bu yola devam etmek istiyormusunuz ? 

 Hiç pişman  olmadım aksine daha önce neden başlamadım diye kendime kızdım hep. Okul gazetelerinde yazayım derken roman yazmayı ertelemiştim ama şükürler olsun yazma işi bana verilmiş en büyük hediye ve ben bunu keşfettiğim günden beri sürekli yazıyorum. Ellerimin tutmadığı o güne kadarda yazmak istiyorum.

-Yayınevleri nelere dikkat ederler ?

 Kitabın dolu dolu olması ve kaliteli bir hikaye olup olmadığı çok önemlidir. Sürükleyici olmalı karşıdaki okuyucuya yaşanmışlık hissivermelidir.

-Türkiye'de kitap yayınlatmak zormudur ? 

 Dünyanın her yerinde kitap yazabilmek bir şeyler üretebilmek zor ama bu Türkiye'de daha fazla çünkü kitap okuyan bir millet değiliz ne yazık ki.

-Peki bu yolculukta ne zaman ben artık yazarım diyebildiniz ? Yada kendinizi yazar olarak tanımlıyormusunuz ? 

 Ben hiç bir zaman yazar olarak görmedim kendimi yazarlık çok yüce bir görevdir ve ben hiç oarada olacak kadar kendimi büyük görmedim. Ben sadece konuşarak anlaşamadığım için yazmayı tercih ettim duygularımı ifade edemediğim her dakika yazdım.Bu büyük hediye bende olmasaydı ne yapardım bilemiyorum.

-Yazmak yetenek işimidir ? Öğrenilebilir mi ?

Tabiki yetenek işidir. " yazmak ta ne var ki ver elime kağıt kalem dünyaları yazayım." diyen birine verin istediği kağıt kalemi eline göreceksiniz iki satır yazamayacaklar sonradan da ne kadar öğrenmeye çalışırsan çalış başaramazsın.

-Son olarak yazar olmak isteyenler öneriniz var mı ? 

 Tek yazar olmak isteyenlere değil de yeteneği olan kişilere seslenmek istiyorum. Yeteneğiniz varsa köreltmeyin! Bu saaten sonra olmaz ben yapamam benden olmaz demeyin. Bende öyle söylemiştim şimdi benim kalemimden dökülen satırları yüzlerce kişi okuyup aynı duyguları paylaşıyor. O yüzden yok olmayın , hayata bir imzada siz atın. 

 Vakitlerini bize ayırıdğı için Tuba Duman'a , yardımları için Muhammet Yarar'a ben Mücahit Olgunçelik ve Haberfark.net ailesi olarak teşekkür ediyor ve başarılarının devamını diliyoruz.

tuba-duman.jpgtuba-duman2.jpgtuba-duman3.jpgtuba-duman5.jpg

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum