"Tüzüğü değiştir ve liderliği bırakma..."

"Tüzüğü değiştir ve liderliği bırakma..."
Mehmet Ali Birand*Milliyet

Henüz açıkça yazılıp çizilmiyor, salonlarda tartışılmıyor  ancak hem Ak Parti içinde hem de partinin yakın çevresini oluşturanlar arasında, Recep Tayyip Erdoğan' ın parti liderliğini bırakıp Köşk' e çıkması veya bir dahaki seçimlerde aktif politikayı bırakması olasılığı ciddi bir rahatsızlık yaratıyor.
Sadece lider değil, partinin en önde gelenlerinin de "Tüzük nedeniyle" siyasetten çekileceğine inanmayanlar da var. "Olacak şey mi, kardeşim. Kim böyle bir garabet nedenle ayağına kurşun sıkar" diyenlerin sayısı giderek artıyor.
Daha da ilginç yanı, 2014-2015 tarihleri yaklaştıkça, özellikle parti içinden ve kamuoyundan baskıların artacağına ve tüzüğün değiştirilip "Bu garip durumun düzeltilmesi (!)" yoluna gidileceğini ileri sürenler de artıyor.
"Burası Türkiye, bu ülkede hiçbir lider liderliği tüzük nedeniyle bırakmamıştır " diyen bir üst düzey Ak Parti yetkilisi, genel merkezdeki havayı aynen şöyle yansıttı: " Dur bakalım, helen 2014 yaklaşsın, o zaman taşlar yerine oturur. Başbakan da liderliğin kolay bırakılmaması gerektiğini anlar ."
Ancak Başbakan tüzük değişikliği konusunda şu ana kadar hiç taviz vermedi.  “Politikacı üç dönem seçilir; sonra gider” tutumunu hala sürdürüyor.
Partililerin büyük çoğunluğu, Erdoğansız  bir Ak Parti' nin kısa vadede olmasa dahi, orta vadede bölüneceği ve etkinliğini kaybedeceği konusunda kaygılı. Zaten bundan dolayı ağır topların da ayrılmasına karşı çıkılıyor.
En ilginci, partinin önde gelenlerinin şu aşamalarda gelişmeleri izlemekle yetinmeleri ve bu konudaki soruları " Ne yapalım, kazık dikecek değiliz ya... Biz de başka işler yaparız " gibi hiç inandırıcı olmayan gerekçelerle yanıtlamaları.
Eğer Ak Parti' deki durumu özetlemem gerekirse, şunu söyleyebilirim:
Erdoğan ve parti ileri gelenlerinin liderlikten ayrılma olasılığı kadroları çok rahatsız ediyor. Sonunda mutlaka bir çıkış yolu bulunacağını ve tüzük engelinin aşılacağına inanılıyor. Aşılamaması ve Erdoğan' ın Köşk' e çıkması durumunda da, partiyi Abdullah Gül' den başka kimsenin toparlayamayacağı fikri de kesin şekilde yaygınlaşıyor.

"Senden başkası bu partiyi bir arada tuıtamaz..."
Ak Parti' deki genel eğilim,  Cumhurbaşkanı Abdullah Gül' ün bir kurtarıcı olarak partinin liderliğine ve başbakanlığa oturması şeklinde.
Her ne kadar "Canım bu parti artık kurumsallaştı. Gençler var ve onlar bu işi devam ettirebilirler" diyenler olsa, başka isimler ortaya atılsa dahi, yine de dönüp dolaşılıp Gül' ün adı ön plana çıkıyor.
Bu konuda ise, tam bir netlik yok.
Konuyu çok yakından izleyenlerle görüştüm. Gül' ün etrafındakilere sık sık, Cumhurbaşkanlığı makamından sonra tekrar siyasetin o kaygan zeminine girmeye, yine eski kavgaların içine düşmeye niyeti olmadığını söylediğini anlattılar. Cumhurbaşkanı' nın kalbinin siyasette atmadığı tekrarlanıyor. Bir vakfın başına geçip çalışmalarını sürdürmeyi tercih ettiği de biliniyor.
Ancak daha şimdiden baskıların başladığı ve "Aman bizi bırakmayın, partiyi ancak siz bir arada tutabilirsiniz. Sizden başkası bizleri toparlayamaz" diyenlerin sayısının her geçen gün arttığı da biliniyor.
Bu arada bir noktanın da bilinmesinde yarar var. O da, Köşk-Başbakanlık devir teslimi konusunda, Erdoğan ile Gül' ün bir defa dahi görüşmedikleri . Zaten bu konuyu ancak Başbakan açarsa açacaktır. O da herhalde zamanının gelmesini bekliyor.
Tartışılan diğer iki noktadan biri, yeni anayasada Cumhurbaşkanlığı' nın yetkilerinin arttırılıp arttırılmayacağı. Diğeri de Erdoğan' ın bunca yıldır çok yakından yönettiği bir partiyi tümüyle Gül'e bırakıp, bırakmayacağı. “Erdoğan acaba Köşk'ten yönetime müdahale edecek mi?” sorusu önem taşıyor...
Gül'ün baskılara dayanamayacağı ve özellikle de Erdoğan' ın ısrarı durumunda siyasete geri döneceği izlenimi son aylarda giderek artıyor. Yakın çevresinde de "Daha önceleri daha kesin konuluyordu, ancak daha şimdiden baskılar başladı. Cumhurbaşkanı da eskisi kadar kesin konuşmuyor" diyenler artıyor.
Bu sorun  Erdoğan-Gül ikilisinin başbaşa yapacakları uzun bir görüşme ve pazarlık sonucunda kesinleşecek gibi görünüyor. 2013 de bunun için kilit yıl olarak niteleniyor.
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.