Yaşadığı beyin kanaması onu ‘Cam Cadısı’ yaptı
Geçirdiği beyin kanmasının ardından doktorunun tavsiyesiyle cam sanatını kendini hobi edinen ve sosyal medyada kendini "Cam cadısı" olarak isimlendiren Yasemin Dönertaş, bu sayede hem kendinin ve oğlunun geçimini sağlarken, gelecek nesle cam sanatını tanıtmak adına okulları geziyor.
Geçmişte eşinin yanında mali müşavirlik yapan Yasemin Dönertaş, geçirdiği beyin kanamasının ardından doktorunun önerisiyle cam sanatıyla uğraşmaya başladı. Başlarda hobi olarak başladığı sanat dalı eşiyle ayrılmaları sonucunda Dönertaş'ın geçim kaynağı oldu. Yıllarca mali müşavirlik yapan Yasemin Dönertaş, işinden ayrılarak tarihi Odunpazarı bölgesinde bir atölye açtı. Burada hem çalışmaya hem de sanatını icra etmeye başlayan, sosyal medyada kendini "Cam cadısı" olarak isimlendiren Dönertaş, yaptığı satışlarla kendinin ve oğlunun da geçimini sağlamaya başladı. Yasemin Dönertaş, yaşadığı süreci anlattı.
"Ben ilk başta mali müşavirlik yapıyordum eşimin yanında ve 18 yıl birlikte çalıştık. Bir beyin kanaması geçirdim sonrasında doktorum çok stresli çalıştığımı ve hobiler edinmemi söyledi. Sonra camla tanıştım ve cama âşık oldum. Evliliğimizde sorunlarımız vardı. Fiziki ve manevi şiddet gördüm. Sonrasında biz atölyede kalmaya başladık oğlumla. Burası benim hobi atölyemdi, hiçbir maddi çıkar amacı yoktu. Sonrasında buradan hem geçimimi sağlamak hem de çocuklarla zaman geçirmeye başladım."
"Çocuklar ve aileleri burada çok mutlu"
Çocukların cam sanatına olan ilgisine de değinen Yasemin Dönertaş, kendisinin çok geç başladığını ama dükkânına gelen çocuklara cam sanatını daha erken aşılamak niyetinde olduğunun altını çizdi. Çocukların burada verdikleri uğraşın onların hayatında çok değerli olabileceğinden bahseden Dönertaş, "Benim oğlum 8 yaşından beri camla uğraşıyor, oğlum dâhil tüm çocukların cama dokunmasını, sanatla uğraşmasını istedim. Biz burada çocuklarla hem zaman geçiriyoruz hem iyi kötü para kazanıyoruz. Çocuklarla ve sanatın birleşimi insan ruhuna çok iyi geliyor. Çocuklar ve aileleri burada çok mutlu. Hayatta bir kere olsun kendilerine ait bir cam yapsınlar, yaptığını bileklerine taksınlar. O onun için hayatındaki belki de en güzel hatıra. Belki de ilerde sanatla uğraşacak. Ben çünkü çok geç yaşta tanıştığımı düşünüyorum, ben 45 yaşında tanıştım sanatla. Artık tamamen mali müşavirliği bıraktım ve buradayım" diye konuşarak sanatın çocuklar için öneminden bahsetti.
Van'da bile kardeş okulları var
Dükkânına gelen çocukların dışında Eskişehir ve diğer illerde kardeş okulları olduğunu ifade eden Yasemin Dönertaş, bu okullara camdan yaptığı figürleri yollayarak onların hayatına olumlu bir dokunuşta bulunmak istediğini belirtti. Özel öğrencilere de verdiği öneme değinen Dönertaş konuyla alakalı, "Van'da benim çok kardeş okulum var. Ben onlara buradan uğur böcekleri yaptım ve onlarla orada ekinlik yaptılar. Öğretmenlerinin söylediğine göre onların imkânları kısıtlıydı. Sonra burada, Söğütönü mahallesinde de bir kardeş okulum var. Oraya da fizyonladığımız camları boyamak için gittik. İstanbul'da bir okulum var özel öğrencilerim var. İnananın sevgiyle verdiğimizde sevgiyle geri dönüş alıyoruz. Polatlı'da, Bursa'da onlar buraya geliyor, sanatla terapi yapıyoruz. Bir evi ruhumuzu dinlendiriyoruz. Kendi bilekliğini kendi kolyesini yapan benim özel öğrencilerim var ve bu durumdan aileleri de çok memnun kalıyor" diye konuştu.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.