Alaaddin aslına dönüyor
3 BÜYÜK ONARIMDAN GEÇTİ
Selçuklu dönemine ait herhangi bir onarım kaydı bulunmayan ve Osmanlı’dan itibaren çeşitli dönemlerde tamirden geçen Alaaddin Camii, 2. Dünya Savaşı döneminde askeri amaçlı kullanılmıştı. 1952 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü mülkiyetine geçen cami bu tarihten sonra üç büyük onarım geçirdi. 1983 yılında başlatılan restorasyon çalışması 1995’te tamamlanarak cami yeniden ibadete açıldı.
MALZEME VE GÖRSEL BÜTÜNLÜK SAĞLANACAK
Camiye ait rölöve, restorasyon ve restitüsyon projeleri Vakıflar Bölge Müdürlüğünce hizmet alımı kapsamında hazırlatılarak, keşif ve ihale dosyası hazırlanıp, yapılması gerekli onarımlar için restorasyon ihalesine çıkılacak. Caminin tarihindeki en büyük restorasyon çalışması olacağı tahmin edilen onarım kapsamında malzeme ve görsel bütünlük ile problem teşkil eden imalatlarda düzenlemeye gidileceği, eksikliklerin de tamamlanacağı öğrenildi.
AVLUYA BAKAN PENCERELER DEĞİŞTİRİLECEK
Bu sayede caminin tarihi hüviyetine uygun şekilde görsel bütünlüğünün sağlanması planlanıyor. Ayrıca caminin avluya bakan bütün pencereleri kaldırılarak yerine ısı camlı ahşap görünümlü alimünyum pencereler yerleştirilecek. Öte yandan günümüzde yapının zemininde herhangi bir sıkıntı olmamasına rağmen, tramvay hattının oluşturduğu titreşimlerin yapıya zarar vermesinin söz konusu olduğu öğrenildi.
Alaaddin aslına dönüyor
Osmanlı’dan bugüne birçok kez onarımdan geçen Alaaddin Camii’nde hem malzeme hem de görsel bütünlüğü sağlayacak büyük bir restorasyon çalışması başlatılacak
Selçuklu’nun Konya’daki simgesi olan Alaeddin Camii’nde köklü restorasyona gidiliyor. Selçuklu dönemine ait herhangi bir onarım kaydı bulunmayan ve Osmanlı’dan itibaren çeşitli dönemlerde tamirden geçen cami, 2. Dünya Savaşı döneminde askeri amaçlı kullanılmıştı. 1952 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü mülkiyetine geçen cami 1954 yılında tekrar ibadete açıldı ve bu tarihten sonra üç büyük onarım geçirdi. 1966 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından başlatılan restorasyon çalışmaları 1975 yılında tamamlandı. Bu restorasyon çalışmaları esnasında yapının doğu ve batı bölümlerinde toprak dam örtü kaldırıldı, kuzey ve doğu duvarları yeniden inşa edildi. 1977’de şehir su şebekesinin patlaması üzerine 1978–1979 yıllarında yapının batı bölümü askıya alındı. Cami, güneyinde bulunan su deposundan sızan suların yapıya zarar vermesini önlemek için Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 1983–1984 yılında başlatılan restorasyon çalışması 1995’te tamamlanarak yeniden ibadete açıldı. Camiyle ilgili onarımlar periyodik olarak devam etti. Camiye ait rölöve, restorasyon ve restitüsyon projeleri Vakıflar Bölge Müdürlüğünce hizmet alımı kapsamında hazırlatılarak, keşif ve ihale dosyası hazırlanıp, yapılması gerekli onarımlar için restorasyon ihalesine çıkılacak.
Caminin tarihindeki en büyük restorasyon çalışması olacağı tahmin edilen onarım kapsamında malzeme ve görsel bütünlük ile problem teşkil eden imalatlarda düzenlemeye gidileceği, eksikliklerin de tamamlanacağı öğrenildi. Bugüne kadar hem imalat hem de müdahale anlamında çok farklı uygulamaların yapıldığı camide, hem malzeme hem de görsel bütünlüğü sağlayacak mantıkla restorasyona gidiliyor. Bu sayede caminin tarihi hüviyetine uygun şekilde görsel bütünlüğünün sağlanması planlanıyor. Ayrıca caminin avluya bakan bütün pencereleri kaldırılarak yerine ısı camlı ahşap görünümlü alimünyum pencereler yerleştirilecek.
Günümüzde yapının zemininde herhangi bir sıkıntı olmamasına rağmen, Alaaddin Tepesi höyük olduğu için etrafında bulunan tramvay hattı nedeniyle devamlı titreşim olduğu öğrenildi. Anıtlar Kurulu’nun da bu konuda çekinceleri olduğu biliniyor. Merhaba
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.