Anlayış Farkı
Kulun maddî yahut manevî hukukuna riayet etmemek, Allah katında büyük bir suçtur ve İlâhî affın dışında bırakılmıştır. Yani, bir kulun hukukunu çiğneyenleri ancak o kul affedebilir. Kul, hakkını almadıkça yahut hakkından vazgeçmedikçe Allah o suçu affetmemektedir. İslâm dininde herkes birbirinin hukukuna saygı göstermekle sorumludur sorularlaislamiyet.com.
İşte dinimiz İslam’ın kul hakkına bakış açısını ifade eden bir kesit. Peki bizler Müslümanlar olarak bu hususa ne kadar dikkat ediyoruz?
İşte iki örnek olay:
Geçenlerde bir arkadaşımın anlattığı olay oldukça dikkat çekici idi.
Organizasyon işi yapan arkadaşım yurt dışı menşeli bir alışveriş merkezinin birkaç günlük faaliyetini alır. Tam program için son hazırlıklar tamamlanmaktadır ki alışveriş merkezi müdürü söz konusu arkadaşı yanına çağırır.
“Burada görev yapacak personelin sigortasını yaptırdın mı?” Der. Oldukça şaşıran organizatör, “Ne sigortası efendim burada onlar birkaç saat çalışıp gidecekler. Zaten çoğu da öğrenci, bu işi ek iş olarak yapıyorlar.”
Mağaza Müdürü’nün cevabı oldukça düşündürücüdür. “O zaman mağaza olarak sizinle çalışmamız mümkün değil. Alışveriş merkezi olarak ilkemiz gereği sigortasız eleman çalıştıramıyoruz bu süre birkaç saat bile olsa.”
Organizatör, mecburen de olsa ilk işim söz konusu arkadaşları sigortalatmak oldu diyor.
Diğer taraftan geçenlerde tanıştığım bir ailenin yaşadığı...
Konyalı bir işçi, bir yakınının döküm fabrikasında çalışmaktadır. Fabrikada bir gün patlama olur. Patlamada oldukça büyük yaralar alan söz konusu işçi bir süre yoğun bakımda kaldıktan sonra sağlığına kavuşur ama bu sürede çıkan netice onun için bir yıkımdır. İki gözünü de tamamen kaybeder. Artık onun için dünya kapkara bir gecedir!
Fabrikada yıllardır sigortasız olarak çalışmaktadır. Bu nedenle patronlardan aileye teklifler gelmeye başlar, siz sigortayı karıştırmayın sizin hastane masraflarınızı karşılayacağız, size yardım edeceğiz vs....
Şimdiye dek hep emeği ile geçinen ailenin imdadına söz konusu patlamadaki polis raporu yetişir. Mahkemeye intikal eden rapor neticesinde söz konusu kişinin yıllardır sigortasız çalıştırıldığı ve olay esnasında da sigortasız olduğu ortaya çıkar.
Hiçbir geliri olmayan ve iki gözünü de tamamen kaybeden kişi sigortalı hale gelir. Bugün tek geçim kaynağı ise sigortadan aldığı maaştır.
Kendisine şu soruyu sormakta, “Değer miydi?”
Evet öyle insanlara değer miydi, çünkü o iki gözünü verdiği belki canını vereceği kaza neticesi hem de akrabaları olan patronları, o gün bugündür bir daha kapısını çalmamış ve üstelik bir de sitem edip küsmeyi ihmal etmemişler “Sana iş verdik bir de bizi gittin şikayet ettin diye”
Yabancı hayranlığı!
Aziz Nesin’in Gol Kralı’nda olduğu gibi adamı karaya boyayıp siyahi bir hale getirince aa ne iyi bir golcü denilecek şekilde belki de bazen abartılı bir hal almakta bizde.
Ama peygamberimizin ilim Çin’de de olsa alınız dediği gibi.
Madem onlar insana saygı ve onların hakkına bu kadar saygılı biz de o zaman bu özelliklerini alma noktasında geri kalmayalım.
“Elhamdülillah” ifadesini her seferinde kullanarak sakalını sıvazlamayı ihmal etmeyen ve birlikte çalıştığı işçinin hakkını unutan insanların ise sadece şu soruyu kendilerine sormaları yeterli “Ben kul hakkına ne kadar riayet ediyorum, birlikte çalıştığım insanlara acaba insanca muamele edebiliyor muyum?” Bu soruların hakkını sağlam bir şekilde verebiliyorsa ne mutlu ona.
Günün sözü
“Başkalarının yanlışlarından öğrenmeliyiz. Hepsini kendimiz yapacak kadar çok zamanımız yok.” GROUCHO MARX
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.