Hani bir şarkı sözü vardır “Artık sevmeyeceğim bütün kabahat benim”

Ben de artık Eskil’le ilgili bir şey sormayacağım…

Nasıl olsa ne takan var ne bakan!

Haa burada takma, bakma derken şahsımla ilgili bir şey değil.

Sadece Eskil’im ve onun insanı adına…

Ya bu memlekette insanlar birçok köyde merayı sürüp ekiyor…

Defalarca uşaklar haber yaptı.

Biz yazdık ki!

Ya bir iki kelime açıklamada mı yapılamaz.

Oh ne ala memleket adam merayı sürsün, kaçak kuyusundan kilometrelerce arkla su götürsün oraları sulasın…

Haydi meraya bakmıyorsunuz, o suya da mı acımıyorsunuz.

Ondan sonra ilkokula giden minik yavruların boynuna yükü sar….

Aman çocuklar suyu israf etmeyin, diş fırçalarken musluğu kapatın vs…

Fuzuli’nin çok hoşuma giden bir sözü var…

“Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil!”

Gerçekten memlekette durum bu…

O nedenle ben de “Sorsam tesiri yok, sormasam gönül razı değil”

O zaman görmeyen, duymayan, bilmeyen o mübarek yetkililere bir misal anlatıp sizden müsaade isteyelim…

Eskiden yaşını başını almış emmilerden birisi bir İmam’ı kafaya aldı… Kendince dalga geçiyor.

Ya hoca ben aslında zekat vereceğim amma niye vereceğim, sebebi ne?

İmam efendi güzel bir lisanla zekatı niye vermesi gerektiğini anlattı.

İkinci soru geldi…

Ya hoca ben aslında zekat vereceğim ama verecek, hak eden insan göremiyorum, kimisi kaç liralık sigara içiyor, bir diğeri ne yapıyor, yani fakir bulamıyorum.

İmam şöyle bir durdu.

Gerçekten fakir bulamıyor musun?

Evet bulamıyorum dedi bizim ki…

İmam efendi altın vuruşla sözü tamamladı.

Sen hiç merak etme, sana öbür tarafta burada bulamadığın fakiri buldururlar….

Görevi ne olursa olsun bugün görevini tam manayla yapmayıp da günü kurtarmaya çalışanlara, Eskil’i yatış yeri görenlere gelsin bu hisse…

Haydi hayırlı günler…