Böbrek taşından kesisiz, yarasız girişimle kurtulmak mümkün
Toplumda görülme oranı yüzde 20'lere kadar çıkabilen ve her beş kişiden birinde görülebilen böbrek taşlarının hastalar için artık korkulu rüya olmaktan çıktığını dile getiren Doç. Dr. Özcan Kılıç, RIRC yöntemiyle, ucunda kamera olan bir aletle idrar kanalından böbreğe kadar girilerek taşların lazer ile ufaltıldığını ve böbreğe ya da idrar kanalına zarar vermeden dışarı atıldığını söyledi.
Günümüzde, ameliyat tekniklerinin gelişmesiyle birlikte, hastaların böbrek taşı ameliyatından bir gün sonra normal hayatlarına dönebildiklerini belirten Medova Hastanesi Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Özcan Kılıç, "Böbrek taşı ameliyatlarında artık gelişen teknoloji ile beraber uzun süreli yatış ve hastanede kalış zamanlarında iyice kısılma oldu ve ameliyat tekniklerinin gelişmesiyle beraber hastalar genelde bir gün sonra normal hayatlarına döner konuma geldi. Taş tedavisinde artık, doğal yollardan yani idrar yaptığı kanaldan girip idrar kesesine, oradan da idrar kanalına ve böbreğe ulaşıp böbrekteki taşı lazerle kırarak bir gün sonra hastaları taburcu edebiliyoruz. Hastalarda herhangi bir ameliyat izi olmuyor. Bu ameliyat 4 santimetreye kadar büyüklükteki taşlara yapılabiliyor. Hastalar normal yaşamlarına, iş hayatlarına en kısa sürede dönebiliyorlar. RetrogratIntraRenal Cerrahi (RIRC) adı verilen bu yöntemde, fleksible (dönüşlü) üreterorenoskop (URS) denilen bir alet ile idrarın vücut dışına atıldığı kanaldan girilerek idrar kesesine, oradan da taş olan böbreğe ulaşıldıktan sonra böbreğin bütün havuzcukları gözlemlenip taşlar tespit ediliyor ve ardından lazer ile direkt olarak taşların toz ve tuz tanesi boyutlarına kadar kırılması sağlanıyor. Sonrasında da buraya tel yerleştiriyoruz. Tel idrar akımını sağlıyor ve taşların kalan kırıntılarının ağrı yapmasını engelliyor. Son olarak hastamıza bir sonda takıyoruz ve bir gün sonra da sondamızı çekip filmle kontrolümüzü yaptıktan sonra taburcu ediyoruz" dedi.
"Ameliyattan bir gün sonra hastalar normal hayatlarına dönebiliyor"
4 santimetre büyüklüğe kadar olan tüm taşlarda ve her yaş grubu hastaya bu ameliyatın uygulanabildiğini belirten Doç. Dr. Kılıç, "Bu ameliyat, her hastaya yapılabilir. Önceleri, cerrahi operasyonlar, kanama problemi olan hastalara yapılamıyordu ya da kan sulandırıcı ilaçları kesmek gerekiyordu. Bu ameliyatın en büyük üstünlüklerinden biri, hastamız kan sulandırıcı alıyorsa bunu kesme gereğinin olmaması. Böylelikle diğer hastalıklar açısından da riski ortadan kaldırmış oluyoruz. Bu ameliyat tekniğinin hastalara sağladığı en büyük konfor, bir gün sonra hastaneden taburcu olmaları ve birkaç gün içerisinde de normal hayatlarına dönebilmeleri" diye konuştu.
"Her beş kişiden birinde böbrek taşı olma olasılığı var"
Böbrek taşının toplumda görülme oranının yüzde 20'lere kadar çıkabildiğine dikkat çeken Doç. Dr. Özcan Kılıç, "Her beş kişiden birinde böbrek taşı olma olasılığı var. Erkekler için yaşam boyu böbrek taşı görülme oranı yüzde 15'lerde, bayanlar için ise yüzde 5 ile 7 arasında. Bu, büyük bir olasılık olduğu için insanların taş açısından, özellikle ailelerinde taş öyküsü varsa, kendilerini kontrol ettirmeleri gerekir. Artık böbrek taşının tedavisi de sorun olmaktan çıktı, gelişen teknoloji ile beraber hastalarımız operasyon gerekiyorsa, operasyondan bir gün sonra hastaneden taburcu olup normal yaşamlarına da birkaç gün içinde dönme şansına sahip olabiliyor. Kişide bir kez böbrek taşı oluştuktan sonra, hastalığın tekrarlama olasılığı 5 yıl içerisinde yüzde 50'dir. O nedenle taş hastalarının, taşları temizlendikten sonra da, düzenli olarak kontrole gitmeleri gerekmektedir" şeklinde konuştu.
Böbrek taşı hastalarına beslenme önerilerinde de bulunan Doç. Dr. Özcan Kılıç, "Taş hastalığından uzak durmak için yapacağımız en önemli şey, günlük sıvı miktarımızı arttırmaktır. Ortalama olarak günlük 2 buçuk 3 litre kadar sıvı almamız gerekiyor. Özellikle tuzlardan ve hayvansal proteinlerden de uzak durmak gerekli" ifadelerini kullandı.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.