Dr. Hasibe Uyğun Küçükapan: "Annenin, anne sütünün bir mucize olduğuna inanması gerekiyor"
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Hasibe Uyğun Küçükapan, bebeklere ilk 6 ay anne sütü verme oranının yüzde 30'larda olduğunu belirterek, "Annenin gebelik öncesinde anne sütünün bir mucize olduğuna, bebeğinin ilk aşısı olduğuna, bebeğinin her gereksinimini karşılayacağına ve ekstra hiçbir şey vermesi gerekmediğine öncelikle inanması gerekiyor" dedi.
Konya Hospital Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Hasibe Uyğun Küçükapan, Türkiye'de 2008 verilerine göre ilk 6 ay anne sütü verme oranının yüzde 40'larda olduğunu belirterek, "Maalesef bu oran şimdilerde gerek sağlık çalışanlarına gerek annelere verilen eğitimlere rağmen yüzde 30'lara kadar gerilemiş durumda. Aslında biz mucize olduğundan zerre şüphemiz olmadığı anne sütünü çok da güzel anlatamıyoruz ve gerçek hayata geçiremiyoruz. Bunun tek bir sebebi yok. Bu multifaktoriyel ama her işte olduğu gibi bunda da inanmakla başlıyor. Annenin gebelik öncesinde anne sütünün bir mucize olduğuna, bebeğinin ilk aşısı olduğuna, bebeğinin her gereksinimini karşılayacağına, ekstra hiçbir şey vermesi gerekmediğine öncelikle inanması gerekiyor. Çevresi ve hekimi tarafından da cesaretlendirilmesi gerekiyor" dedi.
"Zemzem hurma gibi yiyecekler bebeğe değil anneye verilmeli"
Uzman Dr. Hasibe Uyğun Küçükapan, gebelik sonrasındaki loğusalık sürecinin anne için sıkıntılı bir süreç olduğunu da vurgulayarak, "Bu süreçte annenin sürekli bir motivasyona ihtiyacı var. Özellikle ülkemizi baz alırsak ve Konya ilini göz önünde bulundurursak mahalle baskısı diyebileceğimiz anneanne ve babaannelerin etkisi çok fazla. İlk yarım saat, bir saatte bebeği emzirmeyi çalışıyoruz. Aileye de bunu tembihliyoruz ama sezaryenle doğum ise anne, bebek henüz kavuşamıyorken bebeğe zemzem, hurma veriliyor ama bunlar anneye verilsin bebeğe değil. Henüz bilye kadar bir midesi olan bebeğe bunları verirsek anneyi emme isteğinin kaybolacağını, anneyi emdikçe annesinin sütünü artıracağını ve anne sütü o kadar kıymetli ki neredeyse bir ömür diyebileceğimiz çoğu hastalıklara karşı onu koruyacağını, en az 2 yaşına kadar ona en uygun besin olacağını anlatmak istiyoruz. Bu konuda da gerek hastane olarak gerek biz poliklinikte kendi çalışmalarımızla aileleri destekliyoruz. İhtiyaçları olduğu takdirde onlara hem eğitimler vererek hem de bizzat göstermeli olarak yardımcı olup desteklemeye çalışıyoruz" diye konuştu.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.