Glokomda Erken Teşhis Oluşabilecek Körlüğü Önlüyor

Glokomda Erken Teşhis Oluşabilecek Körlüğü Önlüyor
Türk Oftalmoloji Derneği Glokom Birimi Genel Sekreteri Prof.Dr. Mehmet Okka, Türkiye’de tahminen iki milyon kişinin glokom bakımından risk altında bulunduğunu belirterek, erken teşhis, erken ve uygun...

Türk Oftalmoloji Derneği Glokom Birimi Genel Sekreteri Prof.Dr. Mehmet Okka, Türkiye’de tahminen iki milyon kişinin glokom bakımından risk altında bulunduğunu belirterek, erken teşhis, erken ve uygun tedaviyle glokomdan oluşabilecek körlüğün kesinlikle önlenebileceğini belirtti

Prof.Dr. Okka, 8-15 Mart Dünya Glokom Haftası dolayısıyla yaptığı açıklamada, halk arasında göz tansiyonu olarak bilinen glokomun, göz içi basıncının yüksek seyretmesi ve göz sinirlerinin tahrip olması sonucu körlüğe neden olabildiğini söyledi. Hastalığın uzun süre gizli seyrettiğini işaret eden Dr.Okka, özellikle 40 yaş sonrası her yıl mutlaka düzenli göz kontrolü yaptırılması gerektiğini kaydederek "Türkiye’de tahminen iki milyon kişi göz tansiyonu bakımından risk altında. Bu hastaların sadece yüzde 5’i hastalıklarının farkında ve maalesef bunlardan sadece 300 bini tedavi edilebilmekte” dedi.

ERKEN TEŞHİS VE TEDAVİ GLOKOMDAN OLUŞABİLECEK KÖRLÜĞÜ ÖNLÜYOR

Glokomda görme kaybı oluştuktan sonra geri dönüş olmadığını, bu nedenle erken tanının çok önemli olduğunu vurgulayan Prof.Dr. Okka, şunları kaydetti: "Glokom yıllar içinde yavaş yavaş ilerleyen sinsi bir hastalıktır. Hiçbir şikayetiniz olmayabilir. Ani kapalı açılı glokom gibi tiplerde şiddetli ağrı görülebilir ancak diğer tiplerde glokom genellikle bir göz doktoru tarafından muayene esnasında saptanır. Bu yüzden çoğu kişi ancak iş işten geçtikten, görme siniri tahrip olduktan sonra hastalığın farkına varabiliyor. Bunun sonucunda da körlük gelişiyor. Glokoma bağlı körlükte tedavi mümkün değildir. Yapılan araştırmalar göstermiştir ki, Türk toplumu tarafından hastalık yeterince bilinmiyor. Erken teşhis, erken ve uygun tedavi, glokomdan oluşabilecek körlüğü kesinlikle önlemektedir."

Göz tansiyonu normalden yüksek olanlar, aile ve yakın akrabalarında glokom bulunanlar, yüksek miyop veya hipermetrop kusuru olanlar, göz yaralanması geçirenler, kortizonlu ilaç kullananlar, şeker ve migren hastalarının glokom bakımından risk altında olduğuna dikkat çeken Okka, "Glokom tedavisinde göz içi basıncının düşürülmesi olmazsa olmaz kabul edilir. Ancak son yapılan çalışmalarda ortaya çıktı ki, tedavide sadece göz içi basıncı düşürmek yeterli değil. Göz siniri ve retina tabakasının da beslenmesinin bozulmaması gerekir” dedi.

GLOKOMU TANIMIYORUZ

Glokom ile ilgili yapılan araştırma sonuçlarına da değinen Prof.Dr. Mehmet Okka, “Araştırma sonuçları, kişilerin bu kadar önemli bir hastalığı bilme oranının çok düşük olduğunu göstermektedir. Glokom hastalarının bile kendi hastalıkları, tedavisi ve olası riskleri konusunda yeterince bilgi sahibi olmadığını görüyoruz. Bizleri kaygılandıran bir diğer nokta ise daha yüksek risk altındaki kişilerin nerede ise yarısının kontrol için en az yılda bir kez bile doktora gitmediği gerçeğidir. Burada önemli olan nokta hastaların gerekli tedaviyi almazlarsa kör olacaklarını bilmemeleridir” diyerek, glokomda erken teşhis ve tedavinin önemine dikkat çekti.

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.