İsteyerek yapılan suçlar
Bu yazıma bir hayli olumlu ve olumsuz tepkiler aldım. Olumlu tepkiler olumsuzların üç kat idi. Bana atılan bazı maillerin içerisinde Saadet Partisinin zinanın suç olması için yaptığı kampanyadan da bahsetmem isteniyordu. Aslında bu konular uzmanların konusu, ben bir gazeteci olarak işin sosyal boyutunu yazdım, yine işin sosyal boyutunu yazacağım. Önce dünkü yazımla ilgili kısa değerlendirme yapıp konuya değineceğim.
Bana göre Kürtaj konusu bir gündem değiştirme konusu idi. bir haftadır bu konu tartışılıp dururken bu arada meclisten öyle önemli kanunlar geçti ki kimsenin haberi olmadığı gibi tartışılmadı bile. Askerlik kanunu bile sil baştan değişti, havayollarında grevin yasaklanması geçti ve arazi satışı ile ilgili kanunlar değişti. Geçen hafta meclisten geçen kanunları takip etmekten kafam döndü.
Bunların bir kısmını Adalet komisyonunda bulunan Milletvekilimiz Sayın İlknur İnceöz den öğrenmeye çalışacağım. Muhalefet kürtajla meşgul olurken kanunlar tıkır tıkır geçti. Yoksa engellemeler falan derken bu kanunların çıkması bir hayli uzayacaktı. Ne diyeyim Sayın Başbakan vallahi çok zeki bir siyasetçi, gündemi değiştiriverdi kafasındaki kanunları çıkartarak Cumhurbaşkanının onayından geçirdi.
Kürtaj konusu ise bir süre daha tartışılacak, sonunda konunun uzman ve yetkilileri noktayı koyarak mesele yasallaşacak. Bakın Diyanet İşleri fetva kurulu konu üzerinde çalışıyor, önümüzdeki günlerde işin dini boyutunda bir açıklama yapacaklar. Konuda çözüme kavuşarak meselenin tartışılmasına yasal nokta konacak.
Bende işin sosyal boyutu ile ilgili bir yazıyı kaleme almıştım, yazımın dini açısından yanlış olduğunu ana rahmine düşen her cenin bir insan olarak kabul edildiği söyleniyor. Ben bu konulara girmem bu konular yetkili uzmanların işidir. Ben o yazımda kürtajı yine varlıklılar yapacak basacak parayı kürtajını da yaptıracak hem de büyük meblağlar ödeyerek. Ama gariban ve fakirler de parası olmadığı için çuvalla çocuk yapacak dedim, bu sözümde hala duruyorum.
Gelelim Saadet Partisinin Türkiye genelinde açtığı kampanyaya, ilimizde de devam eden imza kampanyası zinanın suç sayılması ve kanunen cezalandırılması istemi. Benim gibi ilkeli ve gündem yaratan yazıların yazarı olarak neden bu konuya hiç değinmediğim soruluyor.
Kampanya elbette güzel, ancak yasaklar her zaman talebi artırmıştır. Sigara yasağı koyduğunuz çocuğunuzun iyi bir sigara tiryakisidir. Dün zina yasağı yok mu idi? Elbette vardı, ama aynen devam ediyordu sadece cezadan kurtulmak için rıza isteği yapıldı beyanı yapılınca kimse ceza almıyordu. Şimdi serbest oldu dünle bugünün farkı nedir? Hiçbir farkı yoktur, zina yasakken de vardı, serbestken de var. Gizli iki kişi arasında rıza ile yapılan bir suçun sahibini nasıl bulacaksınız? Adamın her gittiği yerde kafasına gizli kameramı takacaksınız, takamayacağınıza göre boşuna bir uğraştır.
Şeriatın uygulandığı ülkelerde bile yapıldığını sürekli duyuyoruz. Bunun tek çözüm yolu ahlaki ve vicdani boyutudur. Ahlaken çökmüş bir insan ne kanun tanır nede ceza. Bu işin manevi boyutu yoksa, insanlarda ahlaki çöküntü varsa ne yaparsanız yapın buna engel olmanız çok zor.
Bu suçlar alenen işlenen suç olmadığı için tespiti de çok zordur. İnsan öldürülüyor, bu bir hayati konu olduğu için genelde bu suçlar aleniyette işlenen tek taraflı suçlardır. Ben hukukçu değilim ama tek taraflı işlenen suçları tespit ve yakalama şansınız var. Ancak iki tarafın rızası ile yapılan suçları tespit etmeniz mümkün değildir. Bana göre yasa yerine insanların vicdan ve ahlaklarına maneviyat düşüncesini yerleştirerek hitap etmek gerekli olduğunu düşünüyorum.
Dün yasakken bu suçların önüne nasıl geçilemedi ise tekrar yasak getirmekle de önüne geçileceği kanaatinde değilim. Burada yapılması gereken tek iş maneviyat ve ahlaki çöküşe engel olmanın duygusunu insanlara yerleştirmektir. Bunu yapamadığımız sürece hiçbir suçu asgariye indirmemiz mümkün değildir. İsteyerek yapılan suçların başka türlü önüne geçmeniz aksi takdirde çok zordur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.