Konya Velileri Kitabı
Geçtiğimiz günlerde, Koyunoğlu Müzesindeki bir konferansı sonrası, Değerli Hocam Dr. Hasan Özönder bey, genişletilmiş olarak ikinci baskısı yapılmış olan Konya Velileri kitabını takdim ettiler. Öncelikle kalb-i şükranlarımı sunarım. Rabbim, kendilerinden Razı olsun.
Değerli Hocam Dr. Hasan Özönder bey, Konya Velileri Kitabının giriş bölümünde şu bilgileri vermektedir: “KONYA, tarihi boyunca, yerli ve yabancı seyyahların uğramadan geçemedikleri önemli bir kenttir. Onların kaleme aldıkları seyahatnameleri, Konya'yı, çeşitli yönleriyle dile getirmektedirler. Şehrimizin yüzüne tutulmuş ayna durumunda olan bu eserlerde o devir Konya’sının, idari, askeri, mali, iktisâdî ve kültürel hayatı bakımından olduğu gibi, manevi ve deruni âlemi hakkında da çeşitli bilgiler bulmaktayız. Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı dönemlerinin şehre kazandırdığı camiler, mescitler, türbeler, medreseler, kütüphaneler, dergâhlar ve tekkeler, o âlemin efsunkâr havasını bu gün de temsil etmektedirler.
Konya, coğrafî konumu ve iklimi sebebiyle yüz yıllar boyunca, uçsuz-bucaksız gibi görünen bozkırların ortasında, yolcuları serin bir kucak gibi bağrına basan, İç Anadolu'nun, transit güzergâh üzerinde bulunan önemli bir konaklama yeri, stratejik mevkidir; Şu da bir gerçektir ki Konya, ruh âleminde, gönül dünyasında sıkıntı, buhran ve fırtınalara tutulanların da, sığınağı olmuştur. Çünkü Konya, Müslüman Türk'ün elinde, nice mana erenlerinin otağı; ilim, irfan ve faziletin menbası olmuştur. Nitekim, bir yabancı olduğu halde Eugène Pittard; «Konya, mukaddes şehir!» tespitinde bulunmaktan kendini alamaz. Ve bu hayranlıkla satırlarına şöyle devam eder: «Ruhî kültürün mahsus ve âşikâr bir noktası ve güzîde bir şehir olan Konya'da olduğu gibi, bir üstad, diğer üstadlar yetiştirerek zamanımıza kadar canlı bir halde mahfuz kalmış böyle bir anane, böyle bir temadi, yedi asrın söndüremediği bir hararet, Avrupa'da bulunur mu?..»
Bir ucu günümüzde, diğer ucu da dokuz asır öncesine çıkan aydınlık zaman tüneli içerisinde Konya, Müslüman Türk kültür ve tefekkürüne büyük himmetlerde bulunan nice ulu erenlere bağrında yer vermiştir. Binâenaleyh, yerli, yabancı birçok ziyaretçilerin bu samimi ifâde ve tesbitle rinde duydukları hayranlık ve heyecana hak vermek lâzımdır.
Konya, Velîler şehridir... Boldur, bereketlidir, huzurludur. Konyalılar ve Konya'ya gelen misafirler mutludur. Şehre bu asudeliği sağlayan manevi tesirlerin başında, makam ve makberleri her gün yüzlerce kişi tarafından ziyaret edilen ulu önderlerin rûhaniyetleri gelir.
İslâm Tasavvuf Tarihi'nin belli ve büyük şahsiyetlerinden olan Konya Velileri, mânevî âlemdeki, gönüller üzerindeki deruni tesir ve nüfuzlarını, İslâm'dan almışlardır. Her şeylerini O'na borçludurlar.
İslâm tasavvufunun kaynağı, Kuran-ı Kerim'dir. Neşe ve neşvesini İslâm'dan alır. O, nezih bir yaşayışın, ali bir hayatın matlub seviyesidir. Tasavvuf, nefislerin tezkiyesi, ruhların tezhibidir. Ruhî ve vicdani bir duyuşun ve idrakin mahsûlüdür. Mutasavvıf, ruhunu bütün üstün faziletlerle bezeyip, nefsini her türlü kötülüklerden arıtarak, yüce makamlara erişmiş, Allah dostudur; aşk, zühd ve takva sahibi samimî Müslümandır.” diyerek çok veciz, özlü bir değerlendirme yapmıştır.
Kitabın muhtevasında, Konya Velileri hakkında açıklayıcı bilgiler vermiştir. Konya Velileri Kitabında bahsedilen Velilerin isimleri: “Âlimlerin Sultanı Bahaeddin Veled, Mader-i Mevlâna Mü'mine Hatun, Mevlâna, Şems-i Tebrizi, Şeyh Salahaddin Zerkubi, Âhî-Türk Oğlu Çelebi Hüsâmeddin, Sultan Veled, Ulu Arîf Çelebi, Eflâkî Dede, Şeyh Sadreddin-i Konevî, Sadır Sultan,İmam Bagavî, Cemel Ali Dede (Turut), Âteş-bâz Velî, Şeyh Alaman Sultan, Dediği Sultan, Seyyid Bayram Veliyyullah, Tavus Baba, Pîrebi Sultan, Ali Gâv Sultan, Yunus Emre, Seyyid Mahmûd Hayranî, Nasreddin Hoca, Ni'metullah Nahcuvânî, Seyyid Harun Velî, Yağmapınarı Erenleri, Dede Molla (Dedemoğlu), Pîr Es'ad (Pisili) Sultan, Sarı Yakup, İynel ve Mahmud Sultanlar, Kasım Halîfe, Yalıncak Sultan, Ebû Saîd Mehmed Hâdimî, Mehmed Kudsî (Memiş) Efendi, Şeyh Mehmed Bahâeddin Nakşibendî, Seydişehirli Şeyh H. Abdullah Efendi, Fahri (Kulu) Efendi Hoca, Mesnevî-hân Sıdkî Dede, Mehmed Arısoy Dede, Hacı Veyis-zâde H. Mustafa Kurucu, Lâdik'li Hacı Ahmet Ağa’dır.
Bu ve diğer güzel çalışmalarında bizlere sunduğu güzel bilgiler vesilesi Değerli Hocam Dr. Hasan Özönder bey’e en kalb-i şükranlarımı sunarım. Aşk, Zühd ve takva ile Allah (c.c.) dostu olan samimi Müslümanlardan olmamız duası ile Sıhhat ve afiyetler dilerim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.