MÜSLÜMAN NASIL OLMALIDIR?
Allah’a olan güveninden ötürü olumsuz gibi gördüğü bir olay karşısında asla yılgınlığa kapılıp, Rabbinden ümit kesmez. Allah herşeyi bir kader ile yaratmıştır. Bu yüzden başımıza gelen bütün olaylar Rabbimiz’in dilemesiyledir. Müslüman bu yüzden Allah’ı dost edinmeli, O’na olan güvenini kuvvetlendirmelidir. Bütün olaylar bir hayırla yaratılmışsa, şu halde Müslümanın üzülmesini, sıkılmasını gerektirecek herhangi bir durumun olması söz konusu değildir. Allah kişinin başına gelen her olayı bütün detayları ile bir hikmet üzere yaratandır. Bazen bütün olumsuzluklar üst üste geliyormuş gibi görünse de, bu olayları silsilesi de bir hikmet üzere yaratılmaktadır.
Müslüman tüm mal varlığını kaybedebilir, ölümcül bir hastalığa yakalanabilir yada bir kaza sonucu sakat kalabilir. Her neden olursa olsun, Müslümanın Allah’a karşı isyankar bir tutum sergilemesi çok yanlış olur. Rabbimiz bir ayetinde ancak Kendisine inanmayan kulların ümit keseceğini şöyle haber verir:
“… Allah'ın rahmetinden umut kesmeyin. Çünkü kafirler topluluğundan başkası Allah'ın rahmetinden umut kesmez.’’ (Yusuf Suresi, 87)
Samimi bir kalple Allah’a yönelen bir Müslümanın hayatının her anı şevk ve mutluluk vesiledir. Çünkü Allah tüm evreni yaratmış, insanın rahatı için tüm dengeleri düzene koymuştur. Ve hepsini kulunun emrine sunmuştur. Allah, Kendisine iman eden kuluna hem dünyada hem de ahiret hayatında güzellik vaad etmektedir. Müslümanın gelecekle ilgili korkuları da yoktur. Çünkü malın gerçek sahibi olan Rabbimiz ölümle birlikte tüm nimetleri insandan alacaktır. Bu yüzden Müslüman sadece Rabbinin rızasını ve cennetini hedef alan bir hayatı benimser. Müslüman herşeyde bir hayır gördüğünden, yaşadığı tüm olayların güzel yönlerini düşünür. Bu da Müslümanın sürekli neşeli olmasına vesiledir.
Tüm bu davranışlar Müslümanı olgun, dirayetli, sabırlı ve dengeli bir hale getirir. Müslüman asla dünyevi çıkarlar için basit haretlere girişmez. Müslüman her zaman asil ve karakterli olur. Allah’a olan derin sevgisinden ve rızasını kaybetme korkusu taşıdığından dolayı güzel ahlakta kararlı bir karakter sergiler.
Allah’ın rızasını ve cennetini ummak Müslümanı kötü ahlak özelliklerinden korur, sürekli çaba halinde olmasına vesile olur. Müslüman ahirete kesin bilgiyle inandığından ötürü Allah’ın hükümlerini çiğnemekten şiddetle sakınır. Müslüman Rabbimiz’in emri üzerine sürekli korku ve umut içersinde olur.
“Onların yanları (gece namazına kalkmak için) yataklarından uzaklaşır. Rablerine korku ve umutla dua ederler ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak ederler.’’ (Secde Suresi, 16)
Bu hal, Müslümanın sürekli salih amel ve güzel davranışlarda yarış içersinde olmasına vesiledir. Çünkü Müslüman bilir ki, Allah’ın rızasını kazanabildiğimizin bir kesinliği yoktur. İnsan her an isyankar bir tutum içersine girip imanını kaybedebilir, ömrü boyunca güzel ahlakta kararlılık göstermişken son nefesinde kafir olarak ölebilir. Bu yüzden Müslüman asla kendini yeterli görmemeli, sürekli bir çaba içersinde olmalıdır.
“Hayır; gerçekten insan, azar. Kendini müstağni gördüğünden.’’ (Alak Suresi,6-7)
Herşeyin bir hayırla yaratıldığından gafil olan insanlar ise küçücük bir olay karşısında sinirlenebilir, bunalıma girip dengesiz haraketler sergileyebilirler. Bu insanlar illa ki olayların olumsuz yönlerini görmek için çaba harcar, bir kere bile Allah’a güvenmeye yanaşmazlar. Allah’ın kitabını yol gösterici edinmedikler için, olumsuz gibi bir olay karşısında nasıl davranacaklarını bilemez, nefislerine göre hareket ederler. Bu da onları huzursuzluğa ve mutsuzluğa sürükler. Başlarına gelen her olayın kendiliğinden geliştiğini düşündükleri için, sürekli kendilerini veya başkalarını suçlar, yaşadıkları durumdan kendi çabalarıyla çıkacaklarını sanırlar. İşte bu yaşam tarzı Allah’ın rızasını gözetmeyen insanların azap için yaşamalarına tek nedendir.
Oysa Müslümanlar herşeyde hayır gören karakterleri ile çevresindeki insanların da olumlu düşünmelerine vesile olurlar, güzel ahlakları ile tüm insanlara örnek teşkil ederler. Rabbimiz bir ayetinde Kendisinden ümit kesen insanların durumunu şöyle haber vermiştir:
“Allah'ın ayetlerini ve O'na kavuşmayı 'yok sayıp inkar edenler'; işte onlar, Benim rahmetimden umut kesmişlerdir; ve işte onlar, acı azab onlarındır.’’ (Ankebut Suresi, 23)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.