Sağlık Bakanlığı virüsten korunması için vatandaştan; el temizliğine ve genel  temizliğe, spora, bağışıklık sistemini güçlendirmeye yönelik önem verilmesi, maske kullanılması, insanlarla yakın temasta bulunulmaması,  toplu halde bulunulmaması, zorunluluk yoksa evden dışarı çıkılmaması, ellerin kolonya ve ya sabunla temizlenmesi gibi bu ve buna benzer tedbirler alınmasını istemektedir.  Hükumet virüsün yayılmaması için okulların kapatılması, yurtların boşaltılması, bazı iş yerlerinin kapatılması gibi virüsün önlenmesine yönelik hayati ve doğru önlemler almıştı. Bu bağlamda risk oranı yüksek olan 65 yaş üstü yaşlı insanımız ile kronik hastalıkları olanların sokağa çıkmasını da yasaklamıştır. Bunları alırken de Çin’deki uygulamaları ve Dünya literatürdeki bilgilere göre hareket etmiştir. Alınan bu tedbirler bizce doğrudur hatta virüsün yayılmaması için daha ileri tedbirler bile alınması faydalı olur diye düşünüyorum. Bu nedenle yapılan her tedbiri uygun buluyorum.

İş yerlerinin kapatılması birçok insanı ekonomik sıkıntıya sokacaktır.  Kapanan iş yerleri elamanlarının ücretini veremeyeceğinden çıkaracaktır. İş yeri kapanan esnaf kendi bağkurunu ve kirasını ödeyemediği gibi ihtiyaçlarını karşılamakta acze düşecektir. Dolayısı ile devlette vergi kaybına uğrayacaktır. Ekonomik sıkıntı oluşturacaktır.  Bu dönemde devlet işsizlik sigortası, tasarruf mevduat sigortası vb fonları ileride telafi etmek üzere kullanabilir, dış borç alabilir veya mecburiyet olursa piyasa düzeldiğinde piyasadan çekmek üzere para basabilir. Nitekim,  sosyal medya da Amerika’nın virüsle mücadelede kullanmak üzere  1.2   trilyon dolar para bastığından bahsedilmektedir. Bu dönemde devlet, insanların ihtiyaçlarını karşılayacak tedbirler alarak uygulamak zorundadır. Aksi durumda, Allah esirgesin   büyük kaos  ve felaket olur. Eksikleri olsa bile devletimizin gerekli tedbirleri aldığını ve almaya çalıştığını memnuniyetle görüyoruz.

Virüsün tedavisi için vatandaştan istenenlerle devletin yaptıkları dışında bu virüsü tedavi edecek ve virüsün en fazla yayılma yerlerinden biri olan sağlık kuruluşları ile de çok önemli önlemler alınması lazım. Bu konuda nasıl bir önlem alındığı konusun da bilgi sahibi değilim. Bunlar açıklamalarda yer almamaktadır. Sadece zorunlu olunmadıkça sağlık tesisine gidilmemesi tavsiye edilmektedir.

Günümüz teknoloji çağı olduğundan,  gerekirse aile hekimi ile internetten görüntülü olarak görüşerek (sahtekarlığı önlemek açısından),  şikayetler doktora anlatılarak ya da daimi kullandıkları ilaçları belirterek, doktorda hasta kayıtlarını inceleyerek uygun gördüğü ilaçları yazmanın (bu kritik döneme mahsus olarak) yolu açılması gerekir. Bu sistem devreye girdiğinde hastanın ve sağlık çalışanlarının bir birinden virüs kapma riskini ortadan kalkacaktır. Virüsün üreme ve dağılması ile ilgili önemli bir kara delik kapatılmış olacaktır.

Doktor ve sağlık çalışanlarının virüs kapması halinde gelen hastalarında virüs kapmasını,  sağlık çalışanının ailesine de  virüs bulaşmasını ve topluma yayılmasını sağlayacaktır.

Bu dönemde sağlık çalışanları ciddi risk altındadır. Ağza ve buruna takılan maske ve eldiven dışında koruma var mı dır bilemiyorum.  El yüz hijyeni için ilaç olsa bile bu yeterli midir? Muayene sırasında hasta ile doktor zorunlu olarak yakın mesafede bulunmaktadır. Maske ve eldivende virüsten ne kadar korur onu da bilemiyorum.  El, yüz  teması  dışında hasta öksürüp hapşırdığında veya nefesinden  virüs alınabilir. Muayene sırasında  bu tür riskleri azaltacak aparatlar ve malzemeler (örneğin hasta ile doktor arasında virüs geçirmeyecek plastik bir perde gibi bir korunak malzeme kullanılabilir mi, doktor ve sağlık personeline virüsü geçirmeyecek koruyucu elbise  verilebilir mi  diye düşünüyorum.

Sağlık personelinin korunması ve virüsün yayılmaması için hastaneye gelen hasta sayısının zorunlu hastalar hariç bu dönemde düşürülmesi gerekir. Hastaneye gelen her vatandaşın bu dönemde doğrudan doktora ulaşmaması gerekir. Hastanın şikayetleri  hastane girişinde bir bölümde doktora telefonla anlatacağı bir sistem oluşturarak, fiilen muayeneyi gerektirecek bir durum yoksa gerekli görülen ilaçları yazılarak e reçete numarası verilerek hastanın da ihtiyacı giderilmelidir. Muayene gerekli olan hastada mutlaka muayene edilmelidir. Muayene edilen her hastadan sonra doktor odası dezenfekte  edilmesi gerekir. Yeni hasta temiz ve virüssüz ortamda muayene edilecek bir sistem kurulması gerekir. Temizlik işini yapmak üzere geçici personel alınabileceği gibi belediyenin temizlik elamanlarının bir kısmı buraya kaydırılarak ihtiyaç giderilebilir.

Vatandaşa da, sağlık çalışanlarına da virüs bulaşabileceği hususu dikkate alınarak  bu kritik dönemde zorunlu olmadığı sürece doktora ve sağlık kuruluşuna gitmemeleri için vatandaşın en iyi şekilde bilgilendirilmesine ihtiyaç vardır.

Başta doktor olmak üzere sağlık çalışanları virüs alıp almadıkları konusunda sık sık test edilmeli, virüs taşıyan doktorlar başta olmak üzere sağlık çalışanları  tedaviye alınarak virüs yaymaları önlenmelidir.

Bu dönemde sağlık çalışanları gibi sistemin diğer ayağı olan eczaneler de zorunlu olarak en fazla iş düşen yerlerden biri olacağı için buralarda da aynı türden tedbir alınması uygun olacaktır. Bu geçici dönemde virüsün yarattığı riske karşı sağlık çalışanları ile birlikte eczane,  serbest çalışan diş hekimi ve yanında çalışanlar için özel hayat sigortası mecburiyeti getirilmeli ve sigorta ücretinin bir bölümünü devlet karşılamalıdır.

Virüs gençlerde ölümcül olmasa bile, ciğerler  de  hasar bıraktığını izlediğim videolar da  gördüğümden sadece yaşlılar değil, gençlerde dahil her fert Devletimizin  ve Sağlık Bakanlığımızın belirlediği  tedbir ve önlemlere harfiyen uyması gerekir. Çocukların da dışarıda dolaşması da virüsün yayılmasını hızlandıracağından buna da dikkat edilmesi gerekir.

Virüsün fazla zarar vermeden tedbir alınması ve çabuk teşhis konulması açısından  hastanelerde mutlaka virüs taraması yapacak kit bulundurulmalıdır.

Okullar tatil olduğu için  karantinaların evde değil boş olan kredi yurtlar kurumu yurtlarında yapılması ve buradan kaçılamayacak şekilde tedbir alınması gerekir.

Bakanlık Ankara da bulunan Gazi Tıp, Hacettepe Tıp ve Ankara Tıp fakülteleri hocalarından görüş  alarak  hastaneleri bulunduğu yörenin nüfus durumuna göre  virüs tedavisi açısından kademelendirerek tedavi ünitelerini buna göre şekillendirmesi, Karantina, enfeksiyon ünitesi ve polikliniklerde sağlık çalışanlarının virüs almaması için önereceği tedbirler değerlendirilecek bir çalışma yapılarak uygulanması, enfeksiyon, yoğun bakım gibi riskli ünitelerde çalışan sağlık çalışanlarının virüs alma riski yüksek olacağından  personelin buradaki görevlerinden sonra  aileleri yerine  14 gün  koruma ve sağlık tedbiri  alınarak hazırlanan hastane, yurt, otel ,pansiyon veya ayrı ev gibi  bir yerde kalmaları sağlanması gerekir.

Virüsün  biyolojik bir savaş için üretildiği hususunda yaygın bir rivayet bulunmaktadır. Virüsü üretenler  muhtemelen bunun panzehirini, aşısını da üretmişlerdir. Hem insanlara ve ülkelere zarar verecekler hem de  ortaya çıkaracakları  tedavi yöntemi ile dünyanın kanını  emeceklerdir.            

Bu virüsün insan eli ile üretildiği ve sars virüsü ile birleştirildiği gibi yani mutasyona uğratıldığı hususunda  şuyu vukuundan beter  denecek durumda yaygın bir söylenti piyasada dolaşmaktadır. Bu husus ispat edilirse, bu bütün insanlığa karşı işlenmiş bir törer suçu olacağı için lahey adalet divanına götürülecek bir hadise olur diye düşünüyorum. Tabi bunu bizler değil devletler belirleyerek uygulayacaktır. Bu virüs, doğal olarak veya insan eliyle bile  üretilse, bu savaştan ne kadar az bedel ödeyerek  çıkarsak bizim için eftal olan odur. Fertler olarak üzerimize düşen sorumluluğu düzgün bir şekilde yerine getirmemiz gerekir.  Bu savaşta  başta cephede olan sağlık çalışanlarına, insanımıza ve tüm insanlığa  kolaylıklar ve Allah'tan şifa diliyorum.