Siz O tepkiyi vaktinde gösterecektiniz
Meşhur bir hikaye vardır değerli dostlar;
Yeni evlenen bir genç, eskiden beri kendisine telkin edilen yanlış telkin ve fikirlerin etkisi altında kalarak gerdek gecesinde karısını yıldırıp emri ve baskısı altına almak istemiş.
Damatla gelin, zifaf odasında iki rekâtlık namazdan sonra baklava ve tavuk yerlerken, her nasılsa damat kedinin bacağını ayırmayı unutur.
Aradan biraz zaman geçince gelin damada her dediğini yaptırmaya başlamış.
Durumu öğrenen damadın arkadaşları, “ Yahu sen ilk gün kedinin bacağını ayırmadın mı?” demişler.
Bunu duyan damat eve gider. Yine hanımıyla otururken hanımına, “Hanım bana bir su getir” der.
Kadın kendinden emin bir halde,” kalk kendin iç” der.
Adam bunun üzerine gözüne ilişen kediyi tuttuğu gibi arka bacaklarından ayırır.
Durumu anlayan hanımı, “Geç kaldın bey, onu o gün yapacaktın” der.
“Vay Eskilli ye sıra verilmediyse biz de AK Partiye oy atmayız, Eskil'i yine hesaba katmadılar, Bizim oyumuzu çantada keklik görüyorlar” gibisinden iki gündür sosyal medyada bir yaygara sürüp gidiyor.
Hele bir de buna Ali Mutlu ve Niyazi Alçay karşıtları eklenince seyredin artık...
En garibime giden de, 2 gün öncesine kadar Cumhurbaşkanlığında "Reis'e vereceğim, ama vekillikte başka partiye” diyenlere, “Reis'i cephanesiz mi bırakacaksınız” diyenlerin de yaygaraya katılması.
Biz yapmamız gereken tepkiyi zamanında yapmadık ki!
Birincisi; 23. Dönem yani 22 Temmuz 2007 seçimlerinde Rahmetli abim Demokrat Parti'den 3. Sıra adayı olmuştu. Kendisine bir sohbette,” Abi DP'nin barajı aşma şansı hiç yok. Aşsa bile Ancak 1 vekil çıkarabilir. Sen ne diye aday oldun bir açıkla bana“ dedim. Bunun üzerine abim, “Gardaş, ben çok iyi biliyorum kazanma ihtimalimizin olmadığını. Fakat ben bir dönem mecliste danışman olarak kaldım. En garip ilçe bizim Eskilimiz. Eğer Eskil ileri atılmak istiyorsa, en azından bir vekil kazandırmalı. Ben aday oldum ki, birincisi başkalarına cesaret gelip aday çoğalsın, Eskil'in şansı artsın. İkincisi Aksaray, ”Ya Eskil de var desin. Şimdi buradan ciddi bir oy çıkarsa bana, Gelecek seçimde partiler Eskil'i hep üst noktalarda değerlendirir” dedi. Ama onun ön görüsünü biz hiçe saydık ve beklenen oyu veremedik.
İkincisi; 25. Dönem de abim rahmetli Mevlüt Yol'un da içinde yer aldığı, Eskil'den toplam üç aday adayının olduğu, Mevlüt Yol, Himmet Dağlı ve Prof. Faruk Bozgöz'den oluşan bir aday adayı tablosu vardı. Üç adayımız ellerinden geldiği kadar çaba sarfettiler ve ne yazık ki sırayı alamadılar.
Peki Eskil ne yaptı?
Bugün tepki gösterenler ne yazık ki o zaman bu tepkiyi gösteremediler. Daima oylarımızı verirken, milletvekillerinin çalışkan olacağına, kaşına gözüne değil de, Cumhurbaşkanımızın hatırına verdik. Hala da öyle diyoruz. Peki bu durumda niye kızıyoruz?
Üçüncüsü; Sevgili Eskilli aday adaylarımızı Kendilerini çağırmayla yanımıza getirtebildik. Onlardan para isteyen olmadı, hiçbir talepte bulunan olmadı. “Biz onların reklamını yapalım” dedik. “Gidin Aksaray'da kendinizi tanıtın” dedik. Ama değerli aday adaylarımız işi bilmeyen kişilerle yola çıktılar,” Bizim reklama ihtiyacımız yok” dediler adeta özgüven patlaması yaptılar ve sonuç ortada.
Bu saatten sonraya kimseye kızmanın faydası yok. Herkes oyunu istediği yere vermekte hürdür. Bazen sosyal medyada birbirlerinizi üzücü kelimeler kullanıyorsunuz.
Ne demiş Aristotoles ; “Dostlarınızla siyaset yapmayın. Siyaset dostlukları zedeler. Siyasetçiler yollarına devam eder; Siz dostlarınızı yitirmekle kalırsınız”.
Biz önce kendi kendimizle barışalım. Sırf siyaset uğruna birbirimizin kuyusunu kazmayalım. Dün iyi gördüğümüz kişiye bugün kötü demeyelim. Siyaset gömleğini kimin yanında giydiysek orada çıkaralım. Birlik olalım, bir olalım ki sesimizi duyuralım.
Kalın sağlıcakla…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.