1 Aralık Dünya AIDS Günü

1 Aralık Dünya AIDS Günü
AIDS’in yayılmasını durdurmak ve Dünya çapında sarf edilen çabaları desteklemek ve yaygınlaştırmak için, Dünya Sağlık Örgütü’nün önerisi ile 1986 yılından bu yana 1 Aralık Dünya AIDS Günü olarak kabul edilmiştir.

 2010 yılı 1 Aralık Dünya AIDS günü ana teması; insan haklarının korunması ihtiyacı ve HIV’den korunma, tedavi, bakım ve desteğe evrensel erişimin sağlanmasının vurgulanması aşısından “ İnsan Hakları ve Evrensel Erişim” olarak belirlenmiştir.

 

       İnsan İmmun Yetmezlik Virüsü / Edinilmiş Bağışıklık Yetmezliği Sendromunun (HIV / AIDS) önemi 1980’lerde dünya gündemine girmesinden beri gittikçe artmaktadır. Dünyada yaklaşık 33,4 milyon erişkin ve çocuğun HIV ile enfekte olduğu, her gün yaklaşık 7000 kişinin HIV enfeksiyonunu aldığı tahmin edilmektedir. Türkiye’de hastalığın yayılımı ve görülme sıklığı dünya ülkelerine göre düşük olmakla beraber, yıllar içinde artmaya da devam etmektedir. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de HIV/AIDS ile mücadelede, hastalığın yayılımının sınırlandırılması hatta durdurulması, öncelikle hastalığın bulaşma yolları ile hastalıktan korunma yolları konusunda toplum farkındalığının arttırılması ile mümkün olabilecektir.  HIV/AIDS hastalığı ilk defe 1981 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) ve Haiti’den gelen göçmenlerde tanımlandı ve hastalığa “AIDS” (Acquirend Immuno Deficiency Syndrome) Kazanılmış Bağışıklık Yetmezliği Sendromu Virüsü adı verildi. 1984 yılında ise AIDS’e neden olan virüs “HIV” (Human Immunodeficiency Virüs) (İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü) izole edildi. Bu virüs vücudun savunma gücünü zayıflatmakta, yıkmakta ve normal koşullarda tedavi edilebilen hastalıklar, savunma gücü yetersiz kaldığından tedavi edilememekte idi.

      

Hastalık 1980’li yıllardan bu yana tüm dünyada din, dil, ırk, cins, ülke ayrımı yapmadan hızla yayılmaya devem etmektedir. 1990’lı yılların başından beri bulaşma pek çok ülkede en sık korunmasız yapılan cinsel temas ardından ise damar içi madde kullananların ortak paylaştığı enjektör ile olmaktadır. HIV enfeksiyonu sadece erişkinleri değil, bebek, çocuk, genç, yaşlı herkesi tehdit edebilen, henüz virüsü tam olarak vücuttan atmayı sağlayabilecek tedavinin ve aşının bulunmadığı bir hastalıktır. Kullanılan ilaç tedavisi ile, HIV/AIDS hastalığından ölümler azalmış, ölümcül bir hastalık olmaktan çıkıp yaşam boyu ilaç kullanımını gerektiren bir tür kronik hastalığa dönüşmüştür.

 

Vakaların %71’ini erkekler oluşturmakla birlikte, sayı kadınlar arasında da artış göstermektedir. Ülkemizde enfeksiyondan en fazla etkilenen nüfus 25-49 yaş grubundadır. Metropol iller ile turistik illerde daha fazla vaka görülmekle birlikte, vakalar hemen hemen tüm ilerimizde mevcuttur. Bildirilen kişilerin %15’i yabancı uyrukludur.

    

HIV Nedir:

Human Immunodeficiency Virüs (İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü) kelimelerinin baş harfleri ile adlandırılmış HIV virüs, bağışıklık sisteminin içine yerleşerek, bireyin bağışıklık sistemini zayıflatan bir virüstür.

 

HIV Pozitiflik Nedir:

Kanında HIV virüsü bulunan kişilere HIV pozitif denir. Bu kişiler aynı zamanda antikor bulunan seropozitif (Anti HIV testi=ELISA testi pozitif) kişilerdir.

 

AIDS Nedir:

AIDS bulaşıcı bir virüs hastalığıdır. Mikrobu HIV (hiv) adı verilen bir virüstür.HIV girdiği vücudun, mikroplara karşı koyma yeteneğini sağlayan bağışıklık sistemini etkileyip yok eder. Direnci azalan vücutta, HIV in etkisinin yanı sıra, çeşitli mikroplar da hastalıklara neden olurlar.

 

HIV/AIDS BULAŞMA YOLLARI

HIV bulaşıcılığının üst düzeyde olan bir virüs olmamasına rağmen, mutlaka korunulması gereken bir virüstür. HIV tek başına yaşımın idame edemeyen bu nedenle mutlaka konak ihtiyacı olan bir virüstür. Virüs açık hava şartlarında uzun süreli canlı kalamamakta, oksijenle temasta kısa sürede ölmektedir. Standart sterilizasyon uygulamaları virüse karşı korunmada yeterlidir. Virüsün bulaşma yolu temelde vücut sıvıları ile olmaktadır, bu nedenle kan, meni, gibi virüsün daha yoğun olduğu vücut sıvılarının virüsün iletiminde yeri büyüktür. Ancak tükürük, ter, gözyaşı ve idrar gibi vücut sıvılarında virüs bulunmamaktadır. Bu nedenle öpüşmek, tokalaşmak, ortak duş-banyo alanlarını ve tuvaletleri kullanmakla bulaşmaz. HIV enfeksiyonu  esas olarak üç önemli yolla bulaşmaktadır:

1.    Korunmasız cinsel ilişki:

HIV enfeksiyonunun en sık bulaşma şeklidir. HIV, korunmasız (kondom, kılıf, kaput, prezervatif kullanılmadan) yapılan her türlü cinsel temasla bulaşabilmektedir.

2.    Kan ve kan ürünleri ile bulaşma:

Kanda virüsün yoğun miktarda bulunması nedeni ile, virüsü taşıyan kişilerden alınmış kan ve kan ürünleri ile hastalık bulaşabilmektedir.

3.    Anneden bebeğe bulaşma:

HIV enfeksiyonu gebelik süresince, doğum sırasında vücut sıvıları ve emzirme sırasında süt ile bebeğe geçebilmektedir.

 

HIV’in BULAŞMADIĞI Durumlar:

·         Dokunmak, tokalaşmak, sarılmak ile,

·         Gözyaşı, ter, tükürük ile,

·         Aynı yerde oturmak, aynı havayı solumak ile,

·         Aynı havuzu, banyoyu, tuvaleti, saunayı, duşu paylaşmak ile,

·         Giysilerin ortak kullanılması ile,

·         Tabak, çatal, kaşık, bıçak, bardak paylaşılması ile,

·         Telefon kulaklığı, kapı tokmağı ile

·         Sivrisinek, böcek, arı sokması ile HIV bulaşmamaktadır.

 

KORUNMA

HIV enfeksiyonu önlenebilir bir hastalıktır ve diğer hastalıklarda olduğu gibi korunma önlemleri tedaviden çok daha etkili ve ucuzdur. Cinsel eğitim ve HIV/AIDS eğitim programlarının cinsel etkinlikler üzerinde uyarıcı etkisinin olmadığı ve bu etkinlikleri arttırmadığı; tam tersine cinsel davranışı etkileyerek, azaltarak ya da kondom kullanımını arttırarak riskli cinsel davranışları azalttığı saptanmıştır.

 

 

Cinsel yolla bulaşmaya karşı korunma: En sık görülen bulaşma yolu cinsel temasla olduğu için bu yolla korunma büyük önem taşımaktadır. Kondom ve doğru kondom kullanımı, hastalığın cinsel yolla bulaşmaya karşı en güvenli ve basit korunma yoludur.

 

Kan ve kan ürünleri ile olan bulaşmaya karşı koruma: 1987 yılından beri de ülkemizde kan ve kan ürünleri HIV yönünden test edilmektedir. Organ ve doku nakilleri öncesinde gerekli testlerin yapılması HIV geçiş riskini en aza indirmektedir.

Damar içi madde kullanımı alışkanlığının önlemesi, tedavi edilmesi, ortak enjektör kullanımı risklerinin anlatılması bu grup hastalarda HIV bulaşma riskini azaltmaktadır.

 

AIDS HAKKINDA DETAYLI BİLGİ İÇİN SAĞLIK BAKANLIĞININ ÜCRETSİZ TELEFON HATTI 0 800 314 79 79 ( 10 HAT) VE http/www.acsap.saglik.gov.tr/std/aids.htm İNTERNET HATTINDAN ALINABİLİR.

         AIDS Savaşım Derneği Tel: 0212 231 76 81-219 59 54 Faks: 0212 23107 60-219 93 41 [email protected]    www.aidsdernegi.org.tr

 

 KONYA İLİNDEKİ VAKA SAYILARI

Yıllar

Vaka Sayısı

Ölüm

1998

0

0

1999

0

0

2000

1

0

2001

4

1

2002

3

0

2003

4

0

2004

2

1

2005

2

0

2006

1

0

2007

5

0

2008

6

1

2009

14

0

2010*

5

0

                                                       * Ocak-Ekim 2010

 

 

 

 

Dr.Hasan KÜÇÜKKENDİRCİ

Konya İl Sağlık Müdürü

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.