Dünyada Adaletin Tesisi, Zulümlerin Bitirilmesi İçin Çalışmalıyız
Adalet; her hak sahibine hakkını verme, hakkın gözetilmesi ve yerine getirilmesi anlamına gelmektedir. Haklı ile haksızın ayırt edilmesi adalet ile sağlanmaktadır.Adalet’in olmadığı yerde Zulüm vardır.Zulüm, Adalet’in zıddıdır.Zulüm aslı itibari ile haddi aşmak ve bir şeyi olması gereken yerden farklı bir yere koymakanlamına gelmektedir.Aynı kökten gelen Zulmet (Çoğulu Zulumât) aydınlığın ve nurun zıddıdır. Haksızlık, hakkı yerine koymama, baskı, şiddet, hak yeme, eziyet ve işkence gibi anlamlara da gelmektedir. Zulüm ıstılahta; adaletsizlik, düşmanlık, hakkı engellemek, gayri meşru bir şekilde değiştirmek, noksanlaştırmak suretiyle adaletten sapmak diye tanımlanmıştır.
Zulüm, âlimler tarafından üç ana konu başlığında ele alınmıştır.1-İnsanın Allah'a karşı işlediği Zulüm. 2-İnsanların birbirlerine karşı işledikleri Zulüm. 3- İnsanın kendi nefsine karşı işlediği Zulüm. Allah’ın hükmü adalet, onun zıddı zulümdür. Zulüm yapanlara da, Zalim denir.Biz Müslümanlara düşen en önemli görev, her türlü zulüm ile mücadele ederek, adaleti tesis etmek olmalıdır.
Âyet-i Kerîmelerde:“Muhakkak ki Allah, adaleti emreder...” (NahlSûresi âyet:90),“Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi âdil davranmamaya itmesin. Adaletli olun; bu, Allah korkusuna daha çok yakışan (bir davranış) tır. Allah'a isyandan sakının. Allah yaptıklarınızı hakkıyla bilmektedir.”“…Aralarında adaletle hükmet, Allah âdil olanları sever.” (MâideSûresi âyet:8,42), “Yalan sözlerle Allah'a iftira edenden veya O'nun âyetlerini yalanlayandan daha zalim kimdir! Şüphe yok ki, zalimler kurtuluşa ermezler!” “İşte böylece işledikleri günahlardan ötürü zalimlerin bir kısmını diğer bir kısmının peşine takarız.”“De ki: Ey kavmim! Elinizden geleni yapın! Ben de yapacağım! Yurdun (dünyanın) sonunun kimin lehine olduğunu yakında bileceksiniz. Gerçek şu ki, zalimler iflah olmazlar.” (En’âmSûresi âyet:21,129,135)“… Allah zalimler topluluğunu doğru yola iletmez.” (TevbeSûresi âyet:109)
Günümüz Müslümanlarının en çok ihtiyaç duydukları konulardan birisi, beklide en önemlisi, birlik ve beraberliktir. Birlik ve beraberlik ruhunu kaybeden toplumlar, her şeylerini kaybetmek zorunda kalırlar. Fertleri birbirine düşmüş milletler, yok olup gitmeye mahkûmdurlar. Tarih bunun en büyük şahididir. Dinimiz İslâm, birlik, beraberlik, kardeşlik hukukunu emretmiş, fitne ve tefrikanın da son derecede tehlikeli olduğunu da açıkça belirtmiştir.
Güzel Ülke Türkiye’miz üzerinde oynanan çirkin oyunları gören aklıselim sahibi olan herkes, Zalimlere, hainlere karşı kenetlenerek, birlik ve beraberlik içinde mücadele etmelidir. Son günlerde yaşadıklarımız karşısında en çok ihtiyaç duyduğumuz konulardan birisi, beklide en önemlisi, birlik ve beraberliktir. Birlik ve beraberlik ruhuna sahip olanların gerçek anlamda kurtuluşa ermeleri, tefrika belasına düşenlerin de yok olup gitmeye mahkûm oldukları bilinen tarihi gerçeklerdir.Yeryüzünde cereyan eden bütün olumsuzlukların Müslümanların aleyhine olduğunu hepimiz görebiliyoruz. Dünya’nın birçok yerinde yapılan zulüm, işkence, vahşet, kan, gözyaşı vb. olumsuzlukların hemen hemen büyük çoğunluğu Müslümanların yaşadıkları coğrafyalarda, Müslümanlara reva görülmektedir. Bu yaşanan olumsuzlukları görmemek için kör, duymamak için sağır ve anlamamak içinse akılsız olmak lâzım gelmektedir. Birlik ve beraberliği koruduğumuz sürece Zalimlere karşı başarılı olmamız kaçınılmazdır.
Türkiye’mizi karıştırarak kardeşi kardeşe düşman etmek isteyen dış ve iç düşmanlara karşı birlik ve beraberliğimizi koruyarak, zalimlere karşı durarak, mazlumlardan yana tavır alıp, şanlı tarihimizde olduğu gibi, Hakkı, Hakikati, Adaleti yeryüzünde hâkim kılmak zorundayız. Zalimlere karşı duruşumuzu en somut anlamda gösterirken de, Zalimlerin yöntemlerine başvurup haddi aşmadan, kısas, hak, hukuk ve adalet merkezli mücadelemizi sürdürmeliyiz. Zalimlerin yöntemlerini aynen bizlerde uygulayacak olursak, sonucunda zalim değişir fakat zulümler değişmez. Bütünzalimlere, hukuk içerisinde hak ettikleri cezalar mutlaka verilmeli, cezalar uygulanırken bile adaletten vazgeçilmemelidir. Zulüm kimden, hangi ülkeden gelirse gelsin, gücüne ve konumuna bakılmaksızın karşı konulmalıdır. Nice Zalim; Firavunlar, Nemrutlar, Ebu Cehiller gelip geçmişler, yaptıkları zulümlerin bedelini hem dünyada ödemişler, gerçek anlamda da ahirette ebedi olarak ödeyeceklerdir. Şu unutulmamalıdır ki, Zulüm ile abâd olanın ahiri berbat olur.
Her birimiz elimizden gelen maddi ve manevi unsurlarımızı seferber ederek, güzel ülke Türkiye’miz üzerinde oynanmak istenen oyunun olumsuzluklarını gidermek için çalışmalıyız. Birlik ve beraberlik ruhunu koruduğumuz sürece başarılı olmamız, Rabbimizin lütfu ile kaçınılmaz olacaktır. Biz Müslümanlar, zalimlere karşı, inancına bakmadan mazlumlara destek olmak zorundayız. Biz Mü’minler, Hak’tan, hakikatten, adaletten yana olup, dünyada ki bütün zulümleri sonlandırmak için gayret etmeliyiz.
Allah (c.c.); her birimize, birlik, beraberlik içinde hak, hakikat ve adalet’e sahip çıkarak, zalimlerin zulümlerine karşı gerekenleri yapmayı, ayrılık, tefrika belalarından uzak durmayı nasip eylesin. Sıhhat ve afiyetler dilerim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.