‘Hazır gıdalar büyük tehlike saçıyor’
Yayınlanma:
Son günlerde kamuoyunda tartışılmakta olan NBŞ (Nişasta Bazlı Şeker) ile ilgili bir açıklamada bulanan Prof. Dr. Sait Gönen, hazır gıdalardaki tehlikeler konusunda uyarıda bulundu
Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Endokrinoloji Ana Bilim Dalı Başkanı ve aynı zamanda Türk Diyabet Cemiyeti Konya Şube Başkanı Prof Dr. Sait Gönen, yaptığı yazılı açıklama ile hazır gıdalardaki yakın tehlike için uyarıda bulundu. Şekerin insan beslenmesinde, hayati öneme sahip bir enerji kaynağı olduğunu belirten Sait Gönen, ihtiyaçtan fazla tüketilen şekerin de insan vücuduna zarar verebildiğini söyledi. Son yüzyıla kadar şeker ihtiyacının büyük kısmının meyve ve sebzelerden sağlanmasına karşılık olarak son yüzyıldaki gelişmelerin rafine şeker üretimine ve kullanımına, dolayısıyla obezitede artışa neden olduğunu kaydeden Prof. Dr. Sait Gönen, “Türkiye’de şekerin ana hammaddesi şeker pancarıdır. Nişasta bazlı şekerler, şeker pancarı ve şeker kamışından üretilen şekerlerin (sakkaroz) dışında, nişasta bazlı hammaddelerden (mısır, buğday, patates) çeşitli kimyasal yollarla üretilen genel olarak glukoz, izoglukoz, fruktoz ve türevlerinden oluşur. Nişasta bazlı şekerler doğrudan tüketilmemekte, daha çok şekerli ürünler sanayisinde girdi olarak kullanılmaktadır. Bu tatlandırıcıların başlıca kullanım alanları; şekerlemeler, şekerli ve unlu ürünler, dondurma, helva, reçel, marmelât, alkollü ve alkolsüz içeceklerdir” dedi.
Nişasta bazlı şekerlerin büyük bir oranının vücutta fruktoza dönüştüğünü bildiren Gönen, “Fruktoz, insülin direncini tetikleyerek aşırı şişmanlığa, kandaki trigliserid değerlerinde artışa yol açabilir. Maalesef ülkemizde son yıllarda işlenmiş gıdalarda nişasta bazlı şeker kullanımı çok yoğun. Gelişmiş ülkelerde ciddi kotalar var, Amerika ve Avrupa’da nişasta bazlı şekerin kullanımı yüzde 2-5’ler civarında. Bizim ülkemizde ise yüzde 15’e varıyor. Bu şeker türü mısır şurubu olarak da biliniyor. Ketçap, toz kahve kreması, bisküvi, meşrubat, şekerleme, hazır meyve suyu, çikolata, gofret, hazır puding, kek, hazır çorba gibi pek çok gıdanın üretiminde kullanılıyor. Şekerden daha ucuz olduğu için mısır şurubu tercih ediliyor. Ülkemizde aslında yeterli şeker pancarı üretim potansiyeli vardır, şeker pancarından elde edilen glukozun (şeker) kullanılması gerekir. Nişasta bazlı şekerin çok düşük oranlarda olması gerekirken marketlerden alınan hazır ürünlerin neredeyse hepsinde bulunuyor. Bu hazır gıdalardaki fruktozun zarar vermeyeceği söyleniyor, ancak, kilo almaya, insülin direncini tetikleyerek şeker hastalığına yol açabiliyor. Bu nedenle marketten aldığımız her ürünün içinde ne tür şeker olduğuna dikkat etmeliyiz” ifadelerini kullandı.
Nişasta bazlı şekerlerin büyük bir oranının vücutta fruktoza dönüştüğünü bildiren Gönen, “Fruktoz, insülin direncini tetikleyerek aşırı şişmanlığa, kandaki trigliserid değerlerinde artışa yol açabilir. Maalesef ülkemizde son yıllarda işlenmiş gıdalarda nişasta bazlı şeker kullanımı çok yoğun. Gelişmiş ülkelerde ciddi kotalar var, Amerika ve Avrupa’da nişasta bazlı şekerin kullanımı yüzde 2-5’ler civarında. Bizim ülkemizde ise yüzde 15’e varıyor. Bu şeker türü mısır şurubu olarak da biliniyor. Ketçap, toz kahve kreması, bisküvi, meşrubat, şekerleme, hazır meyve suyu, çikolata, gofret, hazır puding, kek, hazır çorba gibi pek çok gıdanın üretiminde kullanılıyor. Şekerden daha ucuz olduğu için mısır şurubu tercih ediliyor. Ülkemizde aslında yeterli şeker pancarı üretim potansiyeli vardır, şeker pancarından elde edilen glukozun (şeker) kullanılması gerekir. Nişasta bazlı şekerin çok düşük oranlarda olması gerekirken marketlerden alınan hazır ürünlerin neredeyse hepsinde bulunuyor. Bu hazır gıdalardaki fruktozun zarar vermeyeceği söyleniyor, ancak, kilo almaya, insülin direncini tetikleyerek şeker hastalığına yol açabiliyor. Bu nedenle marketten aldığımız her ürünün içinde ne tür şeker olduğuna dikkat etmeliyiz” ifadelerini kullandı.
Sağlık
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.