Nisan yağmurunun faydası kanıtlandı
Selçuk Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Genel Biyoloji Anabilim Dalı ve Mikrobiyoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yusuf Durak yaptığı açıklamada, nisan yağmurlarına bilimsel olarak bakıldığında faydasının olduğunu söyledi. İlkbaharda tabiatın uyanmaya ve canlanmaya başlamasıyla birlikte bitki ve ağaçların çiçek tozları, reçine, eterik ve uçucu yağları ile faydalı mikroorganizmaların, bitkilerden ve ağaçlardan sıcaklık etkisiyle buharlaşarak havaya karıştığını anlatan Prof. Dr. Durak, eterik yağlar (bitki kaynaklı yağlar) ile çiçek polenlerinin rüzgar ve hava akımlarıyla buharlaşarak havaya karıştığını vurguladı. Nisan ayında tabiatta çiçeklenmenin en yoğun olduğu dönem olduğunu anımsatan Prof. Dr. Durak, şunları kaydetti: ''Bitki ve ağaçların çiçek polenleri, reçine, eterik yağ ve uçucu yağları ile birlikte, meyve, çiçek, yaprak ve ağaç dalları üzerindeki faydalı mikroorganizmalar ve özellikle laktik asit bakterileri gibi faydalı mikroorganizmalar bu dönemde; rüzgar, hava akımları, arı, böcek ve sineklerin yardımı ile atmosfere karışmaktadırlar. Nisan yağmurlarıyla birlikte taşınan bu maddeler yer yüzüne düşer. Nisan yağmurları içme ve kullanma sırasında da bu özellikleri nedeniyle önemli yarar sağlar. Dolayısıyla bunlar cilde, saça veya içildiklerinde elbette yararları vardır. Havanın temiz ve kirletici unsurların olmadığı yerlerde yaşayanlar, nisan yağmurlarını temiz kaplarda toplayarak kullandıkları takdirde, sağlık açısından bir tehlikeden söz edilemez.'' Prof. Dr. Durak, nisan yağmurlarının hava kirliliğinin yoğun olduğu kentlerde, havada asılı bulunan çeşitli karbon ve kükürt partikülleri ile birlikte çok sayıda zararlı kimyasal madde parçacıklarının da yağmur sularına karışması nedeniyle havası kirli yerlerde yağmur sularının faydadan çok zarar veren bir durumun ortaya çıkmasına neden olduğu uyarısında bulundu. MEVLEVİLİKTE NİSAN YAĞMURU GELENEĞİSelçuk Üniversitesi (SÜ) Mevlana Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Yrd. Doç. Dr. Nuri Şimşekler de, yaptığı açıklamada, Mevlevilikte nisan suyu geleneğinin 21 Nisan-21 Mayıs arasını kapsayan zaman diliminde yağmurların biriktirilmesine verilen ad olduğunu belirterek, ''Genellikle ilk haftasında yağanı makbuldür. Nisan suyunu toplamak için özel işlemeli kazanlar (nisan tası) imal edilirdi'' dedi. Mevlana'nın, şiirlerinde bahar yağmurlarının bereketliliği ve bedene tazelik verdiğinin yer aldığını vurgulayan Şimşekler, Mevlana'nın ''Güz yağmurundan kaçabildiğince kaç, çünkü güz yağmuru yaprakları döktüğü gibi seni de hasta eder. Ama bahar yağmuru nasıl tabiatı canlandırıyorsa senin de dimağını (beyin) ve bedenini o şekilde canlandırır'' dediğini anımsattı. ''NİSAN TASI''Öte yandan bugün Mevlana Müzesi'nde sergilenen nisan tasının yüzyıllardır Anadolu'da var olan Nisan yağmurlarına verilen önemin göstergesi bakımından dikkat çekici olduğu bildirildi. Mevlana Müzesi Müdür Vekili Dr. Naci Bakırcı da, Konya Mevlana Müzesi'ne gelen ziyaretçilerin büyük ilgi gösterdiği eserler arasında yer alan nisan tasının yüzlerce yıldır Anadolu'da var olan nisan yağmurlarının toplanması geleneğinin günümüze yansımış en güzel göstergelerinden biri olduğunu belirtti. ''Nisan tası''nın son İlhanlı hükümdarı Ebu Said Bahadır Han tarafından Musul'da yaptırılarak 1327 yılında Mevlana Türbesi'ne hediye edildiğini ifade eden Bakırcı, ''Nisan aylarında nisan tası, Kubbe-i Hadra'nın (Yeşil Kubbe) hemen altına konur, kazanda toplanan su ziyaretçilere dağıtılırdı. Konya'da yağmurun az yağdığı kurak senelerde bu suyun bereket niyetine tarlalara serpildiği de bilinir'' diye konuştu
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.