Vicdanla Vicdansızlığın Muhasebesi

Kur’an-ı Kerim’de vicdan, insanın doğruyu yanlıştan ayırt etme yeteneği olarak tanımlanırken, aynı zamanda bir kişinin kalbinin sesidir. Vicdan, insana, kendisinden önce başkalarının haklarını gözetmesi, iyilik yapması ve kötülükten kaçınması için bir içsel uyarı sağlar. Ancak zamanla vicdanın sesini kaybetmek, insanı vicdansız bir hale getirebilir. Bu yazıda, vicdanla vicdansızlığın muhasebesini yaparak, vicdanımızı nasıl kaybettiğimizi ve onu nasıl yeniden kazanabileceğimizi tartışacağız.

Vicdanın Tanımı ve Önemi

Vicdan, insanın bozulmamış fıtratını yansıtan bir duygudur. Kendini doğru ve yanlış arasında ayırt etme yeteneği olarak tanımlanabilir. Kur’an, vicdanın izlediği yolu belirler. Neyi emrediyorsa vicdan da onu onaylar; neyi yasaklıyorsa vicdan da ondan rahatsızlık duyar. Örneğin, vicdan haksız kazancı reddederken, iyilik yapmayı teşvik eder. Bu, insanın yaratılışına uygun bir özellik olup, insanın içsel bir yol göstericisidir.

Kur’an-ı Kerim’de “Eğer iyilik ederseniz kendinize etmiş, kötülük ederseniz yine kendinize etmiş olursunuz” (İsra, 17/7) ayeti, vicdanın ahlaki sorumluluğumuzu nasıl yönlendirdiğini net bir şekilde ortaya koymaktadır. İyilik yapmak, insanın kendi ruhunu iyileştirirken, kötülük yapmak, vicdanı üzerinde bir yük bırakır.

Vicdansızlık ve Sonuçları

Vicdanın doğruyu ve yanlışı ayırt etme gücünü kaybetmesi, vicdansızlık olarak kendini gösterir. Güçlüsünüz diye güçsüzleri ezmek, haksız kazanç elde etmek ya da zulmetmek vicdansızlıkla eşdeğerdir. Bu tür davranışlar, dünyada kısa vadede belki bir kazanç sağlayabilir, ancak ahirette asla karşılık bulmaz. Çünkü vicdan, insanı yalnızca dünyevi değil, aynı zamanda manevi sorumluluklar konusunda da uyarır.

Vicdansızlık, insanı huzursuz eder, ruhsal sıkıntılara yol açar. Kişi, haksızlık yaptığında vicdanı onu uyarır. Bu uyarı, bazen bir huzursuzluk, bazen de depresyon, stres gibi ruhsal rahatsızlıklar şeklinde kendini gösterir. Vicdanı bozulmuş bir insan, her ne kadar dışarıdan mutlu gözükse de içsel bir boşlukla mücadele eder. İnsan, yaptığı haksızlıkları ve kötülükleri içinden atamaz. Yalan söylemekten, haksız kazanç elde etmekten ya da başkalarına zulmetmekten vicdan rahatlamaz, aksine daha da ağırlaşır.

Vicdanın Zayıflaması ve Alışkanlıklar

İlk başta küçük bir günah, vicdanda rahatsızlık yaratırken, bu durum alışkanlık haline geldiğinde vicdanın tepkisi zayıflar. Yalan söylemek, vicdanın ilk başta tepki verdiği bir davranışken, bunu alışkanlık haline getiren bir insanın vicdanı zamanla duyarsızlaşır. Aynı şekilde, küçük haksızlıklar zamanla büyük vicdansızlıklara dönüşebilir. Vicdanın duyarsızlaşması, insanın ruhsal yapısındaki bozulmanın bir işaretidir.

Bu durum, ayçiçeğinin güneşe yönelmesi gibi vicdanın doğruyu arayışını simgeler. Ancak vicdan, zamanla bozulduğunda artık doğruyu göremez ve yanlışlara doğru yönelir. Bu, vicdanın bozulmasının ve insanın manevi dengesinin kaybolmasının bir göstergesidir. Vicdanın bozulması, tıpkı hassas bir terazinin ağır yükler karşısında dengeyi kaybetmesi gibidir. Küçük günahlar, vicdanın hassasiyetini kaybettirir ve sonunda vicdan, doğruyu yanlışla ayırt edemez hale gelir.

Vicdanın Muhasebesi: Ne Kadar Vicdanlıyız?

Vicdanın muhasebesi, her bireyin kendi iç yolculuğunda gerçekleştirmesi gereken bir eylemdir. Başımızı yastığımıza koyduğumuzda, gün boyunca yaptıklarımızı ve söylediklerimizi düşünmek, vicdanımızı dinlemek, doğruyu ve yanlışı net bir şekilde görmek için önemlidir. Vicdanımızın sesi, ancak içsel bir muhasebe yaparak duyulabilir. Bu muhasebe, sadece doğruyu yapmakla kalmayıp, aynı zamanda vicdanımızı beslemek ve korumak anlamına gelir.

Bir insan, başkalarına zarar vermediği, vicdanını rahatsız etmeyecek şekilde hareket ettiği sürece huzurlu bir yaşam sürer. Ancak vicdan, sadece doğruyu yapmayı değil, aynı zamanda yanlışlardan da kaçınmayı gerektirir. Bu noktada vicdan, insanı sadece ahlaki anlamda değil, ruhsal anlamda da güçlendirir.

Sonuç: Vicdanın Gücü ve Kendi Hesaplaşmamız

Vicdan, insanın manevi yolculuğunda en önemli pusulasıdır. Kendimizi değerlendirebilmek, doğruyu ve yanlışı ayırt edebilmek için vicdanımızın sesini duymamız gerekir. Ancak vicdan, zamanla kirlenebilir, zayıflayabilir. Vicdansızlık, sadece dışsal dünyada değil, aynı zamanda içsel dünyamızda da bozulmalara yol açar. Bu yüzden vicdanımızın muhasebesini yaparak, içsel huzurumuzu korumalı ve doğru bir yaşam sürmeliyiz.

Vicdanla vicdansızlığın muhasebesini yapalım, her gün kendimizi sorgulayarak, vicdanımızın sesini dinleyerek doğruyu bulalım. Çünkü vicdan, insanın hem dünyadaki huzurunun hem de ahiretteki kurtuluşunun anahtarıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Erdoğan Kaya Arşivi