
Erdoğan Kaya
İnsanlara Elde Ettiğiniz Güçle Bakmayın!
Bunlar içinde en kötüsü, makam ve mevki gücüyle insanlara tepeden bakma gücüdür. Para gücü, insanları parasal olarak kullanmak ve her şeyin para olduğunu düşünmekle ilgili bir güçtür. Ancak, paranız bittiğinde, bu güç bir anda ayaklar altına düşer. Saygı ve sevgi gücü ise, toplum nazarında hiçbir maddi değeri olmayan ama en güçlü olan bir güçtür. Paranız, pulunuz ve makamınız olsa da insan olmak, her zaman o insanı güçlü kılar.
Bir zamanlar eski milletvekillerimizden biriyle konuşuyordum. Biraz dertleşirken, kendisine nasıl gittiğini sordum. Bana verdiği cevap, şu şekildeydi:
"Erdoğan Bey, milletvekili iken arkanda Meclis gücü oluyor, her kapı sana açılıyor. Dün Meclis’teyken anında telefonuma bakan idarecilerimiz, şimdi on kere arıyorum, dönmüyorlar. Sokakta yürürken, dün herkes halımı hatırımı soruyordu, şimdi bakıyorum insanlar görmezlikten geliyor. Ancak çok yakın olduğunuz dostlarınız hatır soruyor. Tabii o dostları elde ettiyseniz. Elde etmediyseniz, onlar da sizi görmezlikten geliyor."
Gerçekten de, bu arkadaşımız o dönemler toplumda sayılıp konuşulan bir vekildi. Hemen aklıma şu geldi: İnsanlar güce mi tapıyor, yoksa menfaatçilik mi ön planda? Veyahut, o gücü elde edenler insanlarla iyi iletişim kuramamış olabilir mi? En önemlisi de, dün yola çıktığı kadim dostlarını koltuğa oturunca etrafını saran yalakalara mı değiştirdi? Bu çok önemli bir soruydu.
Geçen yıl, Ulu Camii önünde duruyordum. Yine eski bir seçilmişimiz kalabalığın içinden geçiyordu. Baktım ki, kimse merhaba etmiyor. Ayakkabı boyacısının yanından geçerken, boyacı ayağa kalkıp hal hatır sordu. Allah kimseyi bu duruma düşürmesin.
İnsanlar vefalı olmalı. Hiçbir koltuk kimseye baki değil. Eğer hoş bir seda bırakmamışsanız, inanın toplumun içine çıkamazsınız. Önemli olan, hoş bir seda bırakmak ve gerçek dostlarınızı koltuğa oturduğunuzda unutmamaktır. Koltuk altınızdan gidince, dost lazım olur.
Şunu hemen belirteyim: Şimdiki Belediye Başkanı, kimseyi tiye almasa da, milletvekilleri hoşlanmadıkları insanlarla uzak dursalar da, yarın koltuk altlarından düştüklerinde, kaç kişinin sahip çıkacağını ve bu şehirde gezip dolaşacaklarını merak ediyorum.
Sizinle kucaklaşıp haşır neşir olan insanları bir kenara iterseniz, koca şehirde yalnız kalırsınız. İki dönem Belediye Başkanlığı yapmış, kısa bir dönem de Milletvekilliği yapan Nevzat Palta’yı hatırlayın; ağabeyi olmasa gezecek dört dostu yok.
Sonuç olarak, vatandaşına hoşgörüyle bakan, seven ve saygı gösteren bir insan olursanız, bu şehirde göğsünüzü gere gere gezersiniz. Allah, Hz. Ömer’in adaleti ve şefkati gibi idarecileri bizlere nasip etsin. İşte tam olarak bu yüzden, Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan halkımız tarafından seviliyor. Ancak gelin görün ki, onun sevgisini ve gücünü kendine kılavuz edinip celallenmeler, boş kovandan başkası değildir. O yüzden, kendini beğenmiş, “Dünyayı ben yarattım” düşüncesinde olanları geçmişte çok gördük; şimdi ise kimse yüzlerine bakmıyor. Burada amacım hiçbir şahsı hedef alarak kırmak değil, sadece toplumun hissesine düşeni almasını sağlamak. Yarın için hesabı yapmak, hepimizin sorumluluğudur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.